1- ILIK KARŞILAŞMA

327 29 27
                                    

Su Tanrısı Xie Lian, katıldığı tüm davetlerde karşılaştığı Ateş Tanrısına karşı kendisine hiç yakışmayacak duygular beslemeye başlamıştı. Kendi duygularına bile inanmakta güçlük çeken bu duru mizaçlı tanrımız duygularını anlamaya çalıştığı her vakit dünya üzerindeki tüm su kaynakları ısınmaya başlardı. Güzel yüzünü süsleyen kızarma güdüsü artık onun işine karışmaya başladığında Xie Lian'ı bir telaş sardı.

Su Tanrısı tüm zarafet ve güzelliğiyle bir gün küçük bir tatlı su kaynağının yanında telaşla bir oraya bir buraya kaçınırken birden arkasından yaklaşan soğuk bir soluk hissetti. Bu soğuk soluk kapkara bir ejderhaya aitti. Su Tanrısı arkasını döndüğünde tek gözü devasa ejderhayla burun buruna geldi. Su Tanrısının mizacı yumuşaktı. Tek gözlü ejder ne kadar vahşi görünse de o hemen kılıcına sarılmak yerine derin bir nefes alarak beklemeye karar verdi. O, tüm serinkanlılığı ile tebessüm ederken kırmızı gözlü canavar ona doğru ufak bir hamle yaptı. Koca burnunu gelip Xie Lian'ın yanağına sürttü.

"Seni utanmaz hayvan, bir tanrıya bu kadar kolay dokunabileceğini sana kim söyledi?"

Xie Lian sesin sahibini daha görmeden tanımıştı ve bu hiç hayra alamet değildi. Çıplak ayaklarına değen tatlı su kaynağı giderek ısındı, aynı Su Tanrısının yüzü gibi. Su Tanrısı aniden dönüp kaçmanın utan verici ve karşısındakine bir hakaret olacağını biliyordu. Kaçıp gidemezdi. Onun yerine art arda derin nefesler alarak deli gibi atan kalbini sakinleştirmeye çalıştı. Ayakları dibindeki su biraz daha soğuk bir hal aldığında Su Tanrısı kendinde konuşma cesaretini bulmuştu. Yine de yüzünde ne kadar utangaç bir ifade olduğunu saklamak için başka bir şeyle ilgilenmeliydi. Ona en yakın olan şey ise koca burunlu siyah derili bir ejderhaydı.

"Ona kızmayın lütfen Ateş Tanrısı Hua Cheng. Beni korkutmayacak kadar nazikti."

Xie Lian başıyla Ateş Tanrısını selamlarken aynı şekilde karşılık aldı. Ardından hemen bu koca canavarla ilgilenmeye, onun o koca burnunu okşamaya odaklandı. Kalbi yine yüksek sesle inliyordu. Onun bu inlemelerini kimsenin bilmesine izin veremezdi.

"E-Ming adına özürlerimi sunarım Su Tanrısı Xie Lian."

"Ö-Önemli değil."

Kekelemişti! Nasıl bir tanrı kekelerdi ki. Dünya üzerindeki tatlı ve tuzlu tüm su kaynaklarını yöneten bir tanrının kekelemesi! Aptal Su Tanrısı! Xie Lian bu hatanın ardından gelen tuhaf sessizliği bozmak için tekrar konuştu.

"Adı E-Ming mi?"

"Evet. Beğenmediyseniz başka şekilde seslenmekte özgürsünüz."

"Ah, hayır. Ne haddime! Kendisinden bahsedildiğini çok duymuştum ancak hiç görmemiştim. Gerçekten çok güzel."

"Ben olsam güzel kavramını onunla kirletmezdim." Dedi Ateş Tanrısı hiç düşünmeden. Bu cevap Su Tanrısının ona doğru hızlı bir bakış atmasına neden olmuştu. Hua Cheng'in yüzünde çarpık bir gülümsemenin verdiği flörtöz bir ifade vardı. Xie Lian hemen önüne dönüp E-Ming ile ilgilenmeye devam etti. E-Ming gerçekten güzeldi. Siyah parlak pulları vardı. Güzeldi fakat bir o kadar da tehlikeliydi. Ters bir harekette onu seven ellerinizi parçalayabilirdi.

Xie Lian kulaklarına hücum eden kan basıncından olsa gerek Ateş Tanrısının kendine doğru ilerleyen adımlarını duymamıştı. Hua Cheng'in yanına geldiğini ancak dirseğiyle E-Ming'in burnuna yaslanan figürü görünce fark etti. Neredeyse yerinden sıçrayıp yine kendini utanç verici bir duruma düşürecekti. Neyse ki son anda toplayıp dingin haline geri dönmeyi başardı. Ancak ayaklarına değen sıcak su çoktan bileklerine kadar yükselmişti.

MOURNING FOR LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin