Annyeong *-* Az önce yarın paylaşacağımı söylemiştim ama vazgeçtim böyle de mal bir yazarım ajfksldklaşdk EXO'nun comeback'i sizce de müthiş değil miydi? Bunun üzerine güzel bir bölüm yazmak istedim. Yazım ya da mantık hataları varsa kusura bakmayın ve uyarmaktan çekinmeyin lütfen. Umarım beğenirsiniz, vote verip yorum atarsanız sevinirim. İyi okumalar.
Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Bir süre buraya nasıl geldiğimi idrak etmeye çalıştım, en son Kai'nin arabasında uyuyakalmıştım. Aklıma gelen bu düşünceyle kafama vurdum. Kesinlikle ona rezil olmuştum.
Bu sırada burnuma tarçın ve nane kokusu doldu. Ferah koku bütün kıyafetlerime sinmişti. Teyzem erkek parfümü kullanmadığına göre beni buraya taşıyan kişi Kai olmalıydı. Beni uyandırmamasına şaşırmıştım, ona teşekkür etmeyi aklımın köşesine not ettim. Zaten bu akşam yemeğe gelecekti. Lanet olsun! Akşam yemeği tamamen aklımdan çıkmış!
***
"Alo Baekkie~ Sen misin?"
"Kyungie!!~ Seni çok özledim!!"
"Ben de seni özledim dostum. Sana bir konuda danışmak istemiştim."
"Her koşulda sana yardımcı olacağımı biliyorsun Soo! Ne oldu yoksa biriyle mi çıkmaya başladın?"
Ah şu çocuk! Daha bir şey söylemeden çakmıştı meseleyi.
"Hayır! Biriyle tanıştım, sadece sebepsiz bir şekilde ona havalı gözükmek istiyorum, kendimi beğendirmek. O gerçekten göz alıcı biri ve benim kadar sönük birine bakacağını düşünmüyorum."
"Kendine haksızlık ediyorsun Kyungie. Peki ben sana ne konuda yardımcı olabilirim?"
"Akşam yemeğe teyzemlere geliyor. Birlikte alışverişe gidebilir miyiz diyecektim?"
"Bu harika bir fikir! Bir saat sonra AVM'de buluşalım!"
***
"Baek, bu kadar fiyakalı bir şey sıradan bir akşam yemeği için uygun olabilir mi?"
Teyzemden kredi kartını almıştım ve mağaza mağaza dolaşmamıza rağmen tam anlamıyla içimize sinen bir şey bulamamıştık.
"Baekhyun! Şu tarafa baksana!"
İlerideki reyonda gerçekten güzel bir pantolon bulmuştum. Koyu lacivert rengiyle vücudu sarıyordu, ilk defa kendimi çekici hissetmiştim. Tuhaf bir şekilde Kai'nin beni beğenmesini istiyordum. Üst olarak pantolonun rengiyle uyumlu mavi tonlarında bir gömlekte karar kılmıştım. Eve gittiğimizde Baekhyun gözüme eyeliner çekip saçlarıma dağınık bir şekil verdi. Aynada kendime şöyle bir baktım da, vay canına!
Baek ise eserine gururla bakıyordu. İyi şanslar diledi ve özel sarılma seremonimizin ardından evine gitmek üzere ayrıldı.
Kai'ye gün boyu hiç rastlamamıştım. Evin içinde hizmetçilere her şeyin eksiksiz olması için talimatlar yağdıran teyzem oradan oraya koşuşturuyordu. Gören de başbakan geliyor sanar! 'O halde niye bu kadar özenli bir şekilde hazırlandın?' diyen iç sesimi susturdum. Ve tam bu sırada kapı çaldı. Hizmetçilerden birisi kapıyı açtı, işte orada, tüm ihtişamı ile dikiliyordu. Gerçekten bu çocukla aynı ortamdayken sarhoş gibi hissediyorum. Neyim var benim? Çaktırmadan kendimi tokatladım ve Kai'ye ilerleyecekken teyzem benden önce davranarak onu içeri aldı.
"Hoşgeldin canım bu akşam nasılsın bakalım?"
"İyiyim efendim siz nasılsınız? "
"Çok kibarsın Jongin. Yeğenimle daha önce tanışmıştınız. Misafirimize hoşgeldin de Soo."
Zoraki bir sırıtışla Kai'ye baktım. Siyah bir pantolon, beyaz gömlek üzerine siyah blazer ceket giymişti. Ağzımın suyu akmaması için özen gösterdim."Hoşgeldin Jongin."
"Lütfen, bana Kai de." alaycı gülüşünü bir tarafına sokmak istiyorum.
"O halde yemeğe geçebiliriz!" teyzemin neşeli sesi Kai ile birbirimize attığımız bakışları bölmüştü. Masaya oturup keyifle (!) sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu teyzem Kai ile konuşurken onları dinliyordum. En azından yemekler güzeldi resmen yumuldum!
"Öyle değil mi Soo?"
Teyzemin yönelttiği soruyla kafamı gömdüğüm yemek tabağından kaldırmıştım.
"Efendim? En son ne demiştiniz?"
"Lisenin son yılını benim yanımda tamamlayabilirsin diye düşünmüştüm. Buradaki özel lise gerçekten iyi bir eğitim almana yardımcı olabilir. Hem Kai ile aynı liseye gidersen yabancılık çekmezsin."
Afallamıştım bir an. Ne desem bilemiyordum.
"Eğer annem de izin verirse düşünebilirim."
"Annen sürekli çalıştığı için sana vakit ayıramadığından yakınıyordu. Böylece gözü arkada kalmamış olur. Kesinlikle burada kalmalısın artık."
Başımla onaylamaktan başka çarem yoktu. Ayrıca bu gerçekten güzel bir fikirdi. Hem Kai'yi sürekli görebilecektim! Bu düşünceyi def etmeye çalışırken yemek boğazıma takılmıştı. Deli gibi öksürürken sırtımı patpatlayan elin sahibi bana bir bardak su uzatmıştı.
"Dikkatli olmalısın Kyungsoo." Pislik herif mükemmel gülüşüyle resmen dalga geçiyordu.
Geri kalan vakit de sinir bozucu bir şekilde iyi anlaşan teyzem ve Kai'nin sohbetiyle geçmişti.
***
"Görüşmek üzere Jongin! Kusura bakma, eşim önemli bir dava ile meşgul olduğu için gelemedi. Ama sana selamı var. Ayrıca annenleri de en kısa zamanda yemeğe bekliyorum."
"Onlara ileteceğimden emin olabilirsiniz efendim. Size iyi geceler."
Teyzem beni dürtükleyerek mutfağa doğru gözden kayboldu. Kai ile baş başa kalmıştık, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum!
"O halde sonra görüşmek üzere Kai."
"Yarın bizimkilerle buluşmaya ne dersin diyecektim?"
Hiçbir planım yoktu bu yüzden teklifine balıklama atladım.
"Tabii, çok isterim."
"Bu arada, o pantolon bacaklarını fazla güzel gösteriyor. Benden başkasının yanında giymeni istemiyorum."
Dedikleriyle şok olmuştum. Yavaşça bana yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.
"İyi geceler Kyungsoo. Rüyanda beni gör."
Ve gecenin karanlığında bahçede kulağıma değen dudaklarının verdiği hisle beni yalnız bırakarak yan villaya ilerledi.
×××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Harder
DiversosSömestr tatilinde teyzesini ziyarete giden Kyungsoo'nun hesaba katmadığı bir şey vardı. Yan villada oturan sinir bozucu ve kendini beğenmiş Jongin! Peki aşk bu ikisinin kapısını çalarsa neler olur? © Tüm hakları hayal dünyamda saklıdır.