dipnot: sonlara doğru +18 var. linç olur mu bilmem ama boş yere linç'e gerek yok.
uyarmadı demeyin.Berk'in ağzından ✍🏻
uzun zamandır hislerime sahip çıkamıyorum. ne oluyor bana bilmiyorum ama ona fazlasıyla yükseliyorum, gözlerimi ondan alamıyorum. yanıma yaklaştığında içime bir şeyler oluyor, tarif edilemeyecek kadar güzel.
O gün salıydı Ömer'in okulda kursu vardı. fırsat bu fırsattı diye düşünmüştüm, ya Ömer'e orada söylerim ya da zorlada olsa bir yere götürüm demiştim..
Tolga ile kantine indiğimde her zaman ki gibi kahvemi olmaya Kadir'in yanına gidiyordum ama Ömer'de oradaydı. sabah ki planımdan dolayı olması lazım onu gördüğümde daha çok heyecanlanmıştım. klasik kahve mi isterken bir anda..
"Ömer bu akşam müsait misin?" çıktı ağzımda ne yapıyorsun sen?! Kahvemi elime aldığımda yine yüzüne baktım.
O da şokmuştu belli, biraz gözlerimin içine baktı. o an kalbimin ritmini hissedemiyordum.
"En son ders çalışıyorduk sonrasında oyuna başladık ve hatırlatırım sonu pek hoşuma gitmemişti.." diyerek sırıttı.
...
evet o gün onunla ders çalışmak için buluşmuştuk🤨 sonrasında canım sıkılıp onu oyuna davet etmiştim, biraz zorla olmuştu ama neyse, maçın sonunda ben kazanınca biraz köpeklik etmiş olabilirim.
...
"Bu sefer öyle olmaz hem dışarıda buluşuruz." dediğimde kaşlarını kaldırıp "ha bende Kadir abimle satışa çıkacaktım, yeni tünelin üstünde. o ara buluşuruz." dediğinde sessiz çığlıklar atmış olabilirim, evet.
...
eve vardığımda her zaman ki gibi bir huzursuzluk hissiyatına kapılmıştım, son yaşanan olaylardan sonra fazla içe kapanık dolaşıyordum evde. babamın yüzüne bile bakamıyordum, annemle telefonda konuşmak dışında pek bir aktivitemde yoktu. o günde babamı takmayarak direk odama geçtim, akşam nasıl söylerim diye bir sürü senaryo kurdum kafamda. fazlasıyla iyi olacaktı, bu sefer her şeyi halledecektim. saat iyice yaklaşmıştı yavaşça kapıdan çıkacakken babam
"Nereye bu saatte?"
"Bir arkadaşla bulaşacağım."
"Kimmiş bu arkadaş? sevgilin falan mı?"
dediğinde elimde olmadan sert bakışlara döndüm ona. "Akrabalarımdan değil merak etme." Diye cevap verince.
"Düzgün konuş!" Diye bağırdı.
"Konuşmazsam ne olur? Benide mi döversin?"
hızlı bir şekilde yanıma geldi, elini havaya kaldırdı.
"Hadi vursana!" Diye bağırdım. "Niye yapamıyor musun?"
Dediğimde elini aşağıya indirdi.
"Dışarıda ki güvenliklere dikkat et." dedi sessini kısarak. Arkama bile bakmadan kapıyı vurup çıkmıştım. Küçükken bana yaptıklarından sonra bünyem ters etki yaratmıştı sanki, ondan korkmak yerine daha çok üstüne gidesim geliyordu ya da tamamen annemin bana böyle öğretmesi ile alakalıydı.
...
Tünelin oraya vardığımda tam bilmesemde belki 10 defa üstümü düzeltişimdir, her gelen insanı o sanıp ani kalp sıkışmalarıda yaşadığım oldu tabi ki. en sonunda bir ses "lan Berk!" Diye koşarak üstüme yapıştı, az kalsın düşüyordu "ne oldu?" Diye bağırdım ama o hem nefes nefes hem gülerek bir şeyler anlatmaya çalışıyordu o gülünce bende gülmeye başladım.
"Köpek sürüsünü gördün mü? taa en baştan buraya kovaladılar beni!" Diyerek kahkaha atmaya başladı. Sırıtışım karşısında "ne o çok mu eğlendin?" diye karşılık verip karıma hafifçe vurdu. sonradan nefes alış verişi düzelince eline bir kahve verdim. "ne bu kahve aşkın.." derken çöp poşetindeki içilmiş kahveleri gördü ve "bu nee??" Diyerek gülmeye başladı.
geldiğinden beri her şeye gülüyordu sanki şu anda evren bana oyun oynuyordu
"Eee ne oldu bir anda çık gel dedin?, bir de tünel mükemmel. çok iyi bir seçim yapmışım." diyerek sırıttı.
"Öyle vakit geçirelim diye, uzun zamandır tartışmıyorduk." dediğimde bana döndü ve ne? der gibi bir bakış attı "şaka yapıyorum." Diyerek güldüm.
...
ömer'in telefonu çaldı bir anda
"efendim?.. tamam.. tamam abi.. geliyorum."
"Nereye ya?" dedim bir anda
"abim çağırdı, hem güzel vakit geçirdik. iyi geldi asllaan." dedi gülerek
sonra toparlanıp giderken
"Ömer.. seni seviyorum!"
kafamda ki senaryo böyle değildi. bu.. bu fazla klişe olmuştu kabul ediyorum. 👍🏼
Ömer gülerek arkasını döndü
"Bende seni seviyorum. Ne oluyor olum?"
"Ben, sana aşığım." dedim tüm cesaretimi toplayıp. ama içten içte klişelik kusuyordum..
Ömer bir anda "he seni kahve çarptıı, tabi ya" yaptı gülerek.
"Ömer.."
"Berk.." dedi yanıma yavaşça gelerek.
Bir süre birbirimizi süzdük, kalbim sıkışıyordu. umutsuzluğa çoktan kapıl ışken, ellerini yüzümünün iki kenara getirdi. aramızda mesafe kalmayacak şekilde yakınlaştı ardında dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. tutkulu bir şekilde öpüyordu sanki bu anı beklermiş gibi. en sonunda nefes almak için dudaklarını uzaklaştırdı bu sefer ben güldüm, o da karşılık verdi.
Beni duvara dayadığı an yine öpüşmeye başladık, boynuma doğru inmeye başladı. azgınlığım yüzünden boynuma indi an sessiz bir inleme sesi çıktı ağzımdan, erkekliğimi erkekliğine değdirdiğimde yavaşça daha da aşağılara inmeye başladı, erkekliğime yaklaşınca fermuarımı açtırdı..
tekrardan yukarı çektim onu dudaklarına bu sefer ben tutkulu öpücükler bırakıyordum. organlarımızın birbirlerine değmesiyle fazlasıyla kötü olmuş olmalı ki kendisini geriye attı. sonrasında
"bende seni seviyorum." dedi.
...
tam biz giderken, 4 adam "Berk Özkaya!" Diyerek bağırdı arkamıza döndüğümde adamların elinde sopalar olduğunu gördük, Ömer bana döndü ben halla onlara bakıyordum.
"Özkaya, kimseye bir şey anlatmayacaksın!" dediğinde sırıttım.
"eğer ağzından bir şey kaçırırsan, seninde başın belaya girer. bunu unutma."
"Hadi ya cidden mi? peki onun yaptığı şerefsizlik?" dediğimde adamlar yavaş yavaş yaklaşmaya başladılar. Ömer ise hem bana hem adamlara bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"sizce ben susar mıyım? Ahahha"
"Sen susmazsan, bizde susmayız." Dediğinde kaşlarımı çattı.
"Siz niye konuşacakmışsınız he?" Dediğimde bu sefer onlar güldü.
"Burada işi pişirdiği baban görünce çok sevinecek, hem de cinsinle.. bir tünelde. İlk mi? Eğer ilkse siz ergenler için doğru bir seçim olabilir çünkü tuhaf yerler seversiniz ama ikinci yer seçimizi doğru yapın.. sadece tavsiye." dedi gülerek.
sonra üstlerine doğru yürürken arkadan bir adam sopasıyla karnıma vurdu. Ömer adamın üstüne atlacakken diğer adam Ömer'i yeri itti. gördüğüm kadarıyla burnu kanıyordu. Sinirle adamın sopasını tutmaya çalıştım ama çoktan adam beni duvara yapıştırmıştı.
"konuşacak mısın halla? yoksa sevgiline de geçelim mi?" dediklerinde sesim çok çıkmasada "tamam" dediğimde bıraktılar bizi.
son halimize baktığımızda baya kötüydü Ömer'in bir elinde yaralar vardı, benimse ağız yüz gitmişti. ona bakıp
"Baya iyi bir akşamdı, dimi?"
"Senin yüzün kadar değil." Dediğinde sırıttım.
"Ee ne olacak şimdi? Ne yapacaksın?"
"Beni bir yere saklaman gerek."
"Nereye?"
"Bilmiyorum.."
Ömer sonradan "tamam, tamam bir yer var. gayet iyi, oraya götürürüm seni."
...oyyyy maşallah diyin plase.. baya iyiydi bence bu bölüm. klişelikler vardı belki ama bence hoştu. yukarıya koyduğum şarkıda lgbt için yazılmış bir şarkı. okurken dinlersiniz belki. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forbidden love| ömber
Fiksi Remajaimkansız shipcinin imkansız shipi olan ÖmBer'in hikayesi🤓