Yok mu o gözler
Yıldızlar gibi parlayan
Doya doya eğlenen
Işıldayan güzel gözler...
Gusu Lan Sekti,
Gusu şehrinin uzağında bulunurdu Gusu Lan Sekti suyun yanındaki çardağın harikulade bahçesine uzanan beyaz duvarlar ve kahverengi çatılar, sanki sonsuz bir yere ait bulutlardan bir okyanusmuşcasına görünen sislerle kuşatılmış haldeydi...
Şafakta günün ilk ışıkları uzak ve geniş sisin dumanlı dalgalarına vurduğunda ismine mükemmel bir övgüde bulunurdu. - Bulut Kovuğu
Böylesine sakın bir yerde insan huzurla dolardı.
Havada sadece çan kulesinin sesi yankılanıyordu, Kutsal bir tapınakta kıyaslanamaz olsa dahi, soğuk dağlarda etrafa ıssız havasını yayıyordu.Ama bugün bulut kovuğunda hafif bir koşuşturma vardı.
Lan sekti kendi örf adet ve kurallarını yaymak adına öğrenci alıyordu.Bu öğrenciler kadın olup eğitilecekti ve gelecekte, Gusulan hanesinin efendilerine layık efsun eşi olabileceklerdi.
Lan Qiren'in bu konuda bir planı vardı, elbette öğrencilerden en uygun olanı seçecekti kriterleri belliydi.
Saygılı olmalıydı özellikle kurallara karşı disiplinli olmalıydı, en zekisi, güzeli, terbiyeli Gusulan Hanesine uyan bir Efsun eşleri olmalıydı.Yeğenlerine eş yapacağı bu hanımların bu kriterleri taşımalıydı. Lan sektinin soyunun devam etmesi için bu gerekliydi. Bu düşünceyle Lan Qiren keyifle keçi sakalını okşayıp ağızda buruk tat bırakan çayından bir yudum daha aldı.
.
.
.Bulut Kovuğunda bulunan o koşuşturmacanın içinde Wei Wuxian'da vardı.
Öğrenci olarak kabul edilmişti. Aslında Wei Wuxian bulut kovuğuna iddia için gelmemişti başka sebebi de vardı.
Anne ve babasını esrarengiz bir şekilde kaybetmişti onlardan hiçbir iz yoktu. Yaşlı yetişkinlerden aldığı bilgiye göre Gusu Lan sektinde Lan Qiren ile bir bağlantısı varmış.
Annesi Chanse Sanren ile eskiden arkadaş olduğunu öğrenmişti ve kayıp olmadan önce Lan Qiren'e giden mektubu bulmalıydı.Ailesi kaybolmadan önce Bulut Kovuğu Wen Sekt'i tarafından ele geçirilmiş ve tahribata uğramıştı. Bir çok öğrenci ölmüş çoğu yaralanmıştı...
Bu olaylar domino taşları gibi sırayla yıkılmıştı...
Gusu lan sektinde her şey kayıt altında tutulurdu, bu yüzden Wei Wuxian gerçekleri öğrenmek için gelmişti.
Araştırması yapabilmek ve o mektubu bulmak için Bulut kovuğunda hiç göze batmamalıydı. Sakin ve çalışkan bir öğrenci profili çizmeliydi. Eğer Nilüfer Rıhtımın'da davrandığı gibi olursa göz önünde olurdu ve bu kurallar ile ceza almadığı gün olmazdı.
Wei Wuxian her zaman kendini eğlendirmek konusunda her daim başarılı olmuştu insanları kızdırmayı çok severdi. Özellikle böyle sıkıcı ortamda kendini tutması onun için çok zor olacaktı.
Bulut Kovuğunda dolaşırken önüne büyük bir duvar çıkmıştı yazıları mühürlüydü. Yaklaşıp okumaya başlamıştı bile.
Disiplin duvarında en az üç bin tane kural vardı hepsi de mühür yazısıyla yazılmıştı..
Çevredeki canlıları öldürmek yasak, izin almadan dövüşmek yasak, koşmak yasak, gürültü yapmak yasak, zina yasak, sebebsiz yere dudak bükmek yasak..vs
Wei Wuxian disiplin duvarının önünde dalmış bir şekilde kuralları okurken dudağını büzdüğünün farkında bile değildi. Bunu fark ettiğinde kendini düzeltti, o anda arkasında birinin olduğunu hissetti.
Dönüp baktığında orta yaşlarda biriydi siyah keçi sakallı biriydi hemen selam vermek için elini önde birleştirdi ve hafifçe eğildi nazik hareketleriyle olmasına dikkat etti.
Aynı şekilde karşısındaki kişi de selamına karşılık vermişti.
"Siz yeni öğrencilerden olmalısınız" dedi bakışları karşındaki bayana(!) dikerek.
"Evet efendim ben Wei Wuxian yeni öğrenciyim kabalık olmasın merakımı mazur görün siz kimsiniz?" dedi ifadesini sabit tutmaya çalışarak.
"Ben bu sektin geçici olarak lideri Lan Qiren, gördüğüm kadarıyla kurallarımıza bakıyordunuz, bir sıkıntı mı var?" diye sordu. Lan Qiren' in tavrı test eder gibiydi kız görmeye gelmiş aday kaynanalar gibi bir hali vardı.
"Hayır sıkıntı yok, sadece çok gereks- ehem gerekli kurallar olduğunu düşünüyordum. Bu kurallar bir efsuncunun huzurlu ve saygın geçirmesi için en uygun kurallar." diye zırvaladı. Wei Wuxian, söylediği hiçbir kelimeye katılmıyordu ve kusmak üzereydi.
Karşımda daha yeni tanıştığım sekt lideri Lan Qiren memnuniyetle gülümsedi." Böyle düşünmeniz beni mutlu etti şimdiden iyi bir efsun talebesi olacağınızı görebiliyorum. İznizle" deyip ayrıldı.
Sekt liderinin gidişiyle Wei Wuxian düşünceyle burnunu kaşıdı, annesi bu adamla nasıl arkadaşlık etmişti hayret etti. Çok garip bir adamdı.
Dağlık alanda dolaşmak istiyordu biraz sülün yakalamak istedi bu narin bedenle yapamazdı, tokasını çıkardı çıkardığı gibi beyaz bir ışıltıyla ilk taktığı zaman ki gibi ayakları yerden kesildi. Erkek formatına geri döndü.
Gusu'nun dağlık alanında dolanırken şelale sesleri ona huzur verdi biraz yürüdükten sonra şelalenin yanındaydı yüzüne su damlacıkları damlarken bu onu ferahlattı.
Bulut ve dağların arasında süzülen ışıkların oluşturduğu muhteşem görüntü..Taşların ve yeşillikleri arasından hırçın akan su sesleri yukarı doğru tekrar bakınca dağlık alanın bulut ve sisleri gördü, burası cidden adının anlamını yaşatıyordu.
Wei Wuxian sakin bir şekilde yürürken kalabalık adım ve konuşma sesleri duydu.
Hemen az önce bulunduğu şalelenin yanındaki kayalıkların arkasına saklandı.
Kayalıkların arkasında eğilmiş beklerken, seslerin azalmasıyla saklandığı yerden çıktı, arkasını döndüğü anda kayaya çarptığı hissetti.
Bir dakika burada kaya yoktu ki?
Dönüp baktığında baktığı zaman karşılaştığı kişinin taştan heykel mi, yoksa insan mı olduğuna karar veremedi.
Ona ifadesiz bir şekilde bakan kişiye şakınlıkla baktı bir süre.
Karşısında heykel gibi duran adam,
"Sen kimsin" dedi düz ve duygusuz sesle..
Wei Wuxian karşılaştığı kişiyi incelemeye başladı. Uzun ve yapılı bir vücudu vardı. Dimdik ve kaya gibi duruyordu. Az önce ona çarptığı zaman gibi kelimesini atmalıydı bence! Upuzun siyah saçları bulut desenli alın şeridi vardı, açık mavi alın şeridi esen rüzgarla saçları ile birlikte dalgalanıyordu. Gusulan hanesinin en yakışıklı erkeği olabilirdi. Üzerindeki bembeyaz elbisesi onu sanki bir cenazedeymiş gibi gösteriyordu. Yüzündeki sabit ifadeside bunu destekliyordu. Öyle bir hava veriyordu ki saçları olmasa keşiş zannederdi Wei Wuxian.
Wei Wuxian sırıttı ve omuz silkti. "Bunu sana neden söyleyeyim?”
Lan Wangji'nin keskin altın gözleri, diğerinin bakışlarındaki kısa tereddütü ya da kaçamaklığı gözden kaçırmadı. Bichen'i çekti ve parlak buz mavisi kılıcını ortaya çıkardı.
" Eh eeeh Aiyaa hemen kılıç çıkarıyorsun. Tamam tamam tanışalım istersen arkadaş olalım. Benim arkadaşlığım çok iyidir. Tanışalım mı? Eh?" dedi Wei Wuxian gülümseyerek.
.............
Karşısındaki kişi Lan Wangjiye selam verirken kendini tanıttı " Selam ben Wei Wuxian." ardından ona parlak bir gülümseme sundu. Lan Wangji nasıl tepki vereceğini bilemiyor, gördüğü kişiden dolayı kafası karışmıştı ve önündeki adam, onu kurtaran kişiydi, sürekli rüyasını süsleyen ve gördüğü en güzel insan, şuan karşında ona gülümsemeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Accusa - Wangxian
FanfictionWei Wuxian hayatında yaptığı en büyük çılgınlığı yapıyordu! Gusu Lan sektine giriyordu hemde kız olarak!