trouvaille; aşk sarhoşu

207 16 28
                                    

İyi Okumalar Bebeklerim! 💖

~⚜~

Jeon Jungkook, 19.23, Seoul

Bay Kimlerin odadan çıkmasının ardından masanın üzerine dağılmış olan evrakları alel-acele toplamaya başlamıştım. Bir yandan da bir şeyler kırmamaya özen gösterirken istemsizce ellerimin titremesine engel olamıyordum. Tanrım, şuan gidip Jimin'i alnından öpesim vardı!

Olayların nasıl geliştiği ile ilgili kesinlikle hiç bir fikrim yoktu. Her zaman ki gibi babamın ayarladığı davalar için bir randevuya gelmiştim oysaki. Bir ara beyaz ışığı görmeye gidiyordum neredeyse. Ah tabi yine hata bendeydi, eğer önceden dosyaya baksam tabiki bütün bu yaşadığım saçmalığı yaşamaz rezil olmazdım. Benim aptallığıma gelmişti. Sen nasıl bağlı olduğun JTJ şirketinin sahiplerini bilmezsin ki! Ablamında dediği gibi süzme salaktım.

Hala yaşadıklarım şokunu yaşarken şirketten çıkıp otoparka park ettiğim arabama doğru ilerledim. Emniyet kemerimi takarken bir yandan da ağır hareketlerle üstümdeki ceketi ve kravatı çıkartıp arka koltuğa yollamıştım. Rahatlamak için gömleğin iki üç düğmesini de açarken saçlarımı gelişi güzel arkaya taradım. Tüm gün haliyle takım elbiseden bıkıyordum. Halbuki benim gibi rahatına düşkün biri nasıl böyle bir meslek seçmişti hala kendime kanaat getirememiştim.

Rotamı eve çevirmiş ilerlerken ana cadde de yeşil ışığın birden kırmızı ışığa dönüşmesiyle ani bir fren yapmıştım. Bu sırada ağzımdan çıkan küçük bir 'siktir'e engel olamamıştım. Kafamın yerinde olmadığı sanırım doğruydu. Sıkışık Kore sokakları yüzünden beklemekten sıkılmış iç çekerken yanıma yaklaşan Range Rover dikkatimi çekmişti. Yavaş bir hızla yani tarafta yerini alırken sürücüyü de görmemle araç daha çok ilgimi çekmişti.

"Siktir, çok güzel." dedim kendimi frenleyemeyerek. Ben dünki yaşamımdan bu ana gelerek kaç level birden atlamıştım acaba?

Hem ışığı bekleyen hemde telefonu tripoda bağlamış tahminimce birileri ile görüntülü konuşan Kim Jennie, her hali ile çok fazla dikkat çekiyordu. Dünyadaki güzellik kavramını tek kelime ile karşılıyordu.

Hararetli bir şekilde bir şeyler anlatırken yan arabadan kendisini izleyen beni fark etmemiş gibi duruyordu. Taki bakışlarını buraya çevirene kadar. Ani bir sıçış ve rezillik dalgası yaşarken daha fazla rezil olmamak adına bakışlarımı çekmemiş onun yerine göz kırparak ile selam vermiştim.

Evet bu pek selam gibi olmamıştı sanırım değil mi?

O sırada Jennie yüzünde ki şaşkınlığı korurken birden harekete geçerken ben ise anca ne olduğunu idrak edebilmiş; yeşil ışığın yandığını, arkamda oluşan kuyruğu, bana basılan kornaları evim yansa umursamayacak raddeye gelmişken anca fark edebilmiştim.


İşte o an aşk sarhoşu olduğumu fark etmiş, hangi ara bu kadar bağlandığımı sessizce sorgulamaya başlamıştım.

•••

Ailemin evde olabilme ihtimaline karşı sessiz ve temkinli adımlarla kapıyı açarken yüzümdeki o sırıtışı bir türlü silemiyordum. Bir kaç gün etrafta ampulü bulmuş Edison gibi gezeceğime yemin edebilirdim.

Evden ses gelmediğine göre büyük ihtimalle annemler evde yoktu ve bizimkilerde daha gelmemişti. Ablamda odasında kendi çapında bir şeyler yapıyor olmalıydı. Evin içinde salına salına yürürken arkamdan belime doğru sarılan kollar ne ile yaşadığımı şaşırmış, kolidordaki sehpanın üzerindeki vazoya asılmıştım. Vazoyu arkamdaki kişinin kafasına geçirecekken gördüğüm yüzün bana korkmuş bir şekilde bakan Jimin'in yüzü olmasını beklemiyordum. Tanrım, doğru ya hangi hırsız gelip bana belimden sarılır ki?

trouvaille | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin