Tam dudaklarını bir araya getirecekken*
"!..HA"
Uyanır. Nefes nefese kalır.
"Rüya mıydı?! NE?!"
"Şaka mı bu...?..."
.
Cik* cik*
Kuroo: "Bir okul sabahı daha. Mezuniyetime iki gün kaldı."
.
Kuroo: "Her şekilde kenma'yı görmek zorundayım, ama..."
"...dün olanlar nedeniyle yüzume bile bakmaz ki-"
"Günaydın kuro, beni uyandırmana gerekmiyor ben kendim okula giderim görüşürüz" der ve hızla uzaklaşır.
Ama... sadece iki gün kala gerçekten ikiside böyle mi davranmalıdırlar ? ..........
.
Okul çıkışı:
Kenma arkasına bile bakmadan hızla okulun dışına çıkar.
"KYANMA BEKLE!"
"HAYIR"
"AMA LÜTFEN-"
"NEDEN"
"...?"
İkiside durur.
Kenma başını istemeden hafif öne eğmiştir. Kuroo yavaşça yanına yaklaşır ve elini omzuna koymak, sonrada sarılmak için harekete geçer ama aniden:
"NEDEN ANLAMIYORSUN?"
"Kenma-"
"APTAL! BAKA! HİÇBİRŞEY ANLAMIYORSUN DEĞİL Mİ? SEVDİĞİN BİRİNİN ELİNDEN GİTMESİ NASIL BİR HİS BİLİYOR MUSUN?"
"K-"
"..SEVDİĞİN KİŞİNİN SENİ AYNI ŞEKİLDE GÖRMEMESİ NASIL HİSSETTİRİR HABERİN VAR MI SENİN!"
"KEN-ma"
Burnunu çeker ve acıklı bir sesle:
"...-s-..en..sana aşıkken senin bana aşık olmaman nasıl bir şey anlayabilir misi-"
Kenma bitiremeden.. Kafasından tutarak kendine çeker.
Dudaklarını örter.
Kenma bunları söylerken, sevdiğinin kalbinin parçalanmasına dayanamaz, ve gözlerinden yaşlar süzülür.
"!...N-ne? Kenma?!"
Bu söz kuroo'yu o kadar derinden yakalar ki. Senelerce aşık olduğu..kenma, ..onu..seviyor muymuş?!
"..."
Kuroo: "İlk defa...hiç tahmin etmezdim böyle birşey... sonunda... Gün batımına yakın bir zamanda, ruhları bir araya gelirler. Turuncu gökyüzünde sadece siyah yansımaları vardır, bir tablo gibi ama...gerçek.
Kenma: "Bu gerçekten oluyor mu?"
"Kuro bu gerçek mi?..."
"...Seni seviyorum kenma...ben de seni seviyorum kyanma..."
"K-ku..ro-"
"KYANMAA!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise
FanfictionKuroken. Yazarken ağladım açıkçası ve sizi umarım etkileyebilir. Emek verdim ama ondan çok ilhamla yazdım umarım beğenirsiniz. Konusunu açıklayamam ama okuyup bakın lütfen. İyi okumalar <3