6

25K 2.3K 448
                                    


jungkook, evden nasıl çıktığını, arabaya nasıl bindiğini ya da telefonundaki konuma nasıl vardığını hatırlamıyordu bile. sadece taehyung'un yanına olabildiğince hızlı varmak için adeta uçmuştu.

aceleyle arabadan inip apartman dairesinin etrafında tur atmaya başladı. dışarda bekleyen kimseyi görmeyince adamın taehyung'un yanına gitmiş olma ihtimaliyle paniklemişti. apartmanın zaten açık olan kapısından içeri girip taehyung'un mesajda söylediği kata çıktı.

zile basıp kapının açılmasını beklerken bir yandan da korkmaması için taehyung'a sesleniyordu.

"taehyung, benim jungkook."

kapı açılana kadar gergin bir şekilde beklemeye başladı. korkuyordu. dışarda evi gözetleyen her kimse taehyung'a zarar vermiş olma ihtimali yüzünden çok korkuyordu.

"jungkook?"

içerden duyduğu cılız sesle rahatlamış bir nefes verdi. "benim." diye yanıtladığı anda kapı nihayet açılmıştı.

"iyi misin?" diye sordu jungkook içeri girerken. taehyung başıyla onaylayıp arkasından ilerledi.

"dışarı baktım ama kimseyi göremedim."

"gitmiştir belki."

jungkook çatlamış ses tonunu duyunca kaşlarını çattı. "ağladın mı sen?" diye sordu ve cevabı beklemeden salonun ışığını açtı.

şişmiş gözleri ve kızarmış burnu görünce iç çekmişti. "çok mu korktun?"

"evet. saatlerdir beni takip ediyordu bir de gecenin bir vakti evimin önünde görünce-"

"bence ben dışarıyı bir daha kontrol etmeliyim. ya gitmediyse ve saklanıyorsa?" diyerek lafını kesti jungkook.

"jungkook hayır." dedi taehyung ve gitmemesi için kolunu sıkıca tuttu "ya sana zarar verirse? tehlikeli olabilir."

"o zaman polisi arayalım."

"bu saatte? hem dışarda değildi diyorsun bize inanmazlar ki."

"elimiz kolumuz bağlı bekleyelim mi taehyung?"

"evet."

jungkook derin bir nefes aldı. dışarı bakmasa içinin rahat etmeyeceğini biliyordu. şu an taehyung'un güvende olduğunu bildiğine göre bakmasından bir zarar gelmezdi, değil mi?

"taehyung bütün geceyi dışarda seni izleyen birinin olup olmadığını düşünerek mi geçireceksin? sadece gittiğinden emin olmak istiyorum."

taehyung, başını elleri arasına alıp kendini koltuğa attı. gözyaşlarının tekrar akmaya başladığını hissediyordu. korkuyordu, hem de fazlasıyla ve istediği tek şey jungkook'un yanında olmasıydı. kendisi yüzünden onun da zarar görmesinden korkuyordu.

"ya gitmemişse ne yapacaksın? ya sana saldırırsa? lütfen yanımda kal sadece."

jungkook, karşısındaki bedenin titreyerek ağladığını görünce kendini iyice kötü hissetmişti. derin bir iç çekip başıyla onayladı. içi hiç rahat etmese de taehyung bu haldeyken dışarı çıkıp ne kadar tehlikeli olduğunu bilmediği bir adamı aramayacaktı.

verdiği onayla taehyung'un yüzünün daha rahatlamış bir hal aldığını görünce gülümseyip yanına oturdu.

"teşekkür ederim." dedi taehyung burnunu çekerek. ağlamaktan iyice kızarmış ve şişmişti. "seni de gecenin bir vakti rahatsız ettim."

"sorun değil taehyung. önemli olan güvende olman ama lütfen ne olduğunu tam anlatır mısın bana?"

"uyandıktan sonra işlerimi halletmek için dışarı çıktım. pazartesi günü olan ders için almam gereken birkaç şey vardı. evden çıktığım andan beri takip edildiğimi hissediyordum ama kafamda kurduğumu düşünüyordum çünkü etrafıma ne kadar bakarsam bakayım kimseyi görmedim. sonra kırtasiyeye girdim. çocuklar için sim, pul gibi birkaç şey aldım. ilk o adamı da orda gördüm. birkaç dakika sonra arkamdan girdi çünkü. ben çıktıktan kısa bir süre de hiçbir şey almadan çıktı. ama başta beni takip ettiğini düşünmemiştim. sonra girdiğim birkaç yerde daha onu görmeye başladım. ben de korkup işlerimi bir an önce bitirmeye çalıştım ve eve geldiğimde saat akşam 10 gibiydi. onu apartmanın altında gördüğüm anda takip ettiğine emin oldum. ama yukarı çıktıktan sonra camdan dışarı baktığımda bir daha göremedim. bu yüzden gittiğini düşünmüştüm. gece de bir türlü uyuyamadım yatakta dönüp durdum. çok huzursuz hissediyordum. temiz hava almak için camı açacağım sırada aşağıda durup odamı izlediğini fark ettim. ne kadar baktıysam gitmedi ya da saklanmak için hamle yapmadı. beni izlediğini bilmemi istiyor gibiydi."

"taehyung bu-" jungkook ne diyeceğini bilmediğini fark edince kendi sözünü kesti. kesinlikle korkunçtu. akşam 10'dan gece 3'e kadar bu adam toplamda 5 saat taehyung'un evinin aşağısında beklemişti. 5 saat beklemiş birinin bir anda gitmeyeceğine emin olmuştu jungkook böylece. kesinlikle aşağıda bir yerde bekliyordu.

sinirle ayağa kalkıp camdan dışarı baktığında aşağıda kimseyi görememek onu daha da sinirlendirmişti. kim bilir nerde saklanıyordu? apartmanın içine girmiş kapının önünde bile duruyor olabilirdi.

"kalk hadi." dedi tekrar taehyung'un yanına gidip. bu evde daha fazla durmalarının bir anlamı yoktu. "seni evime götürüyorum burası güvenli değil."

taehyung, itiraz etmeden ayağa kalktığında jungkook direkt bileğinden tutup kapının dışına yürümeye başlamıştı. arkasındaki beden hem jungkook'a göre zayıf ve güçsüz olduğu için hem de saatlerdir ağalyarak kendini yorduğu için kolayca sürüklenebiliyordu.

kapının önüne vardıklarında taehyung hemen anahtarı ve ceketini aldı. kıyafetleri ve eşyaları evde kalmıştı ama jungkook'un durup alması için beklemeyeceğini biliyordu. hem, günlerden zaten pazardı. sabah kalkıp işe gitmeyecekti bu yüzden bir sorun da görmüyordu.

aşağı indiklerinde jungkook sinirle aldığı hızlı nefeslerle etrafını inceliyordu. bir umut adamın saklandığı köşeden çıkmasını bekliyordu çünkü onu gördüğü anda gereken şeyi yapacağının garantisini verebilirdi.

taehyung ise öte yandan jungkook'un bedenine iyice sinmiş başını da geniş sırta yaslamıştı. dışarda ne olduğunu görmek istemiyordu. istediği son şey kendisini takip eden adamla tekrar göz göze gelmekti. kesinlikle risk almayacaktı.

arabanın önüne geldiklerinde jungkook kapıyı açıp taehyung'u kibarca belinden tuttu ve yolcu koltuğuna oturttu. ardından kendi üstündeki ceketi çıkartıp üşümüş bedenin üstünü örttü.

kendisi de şoför koltuğuna yerleştiğinde arabayı evine doğru sürmeye başlamıştı. klimayı sıcakta çalıştırıp taehyung'un üşümediğinden emin olmak için bakışlarını ona çevirdiğinde çoktan uyuduğunu görmüştü.

yüzünde hafif tebessüm oluşmasına sebep olmuştu bu manzara. taehyung'u henüz kısa bir süre için tanıyordu ama bu kendisine oldukça sevimli gelen oğlana zaafı olduğu gerçeğini değiştiremiyordu.

taehyung, tam hayallerindeki gibi biriydi ve bir gün ona asla sahip olamayacağını bilmek jungkook'u üzüyordu. keşke diyordu genç adam, keşke taehyung'u 3 yıl önce tanısaydım. belki işler bu kadar karışık olmazdı.

-

ay düzyazı yazmak ne zor iş

neyse arkadaşlar nasılsınız ben de iyiyim sağolun yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen öpüldünüz


cavalier | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin