05

168 5 1
                                    

JM

Taehyung, uyanmıştı ve benden kremalı,pirinç kekli makarna istemişti. Yemek istediği için gayet mutluydum ama yemekte konuşacaklarımız beni korkutuyordu. Makarnayı pişirmek için ilk önce, dolapdan tencere aldım. Bu balım'ın en sevdiği ayıcıklı tencere idi. Tencerenin yarısı'ndan biraz daha olacak şekilde su doldurdum. Tencereyi ocağa koyup altını açtım. Suyun kaynamasını beklerken, erişte çekmecesi'nden uzun erişteleri ve bir paket cam erişte aldım. Bir cam kaseye su doldurdum ve cam erişte paket'ini açıp, 2 porsiyon'luk koydum. Zaten erişte var, neden 2 porsiyon'luk yapıyordun diyecek olursanız; Taehyung, bu makarnayı çok seviyor. Uzun zamandır yemek yememesi ile aç olacağını düşünüyorum. Su kaynadığında, içine 2 çay kaşığı tuz attım ve bir kaç damla yağ döktüm.
Cam erişteleri ılık sudan çıkardım ve kaynayan suya koydum. Pişmesi 10 12 dakika kadar sürecekti. O pişerken bende başka bir tencerede pirinç keklerini kaynatacaktım.

Küçük ama çokta ufak olmayan bir tencere aldım dolap'dan. Yarısına kadar su doldurdum ve ocağın altını açıp tencere'yi ocağa koydum. Su kaynamaya yakın pirinç keklerini yavaşca suya ekledim. Bunlar olurken çam erişteler pişmişti. Onları ocaktan aldım ve suyunu süzdüm. Daha sonra, doğrama tahtasını önüme aldım ve dolapdan yeşil soğan çıkarıp 2 parmak kalınlığında doğradım. Doğrama işi bitince haşlanan pirinç keklerini ocaktan aldım ve soğuk suyla yıkadım. Soğuk suyla yıkadım çünkü sıcak dururlarsa haşlanmaya devam edecekti. Ama haşlanmaya devam etmemesi gerekiyor çünkü tüm yiyecekler birleşdiğinde bir 10 dakika daha haşlanacaklardı. Dolapdan geniş ve derin bir tava aldım. Ocağa koyup altını açtım. Yaklaşık 2 yemek kaşığı yağ koyup, doğradığım yeşil soğanları ve buz dolabından önceden hazırladığım kıyılmış sarımsaktan 1 kaşık ekledim. Bunları kavurdum. Kavruldukdan sonra, krema ve domates sosu ekledim. Bir kutu kremaya 5 yemek kaşığı domates sosu yeterli oldu. Bunları karıştırıp homojenize ettikten sonra içine bir kaşık kore usulü biber salçası ekledim. İyice karıştırdıktan sonra içine pirinç keklerini ve cam erişteleri ekledim. Yavaş yavaş kaynamaya başlayan makarna'nın içine 2 paket'de noodle koydum. Acı biber veya tuz katmadım çünkü, Taehyung acı yiyemiyordu. Tuzda salçanın tuzlu olmasından dolayı dengelenecekti. Noodleda haşlandıkdan sonra ocağın altını kapattım. Tava'nın kapağını yarı kapalı olacak şekilde kapattım ve mutfağı toplamaya başladım.

TH

     Korkuyorum. Çok korkuyorum. Şu an odada yanlızım ve Jimin hyung aşağıda bana yemek yapıyor. Mutluyum çünkü Jimin hyung ile yemek yemeye çalışacağım, ama o bana bakıyor. Kapının önüne sandalye koydu ve oturup beni izlemeye başladı. Jimin hyung gittiğinden beri oturup beni izlemeye devam ediyor. Adım ile seslenip duruyor bana. -Taehyung- diye. Cevap vermeli miyim, yoksa vermemeli miyim bilmiyorum. Konuşacağım onunla.

"Ajussi, bir sorun mu var? Neden beni durmadan çağırıyorsunuz?"

"Taehyung, seni alıp götürmem gerek. O seni istiyor. Eğer seni götürmezsem, beni öldürecek. Ajussi'nin ölmesini istiyor musun?"

"Kim o Ajussi? Neden seni öldürecek ki? Bak ben seni korurum. Burda beraber saklanırız ondan olmaz mı? Hım?"

"...."

"Ajussi, hadi ama ben korkarım orda. Jimin hyung endişelenir hem."

"Oraya gidince ben söylerim Jimin'e. Korkmazsın, gelirim ben senin yanına. Lütfen Taehyung. Zor kullandırtma bana."

"A-ama Ajussi... Ben ben yapamam. Hem hem arkadaşlarım kızar."

"Hangi arkadaşların? Senin arkadaşlarının olduğunu bilmiyordum."

"Kimse bilmiyor zaten. İlk defa sana söyledim."

     Elijah beni çağırdı. Ona baktım ve bana o adamla gitmem de bir sakınca olmadığını söyledi. Ruts ise birşey söylemedi sadece olumlu onlamda kafasını salladı.

"Emin misiniz? Geri buraya gelememe şansım var." dedim.

Kapının önündeki Ajussi bana korkar gözlerle bakıyordu. Ama önemli değildi. Şu an Elijah ile konuşuyorum.

"Git. O sana iyi davranacak. Yoksa biz icabına bakarız."

"Tamam. ^v^"

~"Tamam Ajussi gidebiliriz."

"Hadi gel kucağıma Taehyung-ah."

Beni yavaşca yataktan kaldırıp kucağına aldı. Sanki bir yerime bir şey olacakmış gibi nazikce tutuyordu beni.

"Bu arada Taehyung-ah"

Camı açtı ve bir ayağını dışarı sarkıttı.

"Bana Ajussi dedin. Darıldım. Daha 28 yaşındayım." dedi ve camdan aşağı atladı. Ne oldu anlamadım. Ajussi bana uyumam gerektiğini söyledi ve ağzıma bir bez tuttu. Gerisini hatırlamıyorum. Karanlık. Ama uzun aradan sonra bu kadar güzel uyuduğumu hatırlamıyorum.

...

Uyandığımda bir arabada, arka koltuklara uzanmıştım. Üzerimde bir mont vardı. Etrafıma baktığımda Ajussi birisi ile konuşuyordu. Yavaşca yürüdü ve arabadan biraz uzaklaştı. Doğrulup dışarı çıkmak için kapıyı açmaya çalıştım. Ama kapı kilitliydi. Defalarca denedim ama açılmadı. Yavaşca nefes alamamaya başladım. Camları yumrukladım. Hem klostrofobim vardı hemde astımım. Ajussi hala gelmeyince cama çok sert bir şekilde yumruk attım.

Cam kırıldı.

Ben çığlık attım.

Ajussi beni duydu.

Ama...

Bir sıkıntı var ki, çığlık atmamın nedeni ;

Kolumun boydan boya kesilmesiydi...

Uzun aradan sonra yeni bölüm.

Nasıl??

IT BELONGS TO ME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin