Stay-SeulRene

4'

,

Göz yaşlarını silip ayağa kalktı şimdi hiç sırası değildi.Çantasından çıkardığı siyah eldivenleri ellerine giydirdi.Evin aşağı kısmında olan arabasının yanına adımlamaya başladı.Cebindeki anahtarı çıkarıp arabanın kilidini açtı.Koltuğa oturup kemerini bağladı,anahtarı deliğine oturtup bir kaç şey daha yaptıktan sonra arabayı çalıştırdı.Uzun bir yolculuk olacaktı zamanın hiç geçemeyeceği aşikardı.

***

Aynen düşündüğü gibi de olmuştu.Sonunda büyük bir deponun önüne geldi.Deponun kepengin yarım bir şekilde açıp içeri girdi ve arkasından kapattı.Karşısında beliren sima ile yüzünü buruşturdu.

-"Ne oldu minik kızım yoksa o paçoz kız isteğini kabul mi etti¿"

Seulgi duyduğu şey ile gözleri fal taşı gibi açılmıştı.Elindeki ağır çantayı babasının kafasına geçirdi.Adama yere düşmüştü psikopat gibi gülüyordu.

-"Vaay bak sen şu işe küçük Seulgi'mizin pençeleri çıkmış!"

-"Bir daha ne İrene'nin ne de benim ismimi ağzına alma moruk!"

Sona eren konuşmanın ardından Seulgi yüzüne bir maske geçirdi.Yıpranmış bir kapıdan içeri girdi.Odayı tavandaki sallanan loş bir ışık aydınlatıyordu.Sandalyeye bağlanmış bir kız vardı.Ondan küçük olmalıydı.Seulgi'nin gözünden yaşlar yine dökülmeye başlamıştı.Bilinci yerine gelen kız duyduğu sesle ufak çaplı bir şok geçirdi.

-"Sen ağlıyor musun?"

-"Sanırım..."

-"Neden¿"

-"Seni öldürmek istemiyorum."

-"O zaman öldürme."

Seulgi'nin hıçkırıkları giderek şiddetlemiyordu.

-"Bunu yapmam lazım,sen beni birisini öldürürken gördün.Eyer seni öldürmezsem sevdiğim kişiler ölücek."

-"Üzgünüm Seulgi unnie ama hayatta her zaman mutlu olamazsın."

-"Bu yüzden ölmelisin,

Seulgi kızın kafasındaki çuvalı çıkardı ve kulağına eğildi.

-"Çünkü hayatta bazılarının yaşaması için bazılarının ölmesi gerekir."

Seulgi çantasını açtı.İçinde silahlar bıçaklar ve dahası vardı.

-"Biliyor musun Minju akşam olduğu için fazla ses çıkmamalı bu yüzden senin için hiç sevmediğim bir bıçağımı kullanıcam zaten sürtüğün tekiydin erkeklere sarkmaktan başka bir şey bilmiyordun iyi oldu böylesi."

Seulgi çantasının yanına gidip içinde bir bıçak çkardı.Tutma yeri kırmızıydı ve üzerinde Minju yazıyordu,Zırh bıçağıydı.Tekrar Münju'nun yanına yaklaştı.

-"Yüzüme bak Minju bu yüzü iyice tanı çünkü bir daha göremiyeceksin."

-"DUR!NOLUR YAPM..."

Demeye kalmadan Seulgi Minju'nun boynunu kesmişti.Boynundan yavaş yavaş dökülüyordu kan.Seulgi korkutucu bir ifade ile bıçagın ucundaki kanı yalamıştı.Tuzlu,soğuk ve metalik bir tadı vardı muhtemelen.Seulgi bıçağı Minju'nun eline bıraktı sonra eline bir çakmak aldı.Çakmak ile ilk kızın saçlarını ve eteğini tutuşturdu.Hızlı bir şekilde eşyalarını topladı ve çakmağı kızın eline bıraktı.Hemen odadan çıkıp babasının yanına gitti.

-"Benim işim bitti baba."

-"Öyleyse topuklama zamanı."

Babası ile çıkıp arabaya bindiler yine yolculuk uzun sürmüştü.Seulgi malikanelerinin öne gelmişti.Kilitlediği dış kapıyı anahtarıyla açmıştı.İçeri girmişti elindeki çantayı salon halısın yanına koymuştu.Sonra kanapeyei  uzunca ittirdi.Altındaki parkeyi kaldırdı bu gizli bir bölmeydi.Çantasını içine koymuştu.Şimdi sıra odasının kildini açmakdı.Odasının yanındaki boy aynasının önünde durdu.Okul gömleği kan olmuştu.Bu sefer hızlı adımlarla odaya girdi.Sessiz bir şekilde gardırobun kapağını açtı ve içinden geceliğini çıkartıp giydi.Gömleğini çıkarıp çamaşır makinesinin yanına gitti.Kanlı gömleğini içine atıp üstüne belli olmasın diye başka kıyaftlerde koyup kapağını kapattı.İrene'nin yanına gidip yatmak istiyordu.Kapıyı açtığında karşısına bir adet masumca yatan İrene çıktı.Seulgi sanki daha yeni birisini öldürmemiş gibi mutluydu.İrene'nin yanına gidip battaniyeyi yarıladı kendisi de uzandıktan sonra üzerkerine tekrardan örttü.Yine iyi geceler küçük meleğim.Seulgi de kendini uykunun huzurlu kollarına bırakmıştı.

.