Düzenlendi.
İyi okumalarr 💗Bazı sesler duyuyordum kafamın içinde. Gözlerimi açmaya çalıştım ama açamadım, sesimi çıkartmaya çalıştım ama çıkartamadım, hareket etmeye çalıştım ama edemedim..
"En son Baran'ın yanındaymış." Dedi bir ses. Babam.. babamın sesiydi.
"Bir şey olduğu çok belli Baran'da anlatmıyor." Dedi bir ses daha. Ama çok çıkartamadım.
"Eğer kızıma bir şey olursa, Baran kızımı üzecek tek bir kelime dahi ettiyse ve kızım o yüzden bu haldeyse bedeli çok ağır olacak Vedat." Dedi babam. Vedat beyle görüşüyordu.
Gözlerimi açıp bir kaç kelime söylemek istedim.
Belki de Baran'ın sevgilisini onlara şikayet etmek istedim çocuk gibi.."Yapmamıştır Baran. Biliyorsun şirketin başına geçmek için ağızını bile açamaz." Dedi Vedat bey. Tabi ya şu koltuk sevdası.
Bir kaç şey daha konuştular ama duymak istemedim. Dakikalardır açmak istediğim gözlerimi açtığımda tavanla bakıştım.
"Kızım? Şükürler olsun uyandın." Dedi babam yanıma gelerek. Annem yoktu. Zaten hiç olmamıştı.
"S-su" Dedim zar zor. Babam bir bardak su doldurup bana içirdi. Tabi ki bir klişelik yapıp ben nerdeyim sorusunu sormayacaktım. En son yaşanılanları hatırlıyordum.
Baran'a ve o kadına sinirlenip hızla şirketten çıkıp son süratle araba kullanıyordum.. sonrası yoktu. Kaza yapmıştım..
"İyisin değil mi kızım?" Dedi babam. Kafamı sallamakla yetindim. Kimseyle konuşup kendimi yormak istemiyordum. Vedat beyle gözlerimiz kesiştiğinde suratında üzgün bir ifade olduğunu gördüm.
Göz devirmek istedim.
Vedat bey odadan çıktığında ardından annem girdi.
"Uyandın sonunda." Dedi annem imala. Şu halimle bile bana nefret duymaya devam ediyordu.
"Ne o üzüldün mü uyandığıma yoksa?" Diye sordum kısılan sesimle. Benim aksime o gözünü devirdi. Kollarını birbirine bağlayıp kaşları havada bana bakmaya başladı.
"Dilara! Bari şöyle bir durumdayken yapma." Dedi babam ve başımı okşadı. İçeri Baran girdiğinde kafamı pencere tarafına döndürdüm. Muhatap olmak istemiyordum. "Biz çıkalımda gençler baş başa kalsınlar."
Babamla annem odadan çıktığında Baran yanımdaki koltuğa oturdu ve arkasına yaslandı.
"İlginin hep üzerinde olmasını istiyorsun Defne. Bu biraz sence de fazla bencil bir davranış değil mi?" Dedi. Dalga mı geçiyordu bu adam benimle? Gerçekten beyin fonksiyonlarında bir sorun olduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Unuttuğun bir şey var. Zaten bütün ilgi doğduğumdan beri benim üstümde herhangi bir çabaya gerek duymuyorum." Dedim sinirle. Alaycı bir kahkaha attı.
"Şu hastane yatağındayken bile kendinden ödün vermemen ne hoş." Dedi tek kaşını kaldırarak. Kafasını alıp duvara vurasım geldi.
"Gerçekten ağrılarım var, zor konuşuyorum birde seninle uğraşamam." Dedim. Görmüyor muydu halimi? Ne diye hâlâ benimle inatlaşmaya çalışıyordu ki?
"Ela'ya söylediğin o sözler-" lafını kestim. Kimse beni o kıza söylediğim sözler yüzünden suçlayamazdı. Tamam belki söylenecek bir laf değildi ama o da haketmişti.
"Ne Ela'sından bahsediyorsun ya sen şu anda? Hâlâ Ela mı diyorsun birde sen? Evet kırıcı şeyler söylemiş olabilirim bunu kabul ediyorum ama sence Ela'nın bana dediği şeyler normal miydi? Bak Baran ister kabul et ister kabul etme ben o imzayı attıysam ister seve seve istersen başka şekilde önceliğin ben olmak zorundayım. Bana burda laf ukalalığı yapma o yüzden." Dedim. Haklıydım hemde sonuna kadar.
"Bak sen şu Defne hanıma.." diyip kahkaha attı. "Sen bu evliliği fazla ciddiye aldın galiba? Şunu o beynine kazı bu evlilik asla gerçek bir evlilik olamayacak. Ben hâlâ Ela'yı seviyor olacağım. Ha bu arada maalesef üzülerek söylüyorum ki benim için her zaman ikinci planı bırak üçüncü, dördüncü plan olacaksın." Dedi acımadan.
Gözümden bir damla yaş aktığında nasıl bir durumun içine düştüğüme lanet ettim. Kaza yapmamı önemsemiyordu.. en kötüsüde buydu. Başımı ondan başka bir yere çevirdim. Konuşmaya takatim yoktu.
"O şirketin başına geçtiğimde zaten boşanacağız ondan sonra ne istersen onu yaparsın boşandıktan sonra sadece senin ailenle benim ailem ortak olarak kalıcak ve bizim hiçbir bağımız kalmayacak." Dedi. Anlattıkları gram umurumda değildi. Bu teklifi çoktan kabul edip imzayı atmıştım. Onunla kağıt üzerinde evli olduğumu söylüyordu. Bende ona göre davranacaktım.
...
Taburcu olup eve geleli bir hafta olmuştu. Ve ben çok çabuk toparlamıştım. Aileler bunu gördüğünden nikah tarihini bugüne çoktan almışlardı. Ne bok yiyeceğimi bilmiyordum. Bu lanet hayattan nefret ettiğim kesindi.
Uzandığım yataktan askıda asılı olan gelinliğe gözüm değdi. Yarın giyeceğim gelinlik..
Karaman ailesi, Vural ailesi ile dünür oluyordu. Bu çok önemliydi. Şimdiden çıkıcak haberleri tahmin edebiliyordum. Bütün değerli isimler nikahımızda olacaklardı ve biz mutlu evlilik rolü yapacaktık.
(Defne'nin gelinliği)
Kimseye Defne Karaman kötü bir gelinlik seçmiş dedirtemem kimse kusura bakmasındı.
Her şey bu geceden sonra başlıyordu ne olup bitecek yaşayıp görücektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REVA
Lãng mạn"Defne, ne olursa olsun kalbim senin için atmaya devam edecek." Dedi. Zaman durdu. Bir şey dememe izin vermeden sıcak dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. O yavaşça dudağımı emerken ben kendimi karşılık verirken buldum. Kollarımı boynuna doladım...