▶12. Bölüm◀

4.3K 327 80
                                    

Hatırlatma:

"D.O Kyungsoo, arkadaşın ya da kankan, seni bu kadar güzel öpebilir mi?"

Kyungsoo'nun Ağzından:

Öpüşmenin etkisiyle aval aval suratına baktığımı görünce kıkırdadı.

"Senden çok hoşlanıyorum Soo, benimle çıkar mısın?"

"Jongin bir şey söyleyeceğim." Hala öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.

"Evet." Reddedeceğimi zannedip korkmuştu.

"Çimdikler misin beni?"

"Ne?"

"Çimdikle diyorum. Rüyadayım sanırım bilinçaltım kafayı yedi."

Kahkaha attı ve yanağımı öptü.

"Rüyada değilsin Kyungsoo."

Ve anladım ki az önce bana teklif etti.

KIM JONGIN BENDEN HOŞLANIYOR! Kalkıp dans etme gibi bir rezillikte bulunmadım ilk dakikada benden soğumasın çocuk.

"Ben de senden deli gibi hoşlanıyorum. Teklifin kabul edildi." Flörtöz bir şekilde göz kırptım.

Bu anı bekliyormuş gibi beni kendine çekti ve öpmeye başladı. Tek fark, bu sefer benim de karşılık veriyor olmamdı.

- 2 AY SONRA - (Y/N: Sömestr tatili Şubat'tı, Nisan ayındalar şu an.)

Dolap kapağımı kapar kapamaz esmer bir meteorla karşılaştım.

"Dolap arkasına saklanmak, klişe." Kıkırdadım.

"Demek öyle." Beni tuvaletlerin önüne çekip öpmeye başladı.

"Kai dur, yakalanırsak disiplinde alırız soluğu."

"Peki." Burnunu boynuma sürtüp çekildi. Kelebeklerin midemi istila ettiğini söylememe gerek yok sanırım.

"Okul çıkışı Luhan'ın doğum günü için, Sehun bir parti düzenli-"

"Kesin gidiyoruz, sorman hata." Otuz iki diş güldü. (Y/N: Ve yazar öldü. Tamam sustum devam edin.)

"O halde hediye almalıyız." Okul çıkışına ilerlerken beni belimden tutup kendine çekti ve elimi kavradı. Bunu seviyordum. Elinin sıcaklığını ve ona yaslandığım zaman güven duygusunu hissetmeyi.

***

Alışveriş merkezinden kocaman peluş bir geyik -benden bile uzun ama konumuz bu değil- ve hepimizin fotoğraflarını yerleştirdiğimiz bir albüm almıştık. Albümün kapağında Sehun'la ikisinin objektife gülümsediği kalp içinde kocaman bir fotoğraf vardı. Görünce bayılacaktı.

İlk önce üstümüzü değiştirmek için eve gittik. Kapıyı hizmetçilerden birisi açtı. En kısa zamanda isimlerini öğrenmeliydim, onlara hizmetçi demek hoşuma gitmiyordu.

Jongin yanağımı öptü.

"Yarım saat sonra seni alırım." Başımla onayladım ve eve girdim.

"Teyze ben geldim!" Mutfaktaki teyzem fırın eldivenlerini çıkarıp bana sarıldı. Hayret mutfağa özel misafirlerimiz olmadığı sürece nadir girer aslında.

"Hoşgeldin bebeğim. Sana bir sürprizim var." Pantolon cebinden çıkardığı telefondan saati kontrol etti.

"Şu zamana kadar gelmiş olmalıydı."

Soru soran bakışlarıma karşılık çalan zille kapıya gittim.

"Anne?"

"Kyungie~" Onu çok özlemiştim. Sürekli çalıştığı için yüz yüze görüşme imkanımız pek olmuyordu. Sadece sık sık telefonlaşıp Skype açıyorduk. Anneme sarıldım.

"Boyun mu uzamış senin?"

"Ha? Cidden mi? Uzamış mıyım?"

"Şaka yapıyordum oğlum." Teyzemle sarılırken esprisine gülüyorlardı. Hıhladım.

"Akşam Luhan'ın doğum günü partisi varmış gidebilir miyim?"

"Luhan da kim?"

"Burada edindiğim arkadaşlarımdan biri. Çok tatlı ve yardımsever."

"Tatlı derken?" Bu bakışı biliyordum.

"Oh, hayır anne yanlış anladın. Onun bir erkek arkadaşı var zaten."

"Hmm, bu arada Baekhyun nasıl tatlım?"

"İyi. Çok iyi." Aklıma Chanyeol yüzünden topalladığı gelince gülmemeye çalıştım. (Y/N: Anlarsınız ya ;d )

"Her neyse parti işine ne diyorsun?"

"Tamam gidebilirsin bebeğim." Aegyo yapınca dayanamadı tabi.

Odama fırlayıp üzerimi değiştirdim. Özen göstermiştim yoksa Luhan kafamı kırardı. Tabii ki de Kai'ye çekici görünmek gibi bir amacım yok.

Kapının çaldığını duyunca telefon ve cüzdanımı da alıp merdivenleri uçarak indim.

Kapıda annem ve Jongin konuşuyordu.

"Kyungsoo bu yakışıklı delikanlı kim?" Çaktırmadan arkasını dönüp bana göz kırptı.

"Telefonda bahsetmiştim önceden, Kim Jongin, benim erkek arkadaşım anne."

Jetonu yeni düşen annem Kai'ye mahçupça gülümsedi.

"Kusura bakma tatlım, iş güç koştururken aklımdan çıkmış olmalı."

"Önemli değil, sizinle tanıştığıma memnun oldum efendim." Jongin doksan derece eğilerek selam verdi. Annemin mest olmuş olmuş bakışlarından beğenisini sezmiştim.

"Ben de memnun oldum. İçeri gelmek ister misin?"

"Ben Kyungsoo'yu almak için gelmiştim, arkadaşımız Luhan'ın doğum gününü kutlayacağız da."

"Peki o halde sonra görüşmek üzere çocuklar."

El sallayıp arabaya bindik. Yolda giderken Jongin mırıldandı.

"Lanet."

"Ne oldu Jonginnie?"

"Benzin bitmiş Soo. Gelirken dikkat etmemiştim yolda istasyonda durmamız gerek." Başımla onayladım.

Arabaya benzin doldurulmasını beklerken parmaklarımla dizime ritim tutuyordum. Sonunda binebildin Kai.

"Tamamdır hadi gidelim geç kalırsak Sehun bizi çiğ çiğ yer."

Arabayı geri vitese takıp otobana çıkınca bize doğru gelen tırı farkettik. Yalnız ters giden bir şey vardı, bir türlü fren yapmıyordu sanki şoförü kontrolü yitirmişti.

Şarampole yuvarlanmadan önce Jongin'in ismimi bağırdığını hatırlıyorum.

×××

Bölüm sonu. Bu notu okumaya bir dakika ayırırsanız sevinirim.

İtiraf edin hiçbiriniz böyle bir olay beklemiyordunuz. Açıkçası ben de beklemiyordum, alabildiğine fluff bu hikaye biraz angst olacak gibi. Ruh halimi yansıtıyorum sanırım yazarken. Ve en önemli haberi vermeliyim, finale son birkaç bölüm arkadaşlar. Final ardından özel bölümler ekleyip Love Me Harder dosyasını tamamen kapatacağım. Umarım KaiSoo'yu bir gıdım daha sevilesi gösterebilmişimdir size. 2. Sezon yapar mıyım, orası muamma ama tadında kesmek en iyisi bence. TEOG öncesi son bir bölüm eklemek istedim, sınav için dua edin bana lütfen. Sonra görüşmek üzere.

Dipnot: Lulu'muzun doğum günü -biraz geç oldu ama- kutlu olsun. Minnak geyik, iyi ki doğdun, seni seviyoruz ♥

-Özge

Love Me HarderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin