Öncelikle selam. Uzun zamandır olmayışımın belli bir sebebi yok.
Üşengeçlik başa bela. Cidden bu konuda yapabilecek bir şeyim olduğunu sanmıyorum...
Uzun bir bölüm olacak ve sizden özel bir isteğim var
Lütfen okuyorsanız yorum yapıp oy verir misiniz? Yorumları okuyup cevap vermek çok hoşuma gidiyor.
İyi okumalar.
Doğduğumuzdan beri kendimizi ararız aslında. Yeni hobiler, yeni arkadaşlıklar, yeni meslekler. Yeni şeyler denedikçe ben buyum diyebilmeyi amaçlarız.
Çünkü insanın buna ihtiyacı vardır. Kendi olduğunu düşündüğü bir kimliğe bürünmeye, gözlerini kapattığında kendini bir kimliğe ait hissetmeye ihtiyacı vardır.
Umut o güzel gözlerini gözlerimden ayırmazken tamamlandığımı hissettim. Sanki hep yarımdım ama şimdi tamamlanmıştım.
Gözleri acı dolu ve bir o kadar da şefkatle bakıyordu. Sanki olanların suçlusu kendisiymiş gibi acı çekiyordu.
"Lâl..." dedi.
"Bir şey söylemene gerek yok umut. Oldu ve bitti. Bir dönem-" derken sözümü kesti,
"neden yaptın bunu, Ne oldu da bu kadar ileri gittin!?"
onu geçiştirerek, "odaklanmamız hereken konu bu değil. Bulmamız gereken iki kişi daha var ve hemen yola çıkmazsak beş haftada ancak buluruz."
başını salladı ama bu konuyuburada bitireceğini sanmıyordum.
"Eee ne yapıyoruz şimdi?" Dedi.
Eee canım onun hakkında benim de pek bir fikrim yok açıkçası...
"Ne yapacağımızı biliyor musun?"diye sordu tekrardan.
ne yapacağımızı bilmiyordum ama o kadar arayalım diye tutturmuştum bilmiyorum dersem olmazdı. O yüzden yalana başvurmayı tercih ettim.
"Eeee tabiki biliyorum ama önce bir yemek mi yesek çok açım da."
yarım saat önce iki tane tavuk döner ve üstüne baklava yemedin mi sen?
Umut tek kaşını kaldırdı, "emin misin?" Dedi.
düşünmeden "Evet, kesinlikle eminim." Dedim.
sonra birden aklıma geldi. Neye eminim ki? Aç olduğuma mı yoksa ne yapacağımızı bildiğime mi?
kaşlarımı çattım ve,
"Neye eminim?" Diye sordum.
umut içten bir kahkaha attı,"Tamam anladım sen de bilmiyorsun ne yapacağımızı," Sonra devam etti, "Ama benim aklımda bir şey var."
Merakla, "Ne?" Diye sordum.
umut anlatmaya başladı, "ailemin yaşadığı yere gideceğiz..."
🔥
Havaalanındaydık. Ne yapacağımızı biliyorduk ama bu işin sonunda bizi neler beklediğini bilmiyorduk.
plan çok basitti. Umut'un ailesinin olduğu şehre gidip orada yaşayan ve bizim güç işlerine yıllarını adamış olan cihan demir'e ne yapabileceğimizi danışacaktık.
uçağa bindiğimizde çok ama çok heyecanlıydım. Öyle ki bir an önce oraya varıp her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmeyi dört gözle bekliyordum.
kesinlikle bu heyecanın yarısından fazlası umut'un ailesiyle tanışacağın için değil...
-
Uçak yolculuğu beklediğim kadar uzun sürmemişti. Hayatımda nadir şehir değiştirdiğim için uçağa binmeye alışkın değildim fakat umut hiç öyle durmuyordu.
Uçaktan indiğimizde, umutun ailesinin yaşadığı eve gitmek için bir taksiye bindik. Umut adersi söylerken ben de teyzemle masjlaşıyordum. Benim için endişelenmiş olmalıydı ki beni saatlerdir soru yağmuruna tutuyordu
Teyzem: lâl, bak dikkat et tamam mı oralarda başına bir iş gelmesin.
lâl: teyzeciğim umut diye bir arkadaşım var yanımda o da benim gibi. Endişelenme lütfen.
teyzem: tamam, bu seferlik rahat bırakıyorum. Ama bir şey olduğunda hemen haberdar ediyosun beni.
Lâl: tamam teyzeciğim, tamam.
10 dakika sonra taksiden indik ve tatlı, sıcak ve tam bir aile evi gibi görünen evlerinin bahçe kapısından içeriye girdik. Çok küçük olmayan orta düzeyde bir müstakil evdi burası. Ailemle böyle bir yerde yaşadığımı hayal ederdim küçükken.
Evin kapısına geldiğimizde umut bana ve heyecanıma yandan bir bakış atıp zile bastı bir dakika bile geçmeden kapı açıldı. Karşımda umutun kopyası olan mavi gözlere sahip bir kadın duruyordu. O kadar güzeldi ki, bana annemin kırmızıya çalan turuncu renkteki gözlerini hatırlattı.
Gerçi her şey bana annemi veya babamı hatırlatıyordu. Yıllar acımı benden, ruhumdan söküp almıyordu.
Bir melodi vardı annemin göğsünde, dinlerken uyuyakaldığım. Şimdi o melodide boğuluyorum her kabusumda ve her gözümü açışımda.
Bir bıçak vardı, acımasızca kalbimin en derinlerindeki sevgiyi buldu ve ölümün ismini fısıldadı. Hafife alınan acılar yine nüks ettiler duydukları fısıltıyla, bir anda firar eden gözyaşları gibi.
Yine o yumru oturdu boğazıma, geçmişin izleriyle dolu yüzümdeki gülümseme soldu. Parmaklarımdan yayılan sıcaklığı hissettim bu defa. Annemin beni o güzel melodiyle uyuttuğu geceyi hatırladım yine ama bu sefer kabuslarımda değil bedenimde, ruhumda, her bir zerremde hissettim.
Eğer bir gün sönerse içindeki ateş, intikam için kullan gücünü
Eğer bir gün durursa bu melodi, aç ruhunun kapılarını
Eğer bir gün bulursan onları, tekrar et bu şarkıyı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Alyeska~
FantasiaDört kişi. Birbirlerinden habersiz geçirdikleri onca yıl ve onca gün. Brirbirlerini bulmaya çalışırken karşılaşacakları şeyler. Kontrol edemedikleri duyguları sayesinde kontrol edemedikleri güçleri. Bibirlerini bulurlarsa neler olur?