3. Bölüm

335 89 22
                                    

Bölümü aslında dün yayınlayacaktim ama yayinlayamadim. O yüzden üzgünüm. Ve hikaye hakkında düşünceleriniz benim için gerçekten önemli bu yüzden benimle paylasirsaniz çok mutlu olurum. Cok fazla uzatmiyim en iyisi size iyi okumalar.

Kaan' in yüzünde kocaman bir gülümseme yayıldı. " Ama burada konuşamayız çok kalabalik. " dediğinde ne söyleyeceği hakkında meraklammistim. " O zaman teneffüste söylersin ne soyleyeceksen cunku birazdan hoca gelir." dedim. Onaylarcasina başını sallayıp sıraya başını koyup beni izlemeye başladı. Bana bakmamasıni söyleyeceğim an birinin başımızda dikildigini hissedip başımı kaldırdığımda Yağmur' u görünce sevimli sevimli gülümsedim. O ise avına odaklanmış bir kaplan gibi Kaan'a bakıyordu. Kafamı döndürüp Kaan' a baktığımda onunda Yağmur'a baktığını gördüm. Birazdan buralar çok fazla karışcak diye içimden geçirirken. Yağmur " Pardon ama orası benim yerim oluyor. " dedi. Kaan istifini bozmadan yavaşça başını kaldırıp elini Yağmur'a uzattı ve " Ben Kaan tanıştığımıza memnun oldum ve bu sırada artık benim. " dedi. Yağmur' u baktığımda sinirlendigini ve dişlerini çıkarmaya hazırlandığını hissettim az görmemiştim bu halini. Yağmur agzini açıp bişey diyeceği anda hoca içeri girdi tamda asıl olay başlıyordu diye içimden geçirdim. "Herkes yerine otursun" dedi hoca Yagmur'un oturmadigini görünce " Kızım sen niye oturmuyorsun?"diye sorduğunda Yağmur hocaya dönüp "Yerimde başka biri oturuyor ve kalkmıyor hocam." dedi. "Kimmiş o kalksin bir bakiyim." dediğinde Kaan ayağa kalktı ve "Benim hocam." dedi. Hoca soyle bir baktı " Sen yeni gelen öğrenci olmalısın adın ne senin ve niye arkadaşının yerine oturuyorsun başka boş bir yere otursana evladım." dedi. " Adım Kaan Durmaz hocam ve sınıfta bir Rüya ile arkadaşım o yüzden yanına oturdum."dedi. Durmazmis demek soyadı bi dakika arkadaşmiymisiz daha tanisali 2 saat bile olmadı. Sen ne diyorsun diye bakmaya başladım Kaan'a. Hoca " Tamam o zaman evladım sen orda otur kızım sende başka bir yere otur arkadaşınıza iyi davranın yeni gelmiş sonucta." dedi. Kaan zafer almiscasina gülümseyip yeni yerine oturdu. Yağmur'da kendine yer bulup oturmak için giderken Kaan'a seninle sonra goruscez bakışı atıp gitti.
Bende Kaan'a dönüp "Ne ara arkadaş olduk biz ya." dedim. Kaan ise cevap vermek yerine sus işareti yapıp "Ders başlıyor."dedi.

Bu çocuk beni delirtir diye içimden geçirip hocaya döndüm. Dersi dinlemeye başladım ama bir ders bu kadar yavaş gecebilirdi. Sanki zaman ağır çekime almıştı herşeyi neredeyse başımı sıraya koyup uyuyacaktim ama  zilin çalmasiyla Kaan'in ayaklanması ve beni sürüklemeye başlaması nerdeyse aynı anda oldu kendimi bahçeye doğru son sürat giderken buldum. Daha yeni tanismisken beni suruklemeyi alışkanlık haline getirmiş gibi görünüyordu. O önde ben arkada bir süre yürümeye devam ettik. Bir anda durdu beklemediğim için Kaan'a bütün hizimla carptim. Kafamı kaldırıp Kaan'a baktım. Çok fazla yakın olmustuk bir anda kolumu kurtarıp uzaklaştım kolumu ovalayip "Beni istediğin yere sürüklemeye alisma. Şimdi ne konuscaksak konuşalım."dedim. "Beni dinliyceksin,sözümü kesmiyceksin ve en önemlisi delirmisim gibi bakmiycaksin söz ver bunlara." dedi. Sabirsizlanmaya başlamıştım." Söz hadi soyle ne soyliyceksen bak teneffüs biter yakında."dedim.

Kaan etrafına baktı ve tekrar kolumu tutacakken tutmaması gerektiğini hatırlayıp kafası ile banki gösterip yürümeye başladı. Yetişmek için koşar adım yanına gittim. Banka oturunca dönüp ona baktim. Hadi anlat dercesine baktığımı biliyordum. "Nasıl basliyacagimi bilmiyorum en iyisi en baştan basliyim.Anlatacaklarim sana saçma gelecek ama bunlar gerçek ınan bana lütfen. Şimdi bu dünyanın dışında bir sürü gezegen var dimi ışte orada da yaşayan yaşam formları var. Hemde çok fazla bunlardan biri kendilerine ruh diyen canlılar . Ve bu canlılar başka yaşam formlarının içine girip içinde bulunduğu canlınin bedenini kontrol ederek yaşıyorlar. Lütfen delirmisim gibi bakma bunlar gerçek Rüya."dedi. Bana başka yaşam formlarından bahsediyorken delirmedigini nasıl inanabilirdim ki tamam olabilirdi canlılar ama bu kadar bilgisi olamazdı çok fazla çizgi roman okuyordu galiba beynini eritmisti buda tek mantıklı açıklaması buydu.Ama sözümü tutmam gerekiyordu ve kendimi silkeleyip "Tamam tamam devam et."dedim. Elimden tuttu bir an elimi geri cekcegim an yüzüne baktığımda kalkip gitmemem için tutugunu anladım. Gevseyip devam etmesi için kafamla işaret verdim. " Nerde kalmıştım evet bu canlıların başka canlıların içine girip yaşadıklarını soylemistim. Neden böyle bişey yapıyorlar dersen cunku kendileri o kadar savunmasız ki yaşamlarını böyle devam ettiriyorlar. Gözünde canlanması için nasıl gorunduklerini de soyliyim solucan gibi bişey ama antenleri var bu antenler sayesinde icene girdiği bedeni kontrol ediyor ve pırıl pırıl parlayan gümüş rengi canlılar. Dışardan bu kadar savunmasız ve güzel görünen canlılar gezegendeki yaşayan canlıları teker teker ele geçirip o gezegeni istilâ ediyorlar. Ama onlar o gezegeni daha yaşanabilir hale getirdiklerini söylüyorlar. Ve ışte bu canlılar bu gezegeni ele geçirmeye basliycaklar yakinda. Nerden biliyorsun diye soracaksin cunku bende onlardan biriyim. Peki neden bana anlatıyorsun diye soracaksin onunda cevabını veriyim sen sormadan sende bizden birisin. Lütfen gitme simdi kal devam ediyim konuşmaya ve asıl söylemek için ugrastigim şeyi soyliyim ."dedi. Ayaklanmistim son sözlerini söylediğinde ama o bana yavru köpek bakışlarıyla bakınca tekrar oturdum. "Peki.Dinlemeye devam edicem ama sorularima cevap vericeksin. "dedim. Kafasını aşağı yukarı doğru salladi. Derin bir nefes aldım ve ilk sorumu sordum." Beni sizden biri yani ruh dediğin canlılardan olduğumu söylüyorsun nasıl biliyorsun? Ve diyelim öyleyim o zaman niye anlattığın şeyleri bilmiyorum."dedim. Yuzundeki butun kaslar gevşedi bir an " İlk sorun için cevabım seni yüzyıllardır tanıyorum hata daha fazla biz çok yakindik tüm yaşamlarımizda bunu sonrada konuşabiliriz yakinligimizi yine bol bol zamanımız olacak sonucta. Ama anlatigim şeyleri bilmeme nedenin ışte o son gezegenimizdeyken sen düzene karşı gelip yaşadığımız canlıların da hayatı olması gerektiğini savundun ve isyan ettin. Düzensizlik çıkacağına karar verip senin hafızani silip daha önce bizim tarafımızdan yaşanmamış bu gezegene yolladılar. Hem seni başlarından savmak hemde bu gezegeni istilâ edip edemiyceklerini öğrenmek için deney yapmak için. Ve deneylerinin sonucu olumlu çıktı ve yavaş yavaş bu gezegenide istilâ ediyoruz."dedi.
Dediklerini doğru kabul edersem ben isyan edip bu gezegene sürgün edilmiş ve denek olarak kullanilmistim. Bostaki elimi göğsüne getirip. "Peki sen Kaan senin burda ne işin var ? Ve beni nasıl buldun ?"dedim. Sorularımi sorduğum an zil caldi. Kaan ayak kalkıp "Derse gidelim."dedi. Bu sefer kolu tutan taraf ben oldum." Bir derse gitmesek bişey olmaz konuşmamız bitsin."dedim. Hemen yanıma kuruldu. " Burda ne isim mi var sen nerdeysen ben ordayim sensiz hep eksik hissediyorum. Burayada seni sürgün ettikleri andan beri gelmek istiyordum ve ilk gonullulerden biri olarak basvurdum. Eski bedenimi merak edersen hala yaşıyor içinde bizden biri var. Eğer bu bedeni merak ediyorsan o da komadaydi. Ve mucizevi bir şekilde hayata geri döndü. Ve suan karşında oturuyor. Senin fikirlerini hep onaylamistim o yüzden sahibimi aradım ama bu vücut boş bir kabuktu." dedi. Kanıt olmadan asla böyle biseylere inanmazdım inanamazdim beynim patliyacak gibi olmuştu. Bütün anlatiklari benim için fazlaydı ne kadar Kaan'in dediğine göre onlardan biri olsamda. " Dediklerine inanmam için bana kanıt sunman gerek dedim eğer öyle bir şey varsa tabiki. "dedim. Elimi tutup ensesine götürdü kapanmış bir yaranın izi vardı ince bir çizgi halinde sonra benim saçlarımı geriye çekip elimi aynı yere getirdi ve onda olan yaranın aynısınin bende de olduğunu hissettim.
" Bu izlerin kalmasına neden olan yaralar bizi bedene yerleştirmek için kulanilan kesiklerden geriye kalanlar. " dedi. Yara izimden onda da olması beni afalatmisti. Cunku her zaman oradaki yaranın ne kadar saçma olduğunu düşünüyordum nasıl olduğunu. Hayır böyle bişey olamaz diye bağırıyordu beynim tüm sözcükler hafizamdan silinmiş gibiydi tek yapabildiğim Kaan'in gözlerine bakmakti ve kahve rengi gözlerindeki gri piriltiyi gördüm benim gözlerimde onun gibiydi sadece yeşildi ve griligi dağa yogundu. Sanki elim yanmış gibi elimi kaçırıp ondan uzaklaşmaya başladım bütün anlatiklari gerçek olabilirmiydi diye içimden geçiriyordum. O ise kabullenmem için sessizce bekliyordu.

Etegimi umursamadan bacaklarimi kendime çekip başımı dizimlerimin üstüne koyup düşünmeye başladım. Kaan yanıma gelmiş sarılmıştı. "Ben senin hep yanindayim." dedi. Ben hale düşünüyordum oylece.Bu bedenin benim kabuğum olabilirmiydi  ve benim olduğunu düşündüğüm anilarim bana ait olmadığı için mi siliniyordu. Peki bu dünya ele geçirilirse dedim icimden tanıdığım bütün insanlar yok olurdu. Onların yok olmasına asla izin veremezdim. Kafami kaldırıp Kaan' in gözlerinin içine baktim"Dediklerine inanamam böyle bir şey gerçek olamaz."diyip iyice kendime cektim bacaklarimi tüm bunlar çok sacmaydi. Bana daha sıkı sarılıp " Gerçek olduğunu sende biliyorsun içten "dedi. Bütün bu anlatiklarindan sonra kendimi derse girebilecek gibi hissetmiyordum. Sadece uzanıp düşünmek istiyordum. " Derslere girebileceğimi sanmiyorum." dedim. "Tamam zil çalınca esyalarimizi alıp gidelim. " dedi. Onayladim onu ve zilin çalmasını bekledik. Zil çaldığında birlikte kalkıp sınıfa yürüdük. Sınıfa girdiğimizde bütün arkadaşlarım bana bakiyordu. Çantamı alıp onlara el salladim.Batu kaslarını catmis beni ve Kaan'i izliyordu. Yarın ne olduğunu soracaklardi. Bunuda düşünmem gerekiyordu onlara nasıl bir yalan söyleyeceğimi. Onlara yalan söylemeyi sevmiyordum ama zorundaydım çünkü onlara tüm bu saçmalıklari anlatamazdim daha kendim bile inanmamisken.
Onlara sınıftan çıkmadan önce son bir kez daha baktım onlarda endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Onları kaybetmek istemediğimi fark ettim. Benim için hepsi degerliydi.
Kaan' a dönüp " Hadi gidelim." dedim.Hızlı adımlarla okuldan çıktık. Şimdi nereye gidecektik ki. Kaan bana elini uzattı bir süre ne yapacağımı bilemez bir şekilde eline baktım sonra tuttum. Sıkıca tutup yürümeye basladik." İstersen seni evine birakiyim." dedi. Kafamı dağıtmak amaciyla Kaan' a takılmaya karar verdim. "Evimi öğrenmek için böyle oyunlar yapmamalisin." dedim gülerek. O da hayal kırıklığına uğramış gibi bir yüz ifadesi yaptı ama aslında gülmemek icin kendini tuttuyordu."Tüh. Bütün amacımı anladın ama."dedi. " Çok zekiyim ondandir."dedim. Bir anda durup dururken beni kendine çekip sarıldı. Ne olduğunu anlayamamastim.

" Seni çok ozledim. Bir daha benden uzaklastiramiycaklar seni."dedi. Sarılıp kokusunu içime çektim bu kokuyu her zaman koklayabilirim diye geçirdim içimden. " Beni eve bırakmayacakmiydin."dedim ama agzim göğüs kisminda olduğu için sesim boğuk çıkmisti. " Aslında gerçeği istersen seni yanımdan bir adım bile uzaklaştırmak istemiyorum. Ve bu arada cok güzel koktuğunu biliyormuydun" dedi. Kizarmaya başladım yanaklarimin yandığını hissediyordum. Kafamı iyice gömüp kırmızı suratimin biraz geçmesini bekledim. Kaan bundan hiç rahatsız olmuş gibi durmuyordu. Bir sure daha böyle durup ayrıldık. " Hadi gidelim." dedim. Yavaş adımlarla yuruyorduk evime doğru. Onun yanımda olması zihnimi bir derece rahatlatiyordu sanki. Eve ulaştığımızda ayrılmamız gerektigi için uzulmeye başlamıştım. Kaan hemen sımsıkı sarılıp. "Yarın kapinin önünde seni bekliyor olucam. Hoşçakal." dedi ve benden ayrıldı. " Eğer zamanın da gelmesen ve beni bekletirsen ..." diye konuşuyordum ki " seni öldürürüm çünkü ben beklemekten hiç hoşlanmam." dedi sesini inceltip benim gibi konuşarak. Tuhaf olan kısmı ise tam olarak bu cumleyi kuracak olmamdi. Beynimi mi okuyor acaba diye düşünmeye başladım. O da yüz ifademe bakıp gülmeye başladı hata kahkaha atıyordu. Gulmesi bitince derin derin nefes aldı ve " Sana bütün gerçeği anlatırken bu kadar şaşkın bir ifadeyle bana bakmıyordun. Sadece bir cumleni tamamladım diye beynini okuyor olmamı düşünmen çok ilginç gerçekten Ruya. Ama gerçek şu ki ben seni çok iyi tanıyorum." dedi. Sözlerinin sonuna doğru sıcak bir gülümseme yerleşmişti suratına eski anilarimiz aklına gelmiş olmalı diye gecirdim icimden. O anılara bende sahip olmam gerekiyordu benimde hakkimdi onun anlatiklarina göre ama elimden alınmıştı. Hepsini tekrar kazanabilirim dedim kendime. Kaan' a hadi git bakisi atim ama o gitmek yerine benim binaya girmemi beklemeyi seçip dikilmeye başladı. Tamam o zaman diyip binaya girdim. Tekrar Kaan' a bakmamaya zorlayıp kendimi eve çıktım. Eve girince camdan dışarı baktim Kaan sokağın sonuna gitmişti bile. Derin bir nefes alıp kendimi yatağa atıp  günü kafamdan gecirken gözlerim kapanmaya başlamışti.

Uyumadan önceki son düşüncem herşey dahada tuhaflasabilir mi oldu.

Ben Hiç KimseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin