14

20.9K 2K 1.4K
                                    

not : azcık kaos

-

saatler süren derslerin ardından öğle zilinin çalma sesini duymasıyla rahatlamış bir nefes verdi taehyung. çocukların çığlık atmaya başlamasıyla yerinden kalkıp kapının yanına gitti.

"sessizce tek sıra olun şimdi." dediği halde aynı şekilde bağırmaya devam ettiklerini gördü.

"sessizce tek sıra oluşturana kadar sınıftan çıkamayız biliyorsunuz."

içlerinden birkaçının itiraz etmeye kalkıştığını görünce "ne kadar hızlı sıra olursanız o kadar hızlı yemeğe gideriz." dedi.

nihayet hepsi taehyung'u dinlemeye karar verip kısa sürede sıra oluşturmuştu.

taehyung kapıyı açıp öğrencileri yemekhaneye götürdükten sonra tekrar sınıfa dönmüştü. yemekhane yüze yakın küçük çocukla doluydu ve kendi sınıfının gürültüsü bile ona fazla geliyorken orda dayanabileceğini sanmıyordu.

iç çekip sınıfın her yerine bulaşmış oyuncaklara ve kağıtlara baktı. öğle arası biter bitmez ilk işi öğrencilere bunları temizletmek olacaktı.

öğretmenliğe ilk başladığı yıllarda temizliği kendi yapsa da sonradan bunun bir hata olduğunu fark etmişti. sorumluluk bilincinin oluşması için kendi dağınıklıklarını toplamalarına izin vermeliydi.

masasına oturup tam telefonu çıkarttığı sırada birinin kapıyı tıkladığını duydu. öğrencilerden biridir diye düşünüp bakışlarını kapıya çevirmeden "girin" demesiyle kapı anında açılmıştı.

"taehyung?"

taehyung fazla tandıık gelen sesi duyduğunda anında başını kapıya çevirmişti.

"sungwoon?" dedi yok olmuş sesiyle "ne işin var senin burda?"

"mesajlarıma cevap vermiyordun ben de kalmayacağından emin olmak istedim. hem sence de yeterince ayrı kalmadık mk?" diye cevap verdi sungwoon bir yandan da kapıyı kilitlerken.

taehyung ayağa fırlayıp "kapıyı niye kilitledin? lütfen gider misin bizim konuşacak bir şeyimiz kalmadı." dedi. sungwoon'un üstüne doğru yürüdüğünü görünce ise geriye doğru adım atmaya başlamıştı.

"2 ay oldu taehyung. sen beni terk edeli tam 2 ay oldu. peki ben son 2 aydır ne haldeyim biliyor musun?"

bir yandan iyice dibine giren sungwoon'u itmeye çalışırken "sen kafayı mı yedin?" dedi taehyung "beni aldatan sensin ne yapmamı bekkiyordun? ayrıca niye sevgilinin yanında değilsin 2 aydır? çok mutlu gözüküyordunuz onunla."

"benim sevgilim sensin. o bir hataydı sensiz çok kötüyüm taehyung lütfen affet beni."

"sungwoon seni affetmemi bekleyemezsin benden. sadece aldatmak değil yaptığın onca şeyden sonra-"

"başka birini mi buldun?"

"ne?"

"yanında gezdirdiğin o dövmeli adam, yeni sevgilin mi?"

"değil. ama öyle olsaydı da seni ilgilendirmezdi. artık sana hesap vermi- kolumu bırak."

taehyung kolunda hissettiği sıkı tutuşla gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. sungwoon canını yakıyordu, her anlamda ve çocuklardan biri içeri girip bu manzarayı görecek diye ödü kopuyordu.

"sana yeterince iyi niyetimle yaklaştığımı düşünüyorum ama anlaşılan kibarlıktan anlamıyorsun taehyung. eşyalarını topla evimize gidiyoruz."

"hayır-"

"sorduğumu hatırlamıyorum. benden kaç kere ayrılmaya çalıştın taehyung? ama her seferinde tekrar bana döndün. şu an da nazlanmanın bir anlamı yok."

"nazlanmıyorum." dedi taehyung sinirle kolunu kurtarmaya çalışırken "hayırdan anlamıyor musun sen? ayrıldık biz kendine başka bir kurban bul."

taehyung tam kolunu kurtardığı için sevinirken yüzüne aniden inen tokatla başı yana düşmüştü.

elini yüzüne kapatıp daha fazla tutamayacağı gözyaşlarının akmasına izin verdi. hıçkırarak ağlıyor, vücudunun titremesini engelleyemiyordu.

"özür dilerim." dedi sungwoon karşısındaki bedenin ağladığını görünce "bebeğim özür dilerim. bir anlık sinirle yaptım nolur ağlama." 

taehyung hiçbir şey demeyince sungwoon onu rahatlatmak için saçlarını okşayıp boynuna küçük öpücükler bırakmaya başlamıştı.

"uzak dur benden." dedi taehyung çatlamış sesiyle. ardından son gücü ile sungwoon'u itmeye çalıştı ancak adamın iri cüssesini biraz bile sarsmadığını görünce sinirle bir nefes alıp yere çöktü ve parmaklarını kendi saçına geçirip çekmeye başladı.

sungwoon, taehyung'un sinirini kendisinden çıkartmaya başladığını fark edince nazikçe ellerini tutup saçından ayırmaya çalıştı ancak hiçbir işe yaramadığını hatta taehyung'un tutuşunu daha da sıkılaştırmasına sebep olduğunu fark etti. "kendine zarar verme diye sen sakinleşene kadar gidiyorum tamam mı? ama geri geleceğim ve beraber evimize döneceğiz."

taehyung'tan bir cevap alamayacağını anlayınca sungwoon, başka bir şey demeden sınıftan çıktı.

bir süre yerde ağlamaya devam ettikren sonra öğle arasının nerdeyse bitmek üzere olduğunu fark edince taehyung yerinden fırladı ve eşyalarını alıp kendisini sınıfın dışına attı. müdüre bir mazeret sunup işten izin alınca -ki müdür taehyung'un iyi bir durumda olmadığını ilk bakışta anladığı için direkt izin vermişti- kendisini binanın dışına attı.

titreyen elleriyle telefonunu çıkartıp hiç düşünmeden jungkook'u aradı. telefonu ilk çalışta açılmasıyla derin bir nefes aldı.

"taehyung? neden mesajlarıma cevap vermedin endişelendirdin beni-"

"beni iş yerimden alabilir misin? biliyorum çalışıyorsun ama şu an eve tek dönebileceğimi sanmıyorum."

"alırım tabi ama iyi misin sen sesin kötü geliyor?"

"iyi değilim. gelince anlatırım lütfen acele et."

"tamam hemen geliyorum."

"teşekkür ederim."

ardından telefonu kapatıp beklemeye başladı. sungwoon geri döneceğini söylediği için tedirgin hissediyordu. her an bir yerden çıkacak ve kendisini kolundan sürükleyecekmiş gibi.

derin bir iç çekip kaldırıma oturdu. elini hala sızlayan yüzünde gezdirdiğinde dudağının patladığını fark etmişti. tekrar gözlerinin dolduğunu hissetmesiyle kendini sıktı. en azından jungkook gelene kadar ağlamayacaktı çünkü onunla yaşamaya başladığı süre boyunca birkaç kez ağlama krizleri tutmuştu ve jungkook, taehyung'u sakinleştirmede çok iyiydi. hatta dikkatini öyle iyi dağıtıyordu ki taehyung'un neden ağladığını unutmasına bile sebep oluyordu.

tanışalı o kadar da uzun olmasa da jungkook, taehyung'a tanıdığı herkesten daha iyi geliyordu.

-

bu bölümü tek seferde yazdığım için kendimi tebrik etmek istiyorum normalde düz yazı çok zahmetli gelir

ay ben bunları nasıl öpüştürücem ya çıkmaz sokağa girdim

neyse düşünürüz bir şeyler

yorum atmayı unutmayın öpüldünüz

15. bölümü de attım bildirimi düşmeyebilir 😔😔😔

cavalier | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin