Ali o sabah Doruk'u dinlemediği için çok pişmandı.
Tabii şu an kafasını bunun için duvarlara vurmanın bir anlamı yoktu, ama Ali'nin kafasının içinde dönüyordu sabah konuştukları. Doruk o sabah hastaneye gelmeden önce Ali'ye uğramıştı, o gün izin günüydü, o da motorunu kapıp sabah üşenmeden Beşiktaş'tan simit ve börek almaya gitmişti, geçerken de Ali'ye uğrayıp bir paket de ona vermişti. Ali ona teşekkür etmişti, Doruk son zamanlarda böyle jestleri sık sık yapıyor olmuştu, gerçi hastanede sürekli görüşüyorlardı. Tüm arkadaşları Alilerin evine sık sık uğrar olmuştu, hatta Ali bazen onların aşırı ilgisinden yoruluyordu, nedenini biliyordu çünkü. O sabah da Doruk uğradığında Ali ona bütün gün hastanede çok önemli ameliyatları olduğunu, Masal'ın da bakıcısının hasta olduğunu o yüzden Masal'ı hastaneye götüreceğini söylemişti.
"Kara şimşek istiyorsan ben bakarım Masal'a biliyorsun bugün ameliyatım da yok hastaneye de gitmeyeceğim. Amca yeğen takılırız." Diye bir öneride bulunmuştu Doruk.
Ali bir an kaldıktan sonra derin bir nefes almıştı. Her ne kadar Doruk ve Masal çok iyi anlaşıyor olsa da, Ali'nin Masal'ı yalnız bırakamama anksiyetesi vardı, en yakın arkadaşları olsa bile. Bakıcısına güvenene kadar canı çıkmıştı zaten, onunla bile çok yalnız bırakmamaya çalışırdı Masal'ı. Doruk'a nazikçe gülümsemişti.
"Sağ ol Doruk, ama ben hastaneye götüreyim zaten çok ameliyatım yok bugün, gözümün önünde olsun Masal Açi ve Demir de orada. Sen keyfine bak bugün, bir haftadır deli gibi nörinom ameliyatına giriyorsun, rekor kıracaksın neredeyse." Diye cevap verdi Ali ona. Doruk onun sözlerinden ne hissettiğini anlayarak ona gülümsedi.
"E Cefam ne yapalım, sen branşını değiştirdiğinden beri Muhsin Hoca da Amerika'ya gittiğinden beri hastanede tek beyin cerrahı biz kaldık. O zaman yeğenimi kalkınca öpersin benim için, en sevdiği ıspanaklı börekten aldım haberin olsun. Hadi görüşürüz Cefam."
Doruk böyle diyip gitmişti oradan sabah ama Ali şimdi Doruk'un dediğini yapmadığı için kafasını duvarlara vurmak üzereydi. Nereden bilebilirdi ki böyle bir şey olacağını Doruk sabah ona geldiğinde?
Kapıyı çalmadan Ferman'ın odasına daldığında paniği son noktaya çıkmıştı.
"Hocam yardım edin lütfen!"
Ferman oturduğu sandalyeden şaşkınlık içinde Ali'ye çevirdi başını. Onu öyle görünce paniklemişti Ferman da, sandalyeden kalktı.
"Ali ne oldu ne bu hâl iyi misin sen?" Dedi Ferman ona.
Ali'nin yüzü bembeyazdı.
"Ferman Hocam Masal yok hiçbir yerde! Her yere baktım, kantine, çatıya, asistan odasına çıldıracağım ne yapacağım ben?"
Ferman hemen yanına gelmişti onun.
"Ali tamam panik yapma, biliyorsun Masal çok akıllı bir kız belki yine acile gitmiştir oyun sandığı için..."
"Oraya da baktım! Hocam ben, ben aniden bağırdım sabah Masal'a, y-yani hastaneye gelirken birden yolun ortasına fırladı, bir araba geliyordu son anda yetiştim, çok korkmuştum biliyorsunuz N-Nazlı'ya olanlar... Aklıma Nazlı geldi ben de korkuyla birden ona bağırdım ne yapıyorsun diye, o da korktu galiba, odamda bekle beni dedim ama geldiğimde Masal yoktu, hocam Masal benim sözümden çıkmaz ki, kesin ben bağırdım diye... Hocam Nazlı'yı yitirdim, Masal'ı da yitiremem hocam kızıma da bir şey olursa yaşayamam ben..."
Ali kriz geçirecekti neredeyse gözleri yaşlarla dolmuştu. Ferman derin bir nefes aldı, Ali'yi yatıştırması lazımdı.
"Abinin oyuncak neşteri yanında mı? Eline onu al hemen." Dedi Ferman, Ali de titreyen elleriyle cebinden çıkardığı neşteri tutup derin nefesler almaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ali & Masal Vefa Günceleri
FanfictionAli, hayatının aşkını, Nazlı'sını 7 aylık hamileyken yaptıkları bir kazada yitirmiştir. Fakat bebeğini kurtarma şansı vardır ve kurtarmıştır. Bu hikaye Ali'nin Masal'ı büyütme ve Nazlı'yı çok özlerken ona babalık yapma hikayesidir -tabii abisinin, a...