Yukarıdaki şarkı ile okuyabilirsiniz*
⩗ϻ
Taehyung evden nasıl çıktığını hatırlamıyordu. Üzerindeki gözyaşlarından dolayı ıslanmış ve içki bulaşmış tişörtte umurunda değildi, tekir bekir giydiği çorapları da. Aklını ve kalbini dolduran tek kişi umurundaydı şuan.
Park Jimin.
Eski (!) sevgilisi.
Onca yazdığı mesajı unutmuştu. 2 aydır hastanede yoğun bakımda olduğu gerçeğini atlatamıyordu. Ona 'kimi altına aldın da bakmaya tenezzül etmiyorsun' demişti. Halbuki o, yoğun bakımda can çekişiyordu. Neden orada olduğunu bilmiyordu. Jin'den aldığı tek şey konumdu.
Bunca zaman neden kimse ona ulaşmamış ve haber vermemişti?
Kendini suçluyordu. Bunca zaman tek yaptığı nefretini Jimin'e kusmaktı. Ona ettiği onca laf yeni yeni aklına doluşuyordu.
Ruhları birdi onların. Jimin'in bunu hissettiğini biliyordu. Belki de iyileşmemesinin nedeniydi yazdıkları. Okumasa da hissettiğini biliyordu, farkındaydı.
'Ölesiye nefret ediyorum senden adi şerefsiz' demişti ona. Ölüyordu işte ruhunun bir diğeri. 2 aydır akıta akıta kuruttuğu göz yaşları eskisi gibiydi, yağmur damlaları gibiydi , belki de dolu taneleri?
Cüzdanını unutmuştu. Çokta uzak olmayan hastaneye koşuyordu. Önünü görememek zorlasa da onu, kalbini takip ediyordu.
Hala içinde bir sızı vardı, onu aldatmış olmasına dair.
Bunu iyileştiğinde de konuşabilirlerdi değil mi?
Tökezleyip düştü yere. Kalkması zaman aldı. Vücudu titriyordu. Dizlerinin acısından kat be kat yoğundu kalbinin acısı. Bayılacak gibi hissediyordu. Birisi kolundan tutup yardım etmek istediğinde izin verdi kaldırmasına. Başka türlü bilmiyordu nasıl kalkacağını, başı dönüyordu.
Her düştüğünde kaldıran birtanesi yoktu yanında.
Olmayacaktı da belki.
Yüzünü görmediği yabancıya eğilerek teşekkür etmiş ve savsak adımlar ile koşmaya devam etmişti.
Sonunda hastaneye ulaşmıştı. Gözlerini acıtacak şekilde sildi ve nefes almaya çalıştı.
Sevgilisinin yoğun bakımda olması bir yana ona söylediği ağır, oldukça ağır sözler altında eziliyordu. Oradan kurtulacağını da sanmıyordu.
Herhangi bir hemşire Taehyung'un durumunu fark etmiş ve yanına giderek klasik sorularını sormuştu. Onun ağzından çıkan tek şey ise 'Park Jimin'in odası nerede?' olmuştu.
Hemşire önünü doğru düzgün görmediğine emin olduğu çocuğa garip bakışlarını atmış ve öğrenerek yanına geri dönmüştü.
O sırada Taehyung'un başı dönüyordu. Çok yoğundu, pişmanlık hissi, özlem hissi, dağılmışlık hissi...
Söylenen oda numarası ile teşekkür mırıldanarak oraya koşmaya başlamıştı bu sefer, kaba bir hareket olduğunu biliyordu fakat umursamadı birkaç kişiye çarpmayı ya da çiçek devirmeyi.
Yoğun bakımın önüne geldiğinde yerde bir dizini kırmış diğerini uzatmış ve duvara yaslanan bir Yoongi ve sağa sola giden Hoseok ile karşılaşmıştı ve de 2 ay önce Jimin'in yanında gördüğü aldatıldığı kızı. Her şeyi bırakıp geri dönmek istemişti.
Hiç olmamış gibi davranabilir miydi?
Öğrenmemiş gibi davranarak nefret kusmaya devam edebilir miydi?
Onursuz gibi gidip, Jimin için ağlayabilir miydi camın önünde?
Zaten ağlıyordu, evde sessizce.Umursamamaya çalıştı o kızı. Görmemiş gibi davranmak istedi. O sırada Yoongi ile göz göze geldi. Yıkılmış gibiydi. Gözleri kızarmıştı, beyaz saçları dağınıktı ve ruhsuzdu.
Taehyungta pek farklı değildi. Omzu açılmıştı koşmaktan. Saçları uzun zamandır olduğu gibi bakımsızdı, gözleri kızarıktı ve nefes alamıyordu.
Bakışmayı bölen Taehyung oldu. Kendini tutmayan ayakları son güç kırıntılarını kullanarak camın önüne gelmişti. Asla karşılaşmak istemediği bir görüntü ile karşı karşıyaydı. Bembeyazdı yüzü Jimin'in, olduğundan daha beyaz, ölü gibi. Dolgun dudakları çatlamıştı. Halbuki öperken ne de yumuşak ve tatlıydı. Bir sürü makineye bağlıydı ve tek yaşam belirtisi kalp atışlarını gösteren aletti. Elleri cama tutunurken hıçkırık koptu boğazından. Sanki ses telleri yırtılıyordu. Ardından kendine yere bıraktı, bir et çuvalıymış gibi. Hoseok hemen yanına adımlayarak tuttu onu, fayda etmemişti gerçi. Oldukları koridor sesli bir ağlama ile yankılanıyordu. Sesin sahibi bunu umursamadı, farkında değildi bile.
2 ay.
2 aydır demediğini bırakmadığı adam hastanede savaşıyordu yaşamak için.
Savaşıyor muydu gerçekten?
Kalbi sıkıştı bir an, gerçekten nefes alamadı ve başı döndü. O an birkaç doktor ve hemşire aceleyle odaya girdi. Taehyung hızla kalkmaya çalıştı oturduğu yerden fakat çırpınışları Hoseok ve Yoongi'nin onu tutmasıyla başarısız oldu.
Belirsizlik , pişmanlık ve öfke içten içe bitiriyordu.
İçeride hayata dönmesi için uğraştıkları sevgilisi ile beraber ölüyordu.
⩗ϻ
Ben şimdi gidiyorum, döndüğümde bol bol yorum ve oy istiyorum.
bu son üç bölümü hatta son dört bölümü çok seviyorum ya :d
Şaka maka son #2
Aria~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks ✔
FanficBize bunu nasıl yapabildin? minv* Angst değil Text x düz yazı x minific