Kapımın çalınmasıyla kafamı dosyaların arasında kaldırıp oraya döndüm. Jimin başını kapıdan uzatmış bekliyordu.
"İçeri gel lütfen." dedim kamburumu düzeltip sırtımı sandalyeye yaslarken.
Önümde hafifçe eğilip "Efendim, beklediğiniz ekspertiz raporları hazır." dedikten sonra arabamın anahtarlarını ve elindeki belgeleri bana uzattı. Belgeler elime geçtiği gibi incelemeye başladım, bir yandan da Jimin'in açıklamalarını dinliyordum.
"Sizin de tahmin ettiğiniz üzere harekete duyarlı bubi tuzaklı bir bomba. Bombada misina ve mıknatısa rastladık, ayrıca aşırı patlayıcı madde tespit ettik. Bombayı tutturmak için mandal kullanılmış, elinizdeki belgelerde detaylar yer alıyor." Bakışlarım bahsettiği bölümü bulunca hızlıca göz gezdirdim.
"Arabanın kapısını açsaydınız, koltuğa otursaydınız veya kımıldasaydınız herhangi bir patlama söz konusu olmayacaktı. Çünkü bombanın konumunu kesin olarak tespit ettik ve bu yere en yakın hareketli parça, size o gün de bahsettiğim vites kolu levyesiydi. Bombanın net konumu, misina ve mandalın bağlanma şekliyle birlikte göz önünde bulundurulduğunda debriyaj pedalına basıp vitesi boşa alma sırasında gerçekleşecek olan santimlik yer değiştirme bile bombanın patlamasına sebep olurdu."
Açıklaması bittikten sonra biraz nefeslenip benden aldığı baş onayıyla devam etti.
"Sadece bombayı imha etmekle kalmayıp aynı zamanda olası başka bir kazayı önlemek adına araba baştan sona detaylı incelemelerden geçti ve bir sorun olmadığından emin olduk. Arabanızı güvenle kullanabilirsiniz, her zamanki yerine park ettik efendim."
Konuşması bittiğinde tekrar eğilip çıkmak için izin istedi. Gülümseyerek teşekkür ettim, tüm bu bomba imha olayı ve ekspertiz raporu hazırlama işleri onu epey yormuşa benziyordu. Bu yüzden o çıkmadan ekledim. "Git biraz dinlen, yerine Minho bakar."
Bu sefer o da gülümsemiş ve birkaç kez daha eğilerek teşekkür etmişti. Bu binadaki herkesin gerçek hayattan soyutlanıp uzunca bir tatile çıkması gerekiyordu aslında. Hepimiz bitik durumdaydık ve yılların peşimize takmış olduğu kederler biz ilerlesek de arkamızda kalmıyor, yenilerinin üstüne eklenip kuyruğumuzda bir dağ gibi yükseliyordu.
Gözüm kapının üstündeki duvar saatine takıldı, toplantının başlamasına yirmi dakika vardı. Ceketimi alıp odadan çıktım, toplantı başlamadan önce Eunji'yi bulup dün beni arabasıyla evime bıraktığı için teşekkür etmeliydim. Eve vardığımızda aklım yol boyu teori ve tahminlerle o kadar dolup taşmıştı ki, resmen toplu taşıma sürücüsü muamelesi göstermiştim ona. Neyse ki iyi geceler demeyi akıl edebilmiştim.
Toplantı odası bir üst kattaydı. Asansörün önüne geldiğimde istemsizce nefesimi tuttum, bu meslekte geçen yıllarımın bana kazandırdığı özelliklerden biri de paranoya olmalıydı. Her an nereden ne çıkabileceği ihtimalini düşünerek silahıma uzanmak adına hazırda bekliyordum. Gereğinden çok kasıyordum belki de kendimi ama bu araba olayının ardından katilin senden korkmuyorum, aynı binanın içinde elimi sürmeden canını alabilirdim mesajını kulak arkası da edemezdim. Eunji'nin de dediği gibi, kendince üstünlüğünü kabul ettirmek ve polisler üzerindeki baskınlığını kanıtlamak için her şeyi yapacak gibi duruyordu. Gerçekten de kontrol hastası narsist manyağın tekine denk gelmiş olmalıydım. İlk kez Eunji'nin haklı olması bu kadar rahatsız hissettirmişti beni.
O an aklıma gelen fikirle asansörün içinde iyice gerildim. Ya bütün bunlar olurken, ben arabaya binmek üzereyken ve sonrasında gelen uzmanlar bu bombayı imha ederken karanlığın içinde bir yerlerde bizi gözetlediyse? Bu büyük bir olasılıktı. Bir katil gibi, onun gibi bir katil gibi düşündüğümde kulağa çok mantıklı geliyordu. Kontrol manyağı bir narsist elbette ki meydana getireceği enkazın ürününü görmek isteyecekti, bundan zevk alırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trauma | Taekook
Fanfiction"Herkes doğuştan katildir, katletmek insanların doğasında var. Ama ne zaman ki insanoğlu öldürmenin zevkine vardı, işte o zaman bu adalet denen saçmalığı çıkardılar."