25

20.5K 1.6K 238
                                    

taehyung ve jungkook, birkaç saatlik uçak yolculuğunun ardından gidecekleri şehre nihayet varmışlardı. fazla zaman kaybetmeden bindikleri taksiyle şehirden biraz uzaktaki otelin önüne geldiklerinde ise taehyung heyecanla taksiden inmişti.

jungkook onun bu haline güldükten sonra aynı şekilde inmiş, bir eliyle valizleri taşımaya başlamıştı. boşta kalan elini ise taehyung'un ince belini tutmak için kullanıyordu.

otele girişlerini yapmanın ardından çok vakit kaybetmeden ikisi de odalarında çıkmışlardı. kapıyı açtıkları zaman taehyung şaşkınlıkla olayı incelemeye başlamıştı. kocaman açtığı gözleri ve üşüdüğü için kızarmış burnuyla "burası inanılmaz görünüyor jungkook." dedi.

jungkook onun bu heyecanlı halini görünce gülmüştü. küçük bir çocuk gibi geliyordu gözüne.

"jungkook odamızdan hiç çıkmasak olmaz mı?"

"olmaz. bir sürü plan yaptım."

taehyung şaşkınlıkla gözlerini büyütüp "ne planı?" dedi.

"orası sürpriz sen bana güven sadece."

"ama-" diye itiraz etmeye çalıştı ancak jungkook onun lafını kesmişti. "itiraz istemiyorum. sürpriz olacak dedim."

taehyung küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzüp "peki." demişti. taehyung jungkook onun bu haline gülümseyip esmer tenliyi omuzlarından tutmuş, burnunun ucuna minik bir öpücük bırakmıştı.

taehyung, jungkook'un bu hareketine kıkırdayınca jungkook da gülümsemişti. bu taehyung'da yeni keşfettiği bir özellikti. ne zaman burnunun ucuna öpücük bıraksa küçük bir çocuk gibi kıkırdamaya başlıyordu.

"hadi duş al sonra yemek yemeye gidelim." diye mırıldandı jungkook. taehyung başıyla onaylayıp duşa doğru ilerlemişti.

aslında jungkook'a beraber duş almayı teklif etmek istiyordu ancak çekiniyordu, henüz ilişkilerinin o kadar ilerlediğini düşünmüyordu ve vücudunu göstermek konusunda hala endişeleri vardı. bu yüzden fazla uzatmamış, hızlıca duşunu almıştı.

taehyung'tan sonra jungkook'un da hızlıca duşa girmesinin ardından ikisi de kendilerini otelin dışına atmışlardı.

el ele tutuşup otelin yakınındaki sahilde yürümeye başladılar. hem manzaranın tadını çıkartıyorlardı hem de yemek yiyecekleri güzel bir yer arıyorlardı.

"burası çok güzel." dedi taehyung kış ayında olmalarına rağmen denize vuran güneş ışıklarına bakarak.

iç çekerek taehyung'u onayladı jungkook. gerçekten de çok güzeldi. şehirden uzaklaşmak istedikleri için sahile yakın ormanın içinde bir otel tercih etmişlerdi ve bir tarafları orman, bir tarafları deniz olan bu küçük yerde taehyung ile sonsuza kadar kalabilirdi.

ikili bir süre sessizce daha yürümeye devam etmişti. birkaç restoranın önünden geçmişlerdi ancak hiçbiri o kadar da dikkatlarini çekmemişti. ta ki taehyung ilerde arabasıyla duran yaşlı adamı görene kadar.

"bak ilerde ne var." dedi heyecanla. jungkook da bakışlarını o yöne çevirdiğinde önünde arabasının önünde cam olan koca bir tencere dolusu kimchi ve pilav satan adamı görmüştü.

"ordan mı yemek istiyorsun?"

"evet."

jungkook gülümseyip taehyung'un elini daha sıkı tutmuş ve adımlarını hızlandırmıştı.

"hoş geldiniz." dedi yaşlı adam kendisine gelen ikiliyi görünce.

"hoş bulduk. iki tabak alabilir miyiz?"

cavalier | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin