1. bölüm

834 116 20
                                    

Sayın bu hikayeyi okuyan kişi ,
Muhtemelen öylesine gezerken buldun bu hikayeyi. Sana hem iyi hem kötü haberlerim var bu hikayeyi yayınlamayı çok istiyorum ama kötü haber su ki ben Ygs öğrencisiyim yani öyle düzenli bir paylaşım goremeye bilirsin. Ama benim hikayemi okumaya devam edersen ınan ki yazın her şey daha iyi olucak. Bu sınav iletinden kurtulmuş olucam artı bilgisiyardan yazabilecegim. Umarım okumaya devam edersin.
Sevgilerler...

Alarm sesi su dünyada duyduğum en gıcık ses olmalı gözlerimi açmadan uzanıp kapatiyorum. Çünkü gözlerimi açmaya gücüm yok. Gözlerimi açmaya gücüm yokken kalkıp okula gidecek ve her zaman ki rutin hayatımı devam edecek gücü zaten bulamiyorum. Bunun nedeni mi ışte o çok tuhaf cunku son zamanlarda bir şeyler ters gidiyor yani ben öyle hissediyorum. Aslında bu terslikleri uzun süredir var ama son günlerde daha çok gün yüzüne çıktı. Mesela bu tuhaflıklardan biri eskiye dair anılarım hızla silinmesi ve geriye kalan anilarimi ise kendim yaşadıgim konusunda emin olamamam. sanki başkasının hayatina bir anda yerleşmiş gibiyim.

Tüm bunlardan bahsetmeden önce kendimi tanitmaliyim. Ben Rüya ve 17 yaşındayım sizler gibi sıradan bir lise ogrencisiyim. Dış gorunusum derseniz beyaz ten, düzgün bir yüz hati bu yüz hatı o kadar siradan ki hiç bir dikkat çekiciliği yok ne dolgun diyebileceğim dudaklarim ne büyük diyebileceğim gözlere sahibim bunun yanında koyu kumral uzun saçlarım var yani sokakta her zaman karsilasabileceginiz sıradan bir kız gibi gorunuyorum.

Ailem mi onlarda sizin aileniz gibi annem öğretmen babam ise mühendis orta sınıf bir aile anlayacağınız. Tüm hayatım sizlerin gibi ama sorun galiba benim beynimde cunku olduğum kişi ben değilim bu beden bana ait değil ne de bu hayat. Çevremdeki birine bunu anlatsam bana deli gözüyle bakacağını biliyorum ama buna ragmen size niye bütün bunları anlatigima gelirsek galiba birilerinin bilmesi gerektiği icin anlatıyorum. Tüm bunlari geride bırakıp şimdiye geri dönelim hala yatakta öylece uzaniyorum. Her yer o kadar sessiz ki boşlukta gibiyim size iç sesimin olmadığıni da söylemeliyim yani hiç kimse bana şunu yap demiyor kendim bile keşke dese tuhaf ya da farklı olmadigima inanirdim. Neyse derin bir nefes alıyorum ve gözlerimi açıp tavanı izlemeye başlıyorum. Hayatımın çoğunu su beyaz duvarı izleyerek geçiriyorum canın mi sıkın, sınırlı misin , bir sorun mu yaşadın, öylece uzanmak mi istiyorsun ve bunun gibi nice durumda o tavan her zaman izlenir başka birini bu kadar izlemiş olsam galiba suan onunla evliydim. Tavan niye bana yuz vermiyor ki acaba tipimi mi begenmiyor halbuki ben onu hiç bir tavanla aldatamam ki. İyice delirmeye başladım tavanla aşk yaşamak da nedir?

" Kendine gel Rüya o sadece bir tavan " diyorum.

En iyisi kalkıp bir elimi yüzümü yikayayim. Tavana son kez bi daha bakip.

"Sen bilirsin ben kendime yeni tavanlar bulurum o zaman." Dilimi çıkartıp kalkmaya yelteniyorum. Yorgani açıyorum ve bir anda o da bana kutuplardan gelen o soğuk esintiyi hissediyorum resmen geri uzerimi örtmemek için savaşıyor ve dogruluyorum yastığıma her gün yaptığım gibi elveda ediyorum

" Sana her günün sonunda geri döneceğim bunu biliyorsun dimi "diyorum. O da bana evet biliyorum ama gitme dercesine bakıyor. Hüzünlü bakışımı yolayip kendimi banyoya yürümeye zorluyorum. Yürü Rüya yürü okula geç kalacaksin diyor saatim. O da haklı o görevini yapmış beni tam saatinde uyandırmış ama geç kaldigimda hep ona suç atıyorum alarmım çalmadı diye. Bazen bunun öcünü alırmış gibi erken çalıyor acaba biliyor mu ona suç atigimi her neyse. Yavaş yavaş banyoya ilerliyorum. Aynanın karşına geçip soyle bir kendime bakıyorum tabikide mükemmel gorunmuyorum o salak filmlerde uyandiginda güzel görünen kızlar var ya onların hepsi yalan öyle bir şey yok inanmazsaniz bir bana bakın savaştan cikmisim gibi bir halim var. Uyumadan önce topuz yaptığım sacim suan topuz ile at kuyruğu arasında sol tarafimda salaniyor. Yüzüm derseniz hani düzgün yüz hatları demiştim ya suan ondan eser yok biri su halimi görse arkasına bakmadan koşarak uzaklaşır. Yüzümü yıkayıp saçımı düzeltip odama geri dönüyorum. Sandalyenin üzerine biraktigim dün ki kiyafetlerime bakıyorum. Bunları içeri kirliye goturmem gerektiğini dusunurken. Annem odama dalip ilk önce bana baktı sonra sandalyemin üzerine bakıyor ve elini beline koyuyor o an aha öldün kızım dedim kendi kendime.
" Sana kaç defa diyeceğim , Rüya çıkardığın eşyalarını buraya değil kirli sepetine aticaksin diye. Bir kere yapsan galiba sevic göz yaşı dökerim bayram yaparim. Bana da yazık kızım...."

Annem konuşmaya devam ederken haliya bakmaya basladim. Aa halim ne guzelmis benim hiç de farkında degilim. Haliyi incelemem annemin " Anladın mi" demesiyle kesildi. Kafamı salayip kollarimi teslim olurcasina uzatim bıkkın bir şekilde kiyafetlerimi alıp bana verdi ve beni izlemeye başladı bende ayaklarımı yere surte surte kirli sepetinin yolunu tutum. Salona göz atigimda babam hazırlanmış kendi tek kişilik koltugunda yayılmış bir şekilde oturup sabah haberlerini izliyordu. Günaydın baba diye seslenip geri odama yürüdüm. Bu arada bugünün pazartesi olduğunu soylememistim dimi evet bugün pazartesi en sevdiğim gun yuppi tabikide kandırıyorum sizi ben de okulu seven inek tipi mi var yaklas ve gözümün içine bak. Ben okula arkadaşlarımla zaman geçirmeye gidiyorum yanında da derslerim azıcık çok azıcık iyi. Odama gelip etegimi beyaz gömleğini yani üniformami giyip göz kalemimi çekmeye aynanin karşına geçiyorum soyle hafif bir makyaj yaptım mi hazırım ışte okula. Gözüme kalem çektikten sonra parlaticimi suruyorum. Bütün hazırlıklarımin bittiğini düşününce çantamı alıp okul yolunu tutacagim anda annem kapının önünde beni bekledigini gormemle olduğum yerde dona kalıyorum.

" Nereye küçük hanım?" Kollarını göğsünde birleştirmiş korkutucu anne haliyle soruyor bunu ben okula desem cevap olarak benimle dalga mi geçiyorsun diye kizicak o yüzden en iyisi istediği cevabı veriyim diyip yüzüme en sevimli gulumsemi yerlestiriyorum.

" Mutfağa tabikide anneciğim " yüzünde tarif edilemez bir mutluluk yayılıyor görende çekilisten Enrique İglesias' in konser bileti çıktı sanır çıksa hani bana aynen böyle gulumserim. Çantamı kapının kenarına bırakıp mutfağa ilerliyorum. Annem her zaman ki gibi masayı elinden geldiğince donatmış yemeden kactigim zamanlarda bunun için ızdırap çekiyorum kadın oturmuş uğraşmış sen kaç hiç yakışıyor mu yani . Yerime oturup yemek yemeye basliyorum. Doydugumu hissedince kalkıp annemin yanına gidiyorum " Eline sağlık anne" diyip yanağına küçük bir öpücük konduruyorum. O da bana gülümseyip " Afiyet olsun prensesime " diyor .

Kapıya doğru gidiyor ayakkabılarını giyorum.

" Hoşçakalın" diyip. Kapıyı kapatıyorum derin bir nefes alıyorum . Hadi okula gidelim.

Ben Hiç KimseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin