0.1

1.4K 48 21
                                    

Zil sesini duymamla sandalyenin üzerinde duran havluyu alıp terimi sildim. Müziğin sesini kısarken kapıya doğru yürüyordum. Havluyu kenara atarken kapıyı açtım.

"İrem Boyraz?"

"Benim." dedim uzatılan zarfı elime alırken. 

"Şuraya bir imza alayım."

Kuryenin elinde tuttuğu kağıda imzamı attıktan sonra kolay gelsin diyip kapıyı kapattım.

Telefonumun melodisi evin içini inletirken kablosuz kulaklığımı kulağıma geçirdim.

"Efendim?"

"Günaydın güzelim. Gerçi sen uyanıp kahvaltını, sporunu yapmışsındır ama normal insanlar için gün daha yeni başlıyor."

"Sana da günaydın Beyza." dedim elimdeki zarfı yırtarken.

"Bugün kahve içelim mi? Çok özledim seni."

"Olur. İçe- Bir dakika Beyza. Bekle biraz." 

Elimdeki zarfı yırtar gibi açarken çığlık atmaya başladım.

"Hayır, hayır, hayır, hayır. Bu gerçek olamaz. Hayır, hayır, hayır."

Kahkaha atarken elimdeki zarfı sallayarak kahkaha atıyordum.

"Noldu İrem, noldu?" 

Beyza, telefonda heyecanla bana bağırıyordu.

"Beyza çabuk bize gel. Çabuk."

Kahkaha atarak telefonu kapatıp koltuğun üzerine doğru fırlattım. 

Elimdeki kağıdı yanlış mı okuyorum diye en az 15 kere okumuştum. Şaka gibiydi. Ben, İrem Boyraz, resmen derbi için hakemlik yapacaktım.

Ligin en önemli hakemlerden biri olan Cüneyt Çakır geçirdiği kalp krizi sonuç bu sene hakemlik yapmayacaktı. Genelde derbileri o yönetirdi. Sektörde benden çok daha iyi ve önemli hakemler varken neden ben seçilmiştim ki? 

Yüzümdeki gülüşe engel olamadan elimdeki kağıdı bir kere daha okudum. En altta Nihat Özdemir'in, TFF başkanı,  imzası vardı.

"Şaka gibi. Şaka gibi. Gerçek olamaz. Şaka gibi."

Girişteki telefon çalarken açıp kulağıma götürdüm.

"Merhaba İrem Hanım, Beyza Hanım geldi. Haberiniz var mı acaba?"

"Var Zafer. Gelebilir." Telefonu geri yuvasına yerleştirirken kapıyı açıp kendimi kapıya yaslayarak asansörün açılmasını bekliyordum.

Asansörün kapısı daha tam açılmadan Beyza içeriden fırlayıp koşturarak kapıya geldi.

"Noldu? Kalbime inecek. Çok merak ediyorum. Noldu İrem?"

Nefes nefese elini kalbine koyarak konuşuyordu.

"Naptın koştun mu yirmi iki katı, soluk al."

"Gerizekalı nasıl koştum haberin var mı? Bir şey oldu sandım. En baş dehşetle sonra sevinçle bağırıyordun telefonda. Eşofmanla fırladım evden eşofmanla."

Beyza'yı hızla kendime çekip kocaman sarıldım. 

"İstediğin şu spor ayakkabılar vardı ya, sana onları alacağım. Bu gerçekse paraya kıyıp sana onları alacağım."

Beyza dehşetle kendini benden çekip elini alnıma koydu.

"Ateşin de yok. İyi misin İrem?"

"Sen ve para çarçur etmek?"

Hakem | Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin