Hyunjin gözlerini büğük bir baş ağırısı ile açtı, önce nerde olduğunu ve en son neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. Aklına gelen ile anında ayağıya kalkıp etrafına bakındı, yerdeki taşı alıp baktı, renkleri sönmüş kapkara olmuştu hyunjin kitapları oraya bırakıp taşı ve telefonunu cebine atıp aşağıya indi. Bian önce bunu çözmeliydi.
Büyükbabası hyunjini görmesiyle oturduğu yerden havalandı, "hyunjin ah tanrım heryerde seni aradım... Dışarı çıktın sanmıştım nerdeydin?" hyunjin alt dudağını ısırıp, bir bahane aramaya başladı. "şey çok sıkıldığım için dışarı çıkmıştı ve tekefonumu unutuğumu farketim sonra balkon kapısından girip odamdan telefonu aldım üzgünüm büyükbaba seni endişelendirmek istemezdim" hyunjin başını eğip ayaklarına bakmaya başladı "peki çok uzaklaşma telefonun açık kalsın birşey olduğunda ararsın tamamı" hyunjin kafasını kaldırıp karşısındaki büyüğüne gülümsedi "tamam büyükbaba çıkıyorum ben."
✦__✦
Hyunjin oturduğu yerden kalkıp ileri adım atacağı an geri dönmüş ve tekrar oturmuştu. Ne yapmaaı gerektiğini bilmiyordu korkuyordu. Bu taşta birşeyler olduğunun farkındaydı. Büyükbabasına anlatmalımıydı? Anlatırsa neler olup bitiğini anlayabilirdi belki.
Tekrar oturduğu yerden kalkıp, büğük eve doğru adımladı. Eve vardığında, çıkmadan önce aldığı anahtatı deliğe sokup kapıyı açtı.
Yaklaşık iki dakikadır evi arıyordu fakat büğükbabası evde değildi. Sıkıntıyla oflayıp, elini cebine attı. Hisetiği boşluk ile kaşlarını çatıp tüm ceplerine iyice baktı, bulamadığı taş ile hızla evden çıkıp az önce takıldığı yere doğru adımladı, etrafa iyice bakıyor fakat bulamıyordu bir türlü.
Ormanın çokta derinliğinde olmayacak şekilde aramaya devam etti. Bir ara düşünürken fark etmeden buraya gelmişti, belki burda düşürmüşümdür diğerek bakındı etrafına.
Birşeye çatptığını hisetiğinde arkasını döndü, hyunjin den birkaç cm kısa olan mavi saçlı çocuk dudaklatını iyice gerip gülümsemişti. "çok özür dilerim seni görmedim ve acelem vardı" mavi saçlı konuştuktan sonra hyunjinde bi gülümseme ile karşılık verip sorun olmadığını belirtti ve hiçbirşey olmamış gibi taşı aramaya devam etti. "seni ilk defa görüyorum burda yenimi. Geldin?" hyunjin arkasından onu takip eden çocuğu umursamadan cevap verdi "evet birkaç saat önce geldim" mavi saçlı çocuk hyunjin görmesede başını saladı ve kendinden uzun çocuğu takip etmeye devam ederek soru sormaya devam etti"ne arıyorsun birşeymi kaybettin" hyunjin arkasındaki çocuğa dönüp "sayılır" diğe cevap verdikten sonra işine devam etti "istersen yardım edebilirim ne kaybettin" hyunjin sıkıntıyla oflayıp tekrar gence döndü "senin acelen yokmuydu?" karşısındaki başını iki yana salayıp redetti "artık yok şimdi ne kaybetiğini söylede hemencicik bulalım" mavi saçlı sözünü bitirdiğinde etrafa bakındı.
"ne yapmaya çalışıyorsun?" hyunjin farklı bir ses tonu ile sorduğunda mavi saçlı tekrar gülümseyip cevap verdi"sadece tanışıp arkadaş olmak istiyordum ve her ne kaybetiysen yardım edebilirim" hyunjin düşündü kabul edebilirdi, sonuçta uzun bir zaman burda kalacaktı ve sıkıcı olan büyükbabası ile kalmaktansa bu mavi saçlı ile tanışabilirdi, çocuğun garip bir havası vardı ve bütün birkaç hafta boyınca sıkılmazdı "tamam tanışalım o halde" mavi saçlı otuz iki diş gülümseyip elini uzattı "han jisung 21 yaşındayım, ormanda dolaşmay bayılırım, en sevdiğim renk yeşil, burda annem ile beraber yaşıyoruz" "hwang hyunjin" jisung kaşlarını çatıp"bu kadarmı?" diğe sordu. Hyunjin oflayıp devam etti. arkadaş edinme konusunda pek iyi değildi ve budurumları hiç sevmezdi. "22yaşındayım buraya birkaç hafta geçirmeye büyükbabamın yanına geldim... Oldumu?" jisung kafasını salayıp onayladı. Hyunjin tam bir sincap diğe geçirdi içinden.
"evet şimdi ne aradoğını söylede bulalım" hyunjin tekrar etrafına bakıp ormanın çıkışına doğru ilerledi burda değildi. Mavi saçlının onun takip etiğinden emin olduğunda duyabileceği bir şekilde konuştu. "simsiyah bir taş arıyorum avcunun yarısı kadar şefaf ama bir okadarda sert iç kısmında mor küçük bir yıldız var" en son onu incelediğinde öyle görünüyordu.
mavi saçlı etrafına bakarken konuştu "oh garip bir taş önemli olmalı" hyunjin ise buna karşılık başını salayıp mavi saçlının duyamayacağı bir şekikde fısıldadı. "yani umarım öyledir"
Umarım güzel ilerliyordur ve kafanız karışmıyordur ikinci bölümden
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
