3. bölüm.
___
İnsanlar hayatın kendi etrafında döndüğünü sanarlar fakat fazlasıyla yanılırlar. İnsanlar çocuk oyuncağıdır gerçekler için, oynar oynar fırlatır kenara.
Yüzleştiğim gerçekler o an fazla gelmemişti fakat Yağmur yağan havada, ön koltukta hele ki radyoda Vacations-Youngs çalıyorsa hayat pekte kolay olmayabilir.
Annem ve babam... Hiç dokunamadığım, annem ve babam... Yüzlerini sadece fotoğraflarda gördüğüm annem ve babam...
Büyük bir yalanın içinde doğduğum ve büyüdüğüm gerçeğini tekrar düşününce gözlerimden bir yaş aktı. Halamın sözleri aklıma geldi.
"Bunca beyaz yalanın arasında sıkışmanı istemiyorum..."
Derin bir nefes aldım.
"Aslında ölmediler, sürgün edildiler..."
Bir damla daha yaş aktı gözümden.
"Baban senin gibi değildi akşın..."
"Sen de bir melezsin aşkın..."
Şarkının bitmesiyle emniyet kemerinin çıkarma sesini işittim. Kafamı kaldırdığımda halam dışarıya çıkmış, dikiz aynasında kendine bakıyordu. Sanırım önemli bir yerdi.
Kaşlarım çatılı indim arabadan. Kafamı kaldırdığında karşıma çıkan ilk şey iki katlı, beyaza boyanmış bir binaydı. Dışı beyaz zambaklarla kaplıydı. Eski yapılı bir bina olduğu aşikardı.
"Burası çok güzel... Gerçekten, huzur verici."
"Öyledir..." dedi halam. "arada buraya gelir şuradaki banklara otururum." tebessüm ederek kafamı salladım.
"Hadi girelim içeriye." kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra beyaz tahta kapıda duran genç bir bayan önümüze geçti ve dudaklarını araladı.
" Şifre?"
"Kül." dedi halam. Şifre küldü, bunu aklımda tutmalıydım.
Hızlı bir şekilde tahta kapıdan geçtik ve içeriye girince kapının iki yanında beyaz trabzanları ve siyah halı ile döşenmiş merdivenler karşıladı bizi. Sağ taraftaki merdivene sürüklendiğimde nerdeyse dengemi kaybediyordum.
siyah kapılı bir odanın önüne geldiğimde halam kapıyı açtı. İçeriye girdiğimde beyaz bir perde, basit, krem koltuk, küçük, tahta bir masa ve beyaz demirleri olan bir elbise askılık vardı. Askılığın yanına gittim. Asılı olan kıyafetlere göz gezdirdim.
"Güç aktarımı nasıl yapılıyor hala?"
"diğer melez ile el ele tutuşacaksınız tatlım. Kafanı asla kaldırmayacaksın çünkü odaklanman lazım. hisset, gücünü hisset. Gücünü ANKA topluluğuna aktardığını hisset. Kafanı kaldır ve diğer melezin gözlerinin içine bak, dikkatini asla bozma. " kafamı salladığımda askılara asılı olan kıyafetlerimi aldım ve banyo olduğunu düşündüğüm kapıya doğru gittim. İçeri girdikten sonra kıyafetleri askılarından çıkardım giymeye başladım.
Siyah bir crop, siyah bir oversize ceket, siyah bir pantolon giydim ve tuvaletten çıktım.
halam bana döndü." Kapışonunu kapat."
"Unutmuşum, pardon." kapışonumu iki elimle kapattığımda merdivenlerden indik. Halam bir duvara yaslandığında ben de ortada yuvarlak olan alana geldim. Kadınlar benimle aynı fakat beyaz rengine sahip olan kıyafet giymişlerdi. Erkeklerse beyaz t-shirt, beyaz pantolon ve beyaz oversize bir ceket giymişlerdi. El ele tutuşmulardı ve kapışonları kapalıydı.
Kafamı yere eğdiğimde bakış açıma bir çift siyah ayakkabı girmişti. Yavaşça ellerini tuttum ve halamın dediklerini harfiyen uygulamaya başladım.
Önce odaklandım sonra hissettim, gücümü en derinimde hissettim. ANKA topluluğuna aktarma yapmaya başladım ve aynı anda kafamı kaldırdım.
siktir.
Gerçekten siktirdi. Bu olamazdı.
Giray
Yazıma göz koyan, Giray.
Okulun sessizi ama bir o kadar da popüler çocuğu olan, Giray.
Tam karşımdaydı.
Mavi gözleri ile Gözlerimin içine bakıyordu ve aynı zamanda sırıtıyordu.
___
~Betül
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNKAR
Fantasy"İçimdeki ateşin var olmasından nefret ediyorum çünkü onu kontrol edemiyorum. Korkuyorum, dünyayı yok eder diye. Korkuyorum, insanları yok eder diye. Korkuyorum, beni yok eder diye. Onu kontrol etmem gerekiyor. Ateşi, ateşimi..." Dünyada kalbimizin...