10| Vazgeçmedim Bu Kez Bizden

2K 176 426
                                    

"Korkuyorum."

Büyük villanın kapısının önünde duran siyah arabaya yaslanmış olan beden, önünde duran adamın gözlerinin içine bakmadan yüreğinden geçen binlerce duyguyu tek bir cümleye sığdırarak fısıldadı. Başını kaldırıp geldiği evi bile incelemekten korkuyordu.

Çünkü karşısında duran ev 3 yıl önce nişanlandığı evdi.

Xiao Zhan, Yibo'nun arabasına yaslanmış bir halde Wang malikanesinin önünde duruyordu. 3 yıl sonra bir kez bile buraya uğrayıp Yibo'nun annesi ve babasını ziyaret etmemişti; Onlarla karşılaşmaya yüzü yoktu. Çünkü Yibo dışında kimse tam olarak Zhan'ın gitme sebebini bilmiyordu ve Yibo'nun ailesi de dahil tüm medya Zhan'ın alacağı hisseler yüzünden veya Yibo'yu istemediği için kaçıp gittiğini düşünüyordu.

Ya da sadece Zhan böyle düşünüyordu.

Çünkü kendisi bir sabah kimseye haber vermeden Amerika'ya gittiğinde, Yibo'nun babası Wang amca bir kez bile Zhan'ı yargılamamıştı. Bunun yerine, çocukların nişan hakkında fikirlerini tamamen dinlemedikleri için kendisini suçlamıştı. Yibo'nun annesi ise farklı bir olaydı.

Yibo, nişanlısının güzel yüzünde beliren endişeli ifadeyi yok etmek için bir adım yaklaşıp arabanın kaputuna yaslanmış olan bedene doğru eğildi, Zhan'ın yanağını tüy gibi hafif bir dokunuşla okşayarak gözlerinin içine baktı. Kemikli parmakları Zhan'ın belirgin elmacık kemiklerinden süzülürken kederle parlayan kahve gözler, bu dokunuş yüzünden gözlerini kapatmıştı.

"Korkma, bu sefer farklı olacak. Seni buraya getirmeden önce telefonda konuştum; Onların bilmesi gereken her şeyi anlattım."

Zhan, Yibo'nun derin sesini dinlerken yanaklarında hissettiği parmaklar yüzünden tüm yükünü, üç yıldır sırtında duran kamburunu yavaşça indirdiğini hissetti. Yibo'nun ailesi kendi babasından daha anlayışlı olmasına rağmen yine de korkuyordu.

Çünkü Zhan, onların biricik oğlunu bırakıp gitmişti.

Her ne kadar bu durumu Yibo ile çözse de sevdiği adamın ailesinden nasıl bir tepki alacağını bilmiyordu. Onlar kendisine yüzsüz deseler bile kabul edecekti. Oğullarını terk edip koca üç yıl sonunda yeniden beraber olmak istediklerini söyleyecekti sonuçta. Buna kendisi yüzsüzlük diyordu. Fakat ne olursa olsun, ne kadar hakarete maruz kalırsa kalsın Yibo'yu seviyordu, onunla beraber olmak istiyordu.

Bu yanlış anlaşılmayı çözmek istiyordu.

Yaslandığı yerden doğrulup Yibo'nun yumuşak gözlerinin içine baktı. Baktığı irisler güven vericiydi.

Yibo, her bir adımında kendisine güven veriyordu. Attığı her bir adımda yanında olduğunu, geçmiş yıllardan farklı olduğunu çok net bir şekilde gösteriyordu. Zhan yanılmıştı; Yibo günebakan değildi, güneş gibiydi. Aslında kendisi Yibo'ya dönen, onun ışığını arayan bir günebakandı. Nereye giderse gitsin en sonunda döndüğü yer yine Yibo'nun kollarıydı.

Zhan parmaklarının arasına yerleşen Yibo'nun parmaklarıyla, bakışlarını birleşen ellerine indirdi. Kendisinin hafif kavruk teni, Yibo'nun beyaz kemikli parmaklarının arasında kaybolmuştu. Bu kayboluşu iliklerine kadar seviyordu. Sıcaktı, sımsıcak bir histi bu.

"Bu sefer her şey farklı, değil mi Yibo?"

Yibo, Zhan gibi birbirine kenetlediği ellerine bakış attıktan sonra nişanlısının kararsızlıkla dolu gözlerinin içine baktı. Onun korkularını anlayabiliyordu. Zhan'ın üç yıl boyunca iyi zamanlar geçirmediğini Çin'e geldiği gece, yüzünün zayıflayıp göz altlarının korkunç bir morluğa büründüğünde anlamıştı. Yalnız başına dört duvar arasında düşündüğü geceler, eski fotoğraflara baktığı her bir anı Yibo sevdiği adamın gözlerinde görebiliyordu.

Bu Yüzden, | Yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin