Tord:
Daha fazla dayanamıycam. Burdan çıkmam gerek. O orospu çocuğu Tom'u canlı bir silaha dönüştürebilir. Evet benim amacım da onu canlı bir silah yapmak ama bunu ilk o yaparsa yaşama şansım bile kalmayabilir. Siktir..
Kolumdaki serumları söktüm oksijen maskesini çıkarıp yere attım ve hastane terliklerini ayağıma geçirdim. Kıyafetlerimin hepsini almışlardı. Hasta elbisesiyle çıkmaktan başka çarem yoktu. Şanslı olmalıyım ki ameliyat elbisesi giymiyordum yani açık bir yerim yoktu tek sorun doktorlara veya hemşirelere görünmeden nasıl çıkacağımdı. Camdan aşağıya baktım. 3. katta olmalıydım. Çok yüksekti yani atlama şansım yoktu. Aklıma bir fikir geldi...
"Tord Larsson? Olamaz hasta yok--!"
"Shh.."
Hemşirenin azını kapatıp kapıyı kilitledim.
Onu bayıltmak için kafasını sertçe yere vurdum ve kıyafetlerini çıkartıp kendim giydim. Lanet olsun. Bu etek bu kadar kısa olmak zorunda mı?! Aynada kendime baktım. Kız gibi görünüyordum. Bu şuan için iyi birşey ama pek hoşuma gitmemişti. Kaslarımı sıktığımda biraz daha erkeksi görünüyorum en azından. Bunları şimdi düşünmemem lazım.
Odadan dikkatlice çıktım ve koşar adımlarla çıkışa gittim.
"Mandy! Hey!"
Birinin kolumu tutmasıyla Mandy dediği kişinin hemşire olduğunu öğrendim. Ne aptalım. Hiç isimliğe bakmaz mı bir insan?!
"E-evet?"
"Mandy sen iyi misin? Dün sesin böyle değildi- sen saçlarını mı boyattın?"
"Şey...uhhh... dün kuaföre gittim biraz değişiklik yapmak istedim. Kuaför hastaymış bana da bulaştı herhalde sesim kısıldı"
"Ama sen değişiklikten nefret edersin?"
"Garip değilmi, insanlar nasıl değişiryor! Hehe... N-neyse benim gitmem gerek"
"Ama daha nöbetin bitmedi"
"Acil bir işim çıktı. Yarım saate dönerim"
"Ama-"
"BU DA NE?!"
Ses odamdan gelmişti. Hassiktir. Biri hemşireyi fark etmiş olmalı
"MANDY BAYILMIŞ! BİRİ YARDIM ETSİN!"
"Mandy mi? Bir dakika eğer Mandy baygınsa.. sen- HEY! BURAYA DÖN!"
Koş Tord Koş!
"Hass-"
Eteği unutmadan koş. Eteğimi aşağı çekiştirerek red army binasına doğru koşmaya başladım. Koşarak oraya ulaşmak çok uzun sürecekti ama bu halde otostop çekemezdim. Taksi için de param yoktu. Yapılacak tek şey koşmak..
Yaklaşık 1 saat koştuktan sonra iyice yorulmuştum. Eteğimi düzeltip bir banka oturdum ve gözlerimi kapatıp etrafımı dinlemeye başladım"Anne dondurma alabilir miyiz?"
"Hayır tatlım sonra hasta oluyorsun""Hey dostum şuna bak!"
"Kaykayı iyi öğrenmişsin! Yakında beni de geçersin""Bu kadar aynayı napıcaksın?"
Heh Matt..
"Edd! Lütfen ama son bir tane!"
Edd mi? Hassiktir. Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Bu onlardı. Burdan uzaklaşmam gerek.. Ayağa kalkıp uzaklaşmaya başladım. Koşarsam fark edilebilirdim. Arkama dönüp baktığımda el ele tutuşup sohbet ederek arkamdan geliyorlardı. Tom doğruyu mu söylüyordu? Oha.
Önüme döndüm ve yürümeye devam ettim önümde ormanlık bir alan vardı ordan koşabilirdim. Kimse şüphelenmezdi. Ağaçların arasında gözden kaybolana kadar ilerleyip tekrar koşmaya başladım. Red army binasına yaklaşık 30 km kalmış olmalıydı. Dayanabilirim. Koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım. Bir buçuk saat koştuktan sonra army binasına ulaşmıştım. Eteğimi tekrar düzelttim ve binayı uzaktan izlemeye başladım. Bu halde içeri nasıl giricem ben?! Beni böyle görürlerse üstlerindeki baskımı kaybedebilirim. Lanet olsun. Bekle.. o camdaki şey de ne-? TODD YAKTIM ULAN SENİ!!!Binaya doğru koştum. Askerlerin en az olduğu bölgelerden gizlice içeri girdim ve Todd'un odasına doğru koşmaya başladım. Üstümü değiştirecek vaktim yok. Acele etmeliyim!
"Todd seni pezevenk!!!"
İçeri daldığımda Todd, Tom'un ağzını baksırla tıkamış, cama dayayıp beceriyordu. Elleri ve bacakları sıkıca bağlanmış ve gözleri kapatılmıştı.
"Vay vay vay, kardeşim? Giyim tarzın ne güzelmiş. Bize katılmaya mı geldin?"
"Kes sesini ve Tom'u bırak, hemen!"
"Neden?"
"Ona tecavüz etmeye hakkın yok!"
"Seninde bir canlı üzerinde deney yapmaya hakkın yoktu. Ama sen yaptın. Şimdi çık odadan."
Todd Tom'un içinden çıkıp sertçe tekrar girdi. Tom'un acı çığlıkları beni daha da sinirlendiriyordu
"Sana Tom'u bırak dedim!"
Todd'un suratına sert bir yumruk geçirdim, sersemleyip yere düşünce sandalyedeki mantoyu Tom'a giydirip koşarak odadan çıktım. Binanın çıkışına metreler kalmışken iki askerin sesini duydum onları atlatabilirim.
"Yakalayın o şerefsizi!"
Hassiktir ya. Todd bu kadar hızlı mı? Topukla Tord, topukla! Askerler bana doğru koşmaya başlamıştı ama kapıya çok yakındım. Başarabilirim!
*silah sesi*
"ARGHH-!"
Bacağım! Bacağımdan vuruldum. A-ama kaçmam gerek!
"Tom beni dinle, gitmelisin!"
Tom'un kollarını ve bacaklarını çözer çözmez askerler beni yakaladı. Tom gözünün bağını açtıp kaçmaya başladı
"Tamam. Diğerini boşverin. Bu bana yeter."
Todd bana doğru geldi. Ve saçımdan kavrayıp gözlerimin içine baktı
"Bittin sen."
Gözlerim dolmuştu. Bir yandan saçımı çekiyordu bir yandan da bacağım acıyordu. Todd saçımı bırakıp yaralı bacağıma baktı.
"Yazık."
"AGHH-! D-dur!"
Todd bacağımı eziyordu. Bacağımdan daha çok kan akmaya başladı. Kan kaybından başım dönüyor. Hayır, bayılamam. Bu piçin yanında bayılamam...
..."Tord."
"Ugh...nerdeyim ben?"
Devam edecek...