Küçük stüdyoma geçip koltuğuma oturmuştum. Burası sadece bana özeldi. Fazla dikkat dağıtmaması için küçüktü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ceketimi masaya fırlattım. Parmaklarım laptopu buldu. Aradığım şarkıyı seçip oynatmaya koyulmuştum. Şarkının sesi stüdyoyu sarmak için yavaşça sızıyordu. "Love you like a love song"
"Atlattığımı söylüyorum..." Gözlerimi tavana dikip, kafamı koltuğa bastırdım. "...ama bu şarkı hâlâ senin için."
"So your will play on and on, with the best of the" 🎶 (Senin melodin durmaksızın çalacak ve melodilerin en iyisi olacak 🎶)
Gözlerimi kapatıp kaşlarımı çattım. Kalbim sıkışıyordu. Taehyung'la bitmek bilmeyen kavgalarımız sonunda benim ayrılma kararımla son bulmuştu. Ya da ben öyle sanmıştım. Görünen o ki ilişkimiz son bulsa da kavgalar hâlâ vardı ve hep olacaktı. Ve şarkı devam etti. Ta ki beni ezip, küllerimi oradan buraya sürükleyip yok edecek yere varıncaya kadar.
"Love you like a love song, baby" 🎶 (Seni bir aşk şarkısı gibi seviyorum, bebeğim 🎶)
Öne doğru eğilip yüzümü ellerimle kapattım. Bende bir sorun mu var? Tek istediğim beni anlayacak, iyi bir erkek. Acaba beklentilerim çok mu yüksek? Taehyung benim için ikinci en mükemmeldi. Ben ise benim için birinci en mükemmeli istiyordum. Ellerimi yüzümden çekmeden dirseklerimi bacaklarıma bastırdım.
Partide Taehyung'un sorusunun ardından Joy gelmiş ve konuşmamız yarıda kalmıştı. Taehyung'la Joy dansa giderken bana sadece onların gidişini izlemek kalmıştı. O günün üzerinden iki gün geçmişti. Bu iki günüm o kadar yoğundu ki... Yine de aklımı karıştıran en büyük konu Taehyung ve karşı koyamadığım varlığıydı.
"And I keep it in a repeat" 🎶 (Sürekli tekrar tuşuna basıyorum) 🎶
Gerçekten... Taehyung'tan kopmaya çalıştıkça her şey başa sarıyor. İçimde bir yerlerde bunu seven bir tarafım olduğunu bilmek beni daha çok yıpratıyor.
Ellerimi yüzümden çektim. "Seni seviyorum, Taehyung." Gözlerim yorgun ve girdiği savaştan mağlup halde önümdeki duvarla buluşmuştu. "Seni seviyorum, koca adam." En mükemmel ikinci olsan bile seni seviyorum.
Gözlerim girerken, masaya bıraktığım, ceketime tırmandı. Aklımda fevkalade çılgın bir şey vardı. Bunu yapıp yapmamam gerektiğini düşündüm. Sonra ise çok düşünmenin sonucundaki mutsuzluğumu. O yüzden hızla ayağa kalkıp ceketi elime aldım. Odayı terkederken aklımdaki adres, beni kalbimin tek sahibine götürecekti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
