Yaşam'ın Anlamı

32 0 0
                                    

     Güzel bir yaz günü güzel bir bebek doğdu.Annesi ve babası o doğmadan ona Alp ismini verdiler.Ne yazık ki annesi onu doğururken can verdi...Alp'in bir abisi vardı.Toprak.

Yaşamına annesinin canını alarak başlayan Alp,hiçbirzaman yeterince sevgi görmedi.Alp'in annesini delice seven Kenan bey,sevdiğini kaybetmenin acısıyla kendisini kötü alışkanlıklara verdi.Hiçbir zaman anne ve baba sevgisi görmeyen Alp babasını da yakın zamanda kaybetti.Anne ve babası aile rızası olmadan evlendikleri için Alp'i ve Toprağı hiçkimse istemiyordu.

18 yaşına kadar Alp bir yetiştirme yurdunda kalmıştı,Toprak,Alp'den büyüktü.Toprak yurttan daha erken çıkıp çalışmaya başlamıştı.Alp hiçbir arkadaş edinemedi.Onun felsefesi her zaman "İnsanın dostu yoktur;saadetine ortak olmak isteyenler vardır" olmuştu.

Hiçkimseden sevgi görmediği için kötü yetişmişti.Bencillik ve cimrilik yaşam felsefesiydi.İnsanlara güvenmemeyi ilke olarak benimsemişti Alp...

Ama Toprak öyle değildi.İyi bir abi değildi belki ama kişilik olarak Alp'in tam tersiydi.Alp gibi sevgi görmemesine rağmen o iyi birisi olmaya çalışıyordu.Abisi Alp'i pek sevmiyordu.Annesinin ölümünden Alp'i sorumlu tutuyordu.

Alp'in hayatı boyunca tek amacı başarılı olmaktı.Başarıdan anladığı da zengin olmaktı.Ancak o kadar zengin olursa istediği herşeyi elde edebileceğini sanıyordu Alp.

İnsanlar Alp'ten nefret ediyordu.Alp herkesi fakir ve ezik olarak görüyordu.İnsanları aşağılamayı çok seviyordu ve bunu bilerek yapıyordu.Ama o insanların onu sevmemesinin nedeni olarak ondan çıkar elde edememeleri olarak görüyordu.

Alp çok çalıştı.Tabii ki zenginliğini yani başarısını sadece çalışarak elde etmemişti.Ondan önce çalışmaya başlayan abisi Toprak'tan çalıyordu.Toprak görmüyor değildi görmezden geliyordu.Kardeşine dahi atmadığı kazık kalmamıştı Alp'in.

Bir kadınla tanışıp onunla evlenmişti ama bu biraz da paranın gücü sayesindeydi.Alp,karısını da parasıyla satın almıştı.Karısı onu seviyordu.2 çocuğu oldu ama Alp ne çocuklarıyla ne de karısıyla hiç ilgilenmedi.

Yoksullara asla yardım etmezdi Alp,hatta onlara kızardı.Zira yoksullar ya tembelliklerinin ya kendi hatalarının kurbanları ya da Tanrı'nın cezalandırdığı kimselerdi.

Yıllar geçti ve kardeşiyle hiç görüşmedi.Karısı ölürken dahi son nefesinde Alp diyordu.Fakat Alp bey cenazesine dahi gitmemişti.Alp'le parası için birlikte olduğu karısı kötü olmasına rağmen daha sonradan Alp'i kabul edip olduğu gibi sevmişti.Alp'i seven tek kişiydi.Alp'in torunları olmuştu ve büyümüşlerdi.İlk çocuğu oğlunun babasıyla konuşmasına asla izin vermedi.Ama diğer çocuğu annesine benziyordu.Ne olursa olsun o benim babam diyordu ve konuşmaya gidiyordu.Ama sahip olduğu tek evladını da "Bende sana çıkacak para yok" kelimeleriyle kaybetmişti.

Alp hayatında bir ilk yaptı ve üniversitede okuyan torununa biraz harçlık gönderdi.Ama bunu her defasında kafasına vurdu çok sevgili torununun.Torunu çok vefalı birisiydi.Yine de dedesine kıyamadı.

Alp yaşlanmıştı ve birgün her insan gibi hasta oldu.En iyi hastahanede yatmasına rağmen hastalığı çok ciddiydi.Hemşireler ve doktorlar etrafında dört dönüyorlardı.Ancak günler geçiyordu ve hastahaneye kimseler ziyarete gelmiyordu.

Zavallı karısı ölmeseydi mutlaka yanında olurdu.Oğulları onunla konuşmuyordu.Kendini çok yalnız hissediyordu.Çok parası vardı ama yalnızdı.Acaba bir hata mı yaptım diye düşünüyordu.Yaşam felsefesi mi hatalıydı? Bu düşünceler içerisindeyken ondan sadece bir defa yardım gören torunu ziyarete geldi.Dedesine bir kitap hediye etmişti.Oysa Alp bugüne kadar hiç kitap okumamıştı.Boş insanların işi diye görürdü.Televizyon izlemekten çok sıkıldığı bir an kitabı eline aldı.Belki bir resim vardır umuduyla bakınmaya başladı Alp.Sayfaları karıştırırken bir şiir gördü.Okudu okudu ve okudu.Yutkundu,gözleri doldu.

Masa üzerindeki ilaçlardan bir avuç aldı ve içti.Yine kitabı eline alarak şiiri son bir kez daha okudu.

Kitap elinden düştü.Alp ölmüştü.

Bir süre sonra içeriye gelen hemşire adamın öldüğünü anladı.Torununa haber verdi.Torunu dedesinin ilaç içerek intihar etmesine şaşıyordu.Hayatı bu kadar seven bir insan neden intihar ederdi ki?

O sırada gözü yerdeki kitaba ilişti.Tam da şiirin bulunduğu sayfa açıktı.Şiirin her mısrasının altı çizilmişti.Şiiri okuyunca dedesinin niçin intihar etmiş olduğunu anlamak hiç de zor olmadı.

Belki de katil benim düşündü torunu.

Şiirin mısraları şöyleydi ;

Bir tek kalbin kırılmasını önleyebilirsem,
Boşuna yaşamış olmayacağım.
Ya da bir acıyı yaşamdan alabilirsem
Veya bir yarayı sarabilirsem
Ya da bir fidanın yeşermesini sağlayabilirsem
BOŞUNA YAŞAMIŞ OLMAYACAĞIM...

                              - SON -

HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin