G/1

66 5 2
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu yazmaya başladığım 4. kitap. Diğerlerine de bakarsanız sevinirim. Umarım beraber güzel vakit geçiririz. İyi okumalaaaaaar. :-) Multimedya Kaitlin.

Sabah uyandığımda hiç dinç hissetmiyordum. Biraz daha uyumak isterdim ama maalesef bu gün okul vardı. Uzun bir yaz tatilinin ardından okul açıkçası hiç iyi gelmemişti. Hele şunu hiç anlamam: benim gibi bir iblisin normal insan okullarında ne işi olur ki? Ah, doğru ya, kimse güçlerimi bilmiyor. Siz de bilmiyorsunuz. Size anlatayım.

Ben düşüncelerimle istediğim her şeyi yapabilirim. Buna bir şeyler oluşturmak da dahil. Ayrıca kendimi çok rahat savunabilirim. Ama gücümün bir kötü yanı var. O da gücümü birinin üzerinde kullandığımda o kişi ölüyor. Yani istersem herkesi öldürebilecek güce sahibim. Fakat bu gücü kullanamıyorum. Evet, kullanamıyorum. Kontrol edemiyorum. Bunun üzerinde de çalışmıyorum çünkü etrafımda hep insanlar var. Onların bilmesini istemiyorum çünkü kazara lanetimi onlara da bulaştırabilirim.

Ben Kaitlin, Kaitlin Summers. 18 yaşındayım. Bu iblislikle bu yaşa kadar nasıl yaşadım bilmiyorum. Benim yerim dünya değil, cehennem. Ben bunları hak etmiyorum. İnsanlar benim yüzümden ölmeyi hak etmiyor. Bu sırrımı ailem bile bilmiyor. Kendi düşüncelerimle boğuşuyorum. İçimdekileri döküp rahatlayacak kimsem yok. Normal bir insan gibi yaşamaya çalışıyorum fakat işler daha da sarpa sarıyor.

Hemen kalkıp düşüncelerimi kullanarak görünüm değişikliği yaptım. Eh, zaten eski görünümümden sıkılmıştım. Eski Kaitlin'in, uzun ve dalgalı kahverengi saçları, kahverengi gözleri vardı. Yeni Kaitlin'in ise sarı saçları, deniz mavisi gözleri var. Beni böyle tanısınlar istiyorum. Hemen giyinmeye başladım. Su yeşili kısa tişörtümün altına su yeşili bir şort giyip su yeşili Converse'lerimi ayağıma geçirdim. Artık hazırdım işte. Hemen bir defter kaptım ve krem rengi yandan asmalı çantama kalemliğim ile birlikte koydum. Bir şişe su aldım. Paramı ve telefonumu unutmadım tabii ki. Kahvaltı ettikten sonra anneme görüşürüz notu bıraktım. Evden çıktım.

BMW X-5 AUDI Q7 marka Jeep'ime atlayıp okula doğru sürdüm. Eğer istersem tek bir düşünceyle evden okula ışınlanabilirdim ama o zaman normal bir insan olma uğruna çabalarımın hepsi boşa giderdi. O yüzden bu hayata alışmalıyım.

Okul evime 5 dakika uzaklıkta. Hemen vardım ve idareden sınıfımı öğrendim ve ders programımı aldım. Sınıfa gidip ilk dersim olan biyoloji kitaplarını çıkardım. Ders zilini beklemeye koyuldum.

Ben beklerken, yanıma kahverengi saçlı, mavi gözlü bir kız oturdu. Kız cidden çok tatlıydı. Nasıl biri olduğunu anlamak için düşüncelerini okudum. Benimle tanışmak istiyor gibiydi, en azından düşünceleri o yöndeydi. İlk hamleyi ben yaptım.

"Merhaba."

"Merhaba."

"Ben Kaitlin, ya sen?

"Ben de Isabel."

"Seni sevdim."

"Ben de tam onu diyecektim."

Sonra sanki bir şey söyleyecekmiş gibi yüzüme baktı ve dudakları aralandı, ama sonradan vazgeçmiş gibi önüne döndü. Açıkçası meraklanmıştım.

"Ne söyleyecektin Isabel?"

"Şey.. Hiç.. Sadece, of burada olmaz. Bugün çıkışta bize gelebilir misin?"

"Ah, önce anneme sormalıyım. Bir dakika." diyip telefonumu elime aldım ve anneme mesaj attım.

*Anneciğim çıkışta yeni tanıştığım arkadaşım Isabel'in evine gidebilir miyim? -Kaitlin

*Hemen kaynaşman ne güzel! Tabii ki gidebilirsin hayatım. -Annem

Annemden onay aldığımı Isabel'e söyledim. Bugün okul çıkışı onlardaydım.

*******

Sonunda dersler bitmişti. Isabel'in arabası olmadığından arabayı ben sürdüm, o ise yolu tarif etti. Kolayca buldum. Arabadan inip kapıya koştuk. Kapıya ton ton bir teyze çıktı.

"Hoşgeldiniz kızlar."

"Hoşbulduk büyükanne."

"Bu güzel kız da kimmiş böyle?"

"Ben Kaitlin. Siz?"

"Ben de Catherine. Isabel'in büyükannesiyim."

"Tanıştığımıza memnun oldum Catherine teyze."

"Ben de memnun oldum Kaitlin."

Sonra Isabel bana evi gezdirmeye başladı. Evleri cidden koskocamandı. En son olarak odasına geldik. Bana oturmamı söyledi. O da yanıma oturdu. Acaba konuşacağımız konu neydi?

"Hey, Isabel!"

"Efendim?"

"Konu nedir?"

"Şeyy, sana kendimden bahsedecektim."

Bu çok garip. Sırf kendinden bahsetmek için beni evine çağırmış olamaz. Hemen düşüncelerine girdim. Olmuyordu, okuyamıyordum. Sanki birşey okumamı engelliyordu. Sonra aniden bana döndü.

"Tamam, anlatacağım."

"Bekliyorum Isabel."

"Ben, böyle doğmuşum. Güçlerle. Fazla güçlüyüm. Gücüm lanetli olduğundan ben de lanetliyim. Neler yapabildiğimi bilsen şaşarsın."

"Emin ol şaşmam Isabel. Çünkü ben de öyleyim. Kazayla tanıdığım 2 kişiyi öldürdüm. Bir iblisim ben."

"Ciddi misin? İnanmıyorum, beni anlayabilen birini buldum sonunda! Şuan uçabilirim!"

"Ee senin güçlerin ne?"

"Ben bir su bükücüyüm. Aynı zamanda zihin kontrolü yapabilirim."

"Ben de düşüncelerimle istediğim her şeyi yapabilirim. Aklına ne gelirse."

"İyiymiş."

Sonra hep beraber sofraya oturduk. İtiraf ediyorum çok açtım. Isabel bir çırpıda salata yaptı. Ben de çorba ve pilav yaptım. Sofrayı hazırlayıp yemeğe yumulduk. Sonra biraz film izledik. Patlamış mısır yediğimden susamıştım. Ben güçlerimi kullanarak mutfaktan bir bardak aldım ve Isabel bardağı gücüyle doldurdu. Açıkçası iyi bir ikili olmuştuk. Güçlerimizi iyi yönde kullanırsak işimize yarardı belki. Kim bilir?

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum.

Top Secret (Gizli)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin