"Adın Angel demek. Adının aynısısın tıpkı bir meleğe benziyorsun.."
Dıt dıt dıt
Saatin sesiyle uyandım Yine aynı rüyayı görmüştüm. Aslına bakarsanız on seneden beridir aynı rüyayı görüyorum.
"Angel!"
Annemin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.Artık lise ikinci sınıfa geçmiştim. Okulum Amerika'nın en iyi sanat okuluydu. Düşüncelerimle birlikte banyoya gittim. Saçımı iki yandan dağınık topuz yaptım. Dolaptan yırtık pırtık siyah tulumumu aldım. İçime de "Avenged Sevenfold" tişörtümü giydim. Sonra kahvaltıya indim. Kahvaltıdan sonra converselerimi giyip bisikletimi aldım ve okula doğru ilerledim.
"Ahh, çok tatlı!"
Okulun önünde bütün kızlar toplanmış aynen böyle bağırıyorlardı. Önce "Bu geri zekalılar ne yapıyor?" diye düşündüm ama merakıma yenik düştüm. Kalabalığa doğru yaklaştım ve her şey o an oldu. Bu Samdi ama bizim okulda ne işi vardı? Acaba beni hatırlayacak mıydı? Sonra gözüm yanındaki kızlara kaydı. Çok ayrı dünyaların insanları gibiydik. Daha da önemlisi Sam'de bir şeyler vardı sanki karşımda duran kişi Samdi ama aynı zamanda da değildi. O sırada biri arkamdan itti ve Sam'in önüne düştüm. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Gözlerinde sadece boşluk gördüm. Bu benim on sene önce gördüğüm Sam miydi? Sam'e ne olmuştu? Neden bu kadar tuhaf davranıyordu?
Bir anda Sam'in konuşmasıyla irkildim.
"Biliyorum hayranımsın ama önüme atlamana gerek yoktu." dedi.O an ne diyeceğimi bilemedim bu Sam değildi. En azından benim tanıdığım Sam değildi. Benim tanıdığım Sam kibardı ve kimseyi kırmazdı ama bu çocuk tam tersiydi. Kendini beğenmiş ve egoistti. Sanki bütün dünya onun etrafında dönüyordu.Bugün çok kötü başlamıştı acaba daha ne gibi sürprizlerle karşılaşacaktım?
Gecikme için özür dilerim. Sınavlar vardı yazmaya vakit bulamadım. Umarım beğenmişsinizdir. Bir dahaki chapterda görüşmek üzere.. ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümsemesini Kaybeden Kız
Roman d'amourAcaba o Sam olabilir miydi? Kaybettiğim gülümsememi onda bulabilir miydim? Ona güvenebilir miydim?