Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"TAMAM Y/N." Midoriya defterinde sıradaki boş sayfayı açtı. "Bize yeraltı dünyasını anlatman için hazırız."
Denki ürperdi. "Hazır mıyız? Ben biraz korktum."
"İlk olarak neyi açıklamalıyım?"
"Hm, Mr. Aizawa'ya görünmeye çalıştığın halde nasıl oldu da seni göremedi?" diye sordu Iida.
"Uhhh.... bilmiyorum. Beni çağırana kadar bu tahtanın var olduğundan bile haberim yoktu." diye fısıldadı Y/n üzgünce.
"İşe yaramaz hayalet." diye Bakugou söylendiğinde, Mina sinirle onun kolunu sıktı.
Jiro telefonunda bir makaleye bakarken, "İşte, araştırdım." diye mırıldandı. "Ouija tahtasıyla bir ruh çağrıldığında, sadece odada bulunanların hayaleti görebileceği yazıyor."
"Yani... bütün sınıfın seni görmesinin nedeni bu mu? Çünkü bunu oynarken hepimiz Midoriya'nın odasındaydık." diye sesli düşündü Sero. "Kulağa mantıklı geliyor."
Mina geri Y/n'ye baktı. "Hep buralarda mıydın? Buralarda geziyordun ve biz sadece seni göremedik mi?"
Y/n başını salladı. "Sizler tarafında çağrılmadan önce bu bina burda değildi. Onun yerine hep üstünde oturduğum bir kiraz ağacı vardı. Sizi daha önce hiç görmedim."
"Yalnız mıydın?" Tsu soruyu sorduğunda Y/n bakışlarını kucağına indirdi. "...Evet, bir şekilde. Bulunduğum dünya hayaletler ve iblislerle doluydu. Bazıları iyi, bazıları kötü. Ağacın benim olduğunu benimsediğimden diğer varlıklar beni rahatsız etmiyordu."
Midoriya şaşırdı. "Yani... bir ağacın etrafında takılarak...175 yıl boyunca... yalnız mı kaldın?"
Y/n bir süre düşündü. "Aslında hayalet yılında, o kadar uzun zamandır ölüymüş gibi hissettirmiyordu. Bana hangi yılda olduğunuzu söylediğinizde şoka uğramıştım."
Midoriya rahatlamayla nefesini bıraktı. "O zaman iyi. Yüz yıl boyunca yalnız kalsaydın korkunç olurdu."
"Yani senden nasıl kurtulacağız?" diye sordu Bakugou. Mina onun koluna vurdu. "Şunu sormayı bırak!!"
