~10~

295 26 18
                                    

Yıllardır onu bekliyordun. Fakat gelmiyordu. O 5 yıl sana zehir gibi gelmişti.

1.yıl

İlk yıl oldukça zordu, eski hayatına devam ediyordun. Çok sıkıcıydı. Ne kadar Dazai'nin intihar işlerinden nefret etsende sana çifte intihar için yalvarmasını özlemiştin...

~

Günler hızlı geçiyordu. Temmuz ayına çoktan gelmiştiniz. Dışarıda bir yaz yağmuru vardı. Balkona çıktığında o damlalar teker teker sıcak tenine değerek soğutuyordu. O an belkide Dazai ile birlikte olabilirdin. Belki daha farklı bir gün geçiriyor olabilirdin. Onunla sokağa çıkmış deli gibi zıplıyor olabilirdin.

2.yıl

O sene Aiko ile daha sık görüşmeye başlamıştın. Ortak noktanız çoktu. Fakat herkes gibi o da gitti. Amerika'ya...

~

"Ah, S/a bana keyifli vakit geçirmemde yardımcı olduğun için teşekkürler. Umarım tekrar karşılaşırız."

"Umarım... Seni ziyaret etmeye çalışacağım."

"Belki de ben gelirim. Kim bilir değil mi?"

"Ha, evet. Kim bilir"

3.yıl

Üç rakamının lanetli olduğuna hep inanmış biriydin. Ve bu gerçekleşmişti 3. Yılda ise Dazai'ninde dediği gibi annenin gereksiz biri olduğunu fark etmiştin. Bunu Mori seni konuşmak için Mafya'ya çağırdığında öğrendin.

~

"Ha, yani diyorsun ki o defterin içi annemin seninle birlikte olduğu günlerde yazdığı yazıları içeriyordu"

"Aynen öyle ilk iki günü okuduğunu biliyordum. Daha fazla saklamak istemedim. Aslında Baban sandığın kişi başından beri onun oyunuydu."

"Tch, anlıyorum. Daha doğrusu anlamaya çalışıyorum. Peki... bilmem gereken herhangi bir şey daha var mı?"

"Bu seni kıracak farkındayım ama bunca yıldır Dazai hapiste değil Mizuno ile Ajansta çalışıyordu... Sen yokken Odasaku öldü ve Dazai Mafya'dan ayrılma kararı verdi. Ha birde sana şu notu gönderdi"

Ah, S/a bu mektubu okuyor olman sana ihanet ettiğimi öğrendin demek sayılır. Odasaku... o ölmeden önce bana "Beni dinle. Eğer kendini şiddet ve kan dolu bir dünyaya bırakırsan, belki yaşamak için bir sebep bulabilirsin" demişti ve bu beni Mafya'dan ayrılma düşüncesine boğdu... Anlıyorum ihanet duygusu seni kırıp, parçalara ayırabilir. Derinden kesebilir ve yara izi bırakabilir. Fakat şundan eminim ki... bana ikinci bir şansı vereceksin.

Dazai~

4.yıl

Geçen 365 günü yıl olarak saymak hata olurdu...

~

Bu şarkının hikayesini biliyor musun...? Efsaneye göre bir zamanlar bir köşk varmış...

Bu köşkün bahçesinde çeşiti çiçekler varmış ve bunlardan biri dünyada eşi benzeri görülmemiş bir çiçekmiş. Bu köşkün sahibi, insanlar tarafından çirkin, iğrenç tarzı tabirlere maruz kaldığı için dışarıya çıkmazmış.

Bir gün  camdan bakarken o eşsiz çiçeğin azaldığını fark etmiş ve çiçekleri alan kadını, maske takarak takip etmeye başlamış.

Kadının yoksul olduğunu görmüş, onun için çiçeği yetiştirmeye devam etmiş ve giderek kadına aşık olmaya başlamış.

Zamanla kadının gelmediğini fark edince maskesini takarak kasabaya inmiş ve kadının öldüğünü öğrenmiş...

"Seni sevdiğimi söyleseydim her şey daha farklı olur muydu?" diye geçirmiş içinden... (Alıntıdır.)

Bunun ilişkimizle alakası yok fakat Dazai beni sevdiğini söylemeseydi ve bundan önce benden uzaklaşmış olsaydı ondan önce intiharı başarmış olurdum. Ama o hikayedeki adam gibi değildi. Sırf beni sevdiği için ona ulaşana kadar ilerleyeceğim. Bu günleri yıl olarak saymak hata olsada ona ikinci bir şansı vermek hata olmazdı.

5.yıl

5. Yılda pek bir şey yaşamadın. Yuri'nin gitmesi hariç. Herkes seni terk ediyordu. Bu yeter miydi ? Hayır. Bunu seni kullandıktan sonra yapıyorlardı tabikide.

~

"Bunu bana neden yapıyorsun zaten Dazai'yi atlatamışken..."

"S/a umrumda bile değilsin. Senden nefret ediyordum. Hala onu mu düşünüyorsun? Başıma ne geldiyse o piç yüzünden geldi zaten!"

"S-sen..."

"Ne olmuş bana gidiyorum işte aptal ne yaparsan yap bununla ilgilenmeyeceğim."

6.yıl

6 yıl çoktan geçmişti... Aklındaki saçmalıklara son vermek için bara gitmeye karar vermiştin.

~

"Masum insanların içmesi normal mi?" 

"Masum olduğumu nerden çıkardın?" Dedin elindeki bardağı masaya sakince bırakarak.

"Çünkü seni tanıyorum..."

"Aptal olduğumu mu düşünüyorsun? Bir de şeker verseydin tam olurdu."

"Evet aptal olduğunu düşünüyorum. Yüzüme bakarsan bunun nasıl olduğunu öğrenebilirsin."

Merakına yenik düşmüştün... baktın. "Evet haklısın Dazai-san"

"Benimle konuşurken ek kullanman gerekmiyor S/a "Chan" "

"Hmm,  Sonuçta artık ünlü bir "Dedektif" değil misin? Dazai-san..."

"S/a sarhoşsun..."

"Sallamasana. Gayet ayılığım."

"Bundan emin olunca sana önemli bir sorum olacak. Şuan uyuman yeterli. Kendine gelmelisin."

Dazai sözünü bitirene kadar sen çoktan bayılmıştın. Saçını okşamaya başladı ve sana "Sonsuza kadar benim olur musun?" Diyerek sordu. Kendi içkisini bitirmeden ve iç çekmeden önce.

2 hafta sonra~

"S/a hızlanmalısın geç kalacağız."

"Bir kere geç kalsak zararı olmaz..."

"Ajans'a gitmiyoruz. Fakat önemliii."

Zaman atlaması~

Seni parka getirmişti. Tanıdık gelsede normal bir parktı işte. "Bu parkın neresi önemliydi Dazai?"

"Zorlasan hatırlarsın bence ama... Burası ilk karşılaştığımız yer."

"Huh, hiç değişmemiş..."

"Evet biliyorum. Gel de kaydırağın tepesine çıkalım."

Burası Dazai'yi kurtardığın yerdi. Aslında ölmesi imkansızdı. Bir metre sonuçta.

"Seni kurtardığımda Hangi lanet beni kurtardı? Demiştin..."

"Evet... asıl konuya gelirsek sana o gün barda ayılınca söyleyeceğim dediğim..."

"Dinliyorum..."

"Sonsuza kadar benim olur musun?"

~Memories~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin