(10)

173 23 32
                                    


minghao

Jun'u görmek için heyecanlımıydım bilmiyorum. Önceki mesajlarından dolayıda hem birazda olsun kızgın ve üzgündüm. Daha önce hiç beraber olduğum biriyle yan yana gelmemiştim. Aslında o beni reddettin demişti ama yinede yan yana gelmiştik. Tabii ki benim onu hatırlamıyor olduğum dışında. Birkaç defa Jun diye birini görmüş müydüm diye hatırlamak isterken derinlere dalıyordum ama öyle bir yoktu hafızamda. Keşke bir fotoğrafını göster deseydim,aklıma yeni gelmişti. Boşvermiştim. Zaten onu yarım saat sonra görecektim.

Parkın içine girdiğimde görünüşte sayılı insan vardı. Ona mesaj atıp nerde olduğunu soracaktım fakat en son attığı mesajı gördüğümde telefonu kapatarak cebime yerleştirdim. Onlarca çektiğim videoların hepsini izlediğine yemin edebilirdim. Elbette tanırsın.

Bana en yakın olan banka oturdum. Karşımda bulunan sakura ağaçlarına bakarak sessiz kaldım. Güzel bir havası vardı buranın, güzelde kokuyordu. Esen en küçük rüzgarda bile burnumu dolduran hoş doğal bir koku.

"Minghao!"

Beni uyandıran sesi işittim. Gelmişti. Gülümseyerek arkama baktım. Yüzünde neşe dolu gülümsemesi vardı. Yüzüne daha fazla odaklanamadan ordan kaçmak istedim. Bu benim aşık olduğum çocuktu. Bu JUN!

Bana yaklaşmaya devam etti ama benim yaklaşmaya cesaretim yoktu. Mesajlarımda ona aşık olduğum çocuktan bahsettim ama onun Jun olacağını hiç düşünmemiştim.

Ayağı kalktım,bakışlarımı ondan ayrılarak hızlı atmaya çabaladığım adımlarla karşısından kaybolmak istiyordum. Bir daha ismimi söylediğini işittim ama yine cevap vermedim. Koştuğunu duyuyordum. Bana yetişmeye çalışıyordu. Gelme peşinden demek istesemde onu bile diyemiyordum. Heyecanlanmıştım,korkuyordum. Şimdi karşılaşmaya hazır değildim.

Parktan çıktığımda bir yere sığınmak için sokaklardan geçmeye başladım. Hala sesini duyabiliyordum. Daha fazla koşmak istemeyerek bir binanın arkasına gizlendim. Gözlerimi kapatarak nefesimi düzene koymayi denedim. Ses kesilmişti. Belli ki beni kaybetti. Binanın önüne doğru ilerlerken birden Jun "Böö" demişti. Korkuyla attığım tekme karşısında yere serildi. Telaşla yanına eğilerek elimi uzatarak kalmasına yardımda bulundum. Ayaklanarak arkasını temizledi. Arda kısık sesler çıkarark canının acıdığını söyler gibiydi. Tekrar geri çekilip gidecekken kolumdan tuttu.

"Neden kaçıyorsun? Ben Jun'um ya da Junhui işte tanımadın mı?"

"Tanıdığım için kaçıyorum zaten."

Anlamsızca yüzüme bakınca açıklama yapmak yerine sessiz kaldım. Şu anda deli gibi heyecanlıydım. Konuşmak istemiyordum,midem bulanıyor,kendimi kastıkça kasıyordum. Kalçasını tutarak küçük bir inilti bırakınca kendime gelip yüzüne bakındım.

"Sen düşürünce küçük popom taşlara değdi. Acıyor."

İstem dışı şekilde gözlerim aşağı kaydı ama önü bana dönük olduğu için bakamamıştım. Saçmalıdığımı anlayarak tekrar gitmek için hareketlenince yine beni tutmuştu. Sinirleniyordum. Arkamı dönmüştüm ve bu manyak beni bırakmıyordu.

"Jun bırak gideyim." dişlerimi sıkarken konuştum. Cevap vermek yerine kolumu bıraktı. Çatık kaşlarıyla bana biraz daha yaklaştı.

"Neden kaçmaya çalışıyorsun?"

"Jun-" diyebildim. Bana yaklaşmasıyla içimde bir heyecan oluşuyordu,korku gibiydi. Utanıyordum. Hoşlandığım insanın birden karşıma çıkması beni gerimişti.

Hm'ladı, cevap istiyordu. Yere indirdiğim gözlerim gözlerini bulduğunda ne diyebilirim diye düşünemeden bağırdım; "SENİ SEVİYORUM!"

Bağırmamla irkilsede geri çekilmedi. Yüzünde oluşan gülümsemeyi garipsedim. Beni aşağlamaya hazır olabilirdi veya mutlu olmuştu ama birinci daha yakındı.

"Aşık olduğun çocuğu bu kadar çabuk unuttun hah? Tabi benim karşıma da ben çıksam kendime aşık olurdum,zaten öylede neyse." dedi. Son cümlesini ne kadar anlamamış olsam da başımı olumsuzca salladım.

"Jun sana aşık oldum dediğim çocuğun sen olduğunu söylemek istiyorum. Sana anlattığım çocuk sensin."

Yüzünde oluşan şaşkınlık ifadesiyle bir şeyler düşünüyor gibiydi ya da şok olmuştu,bilmiyorum. Bunu fırsat bilerek hızla yanından uzaklaştım. Her şeyi söyledikten sonra yine kaçmış olmuyorum. Sadece şimdilik ikimzide konuşmasak iyi olcağını düşünebildim.

star | junhaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin