𝟶𝟼 - 𝑒𝑛𝑑.

900 98 54
                                    

─── · 。゚☆: *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── · 。゚☆: *.☽ .* :☆゚. ───

gözlerini zorlukla açarken başının dün yaşananlardan dolayı ağrıdığını hissettin. bu hayatta duymaktan en nefret ettiğin şey babana benzetilmekti. seni ona benzeten kişi kim olursa olsun canını yakardı fakat bunu babanı yıllardır tanıyan ve onun nasıl biri olduğunu bilen annenin söylemesi seni hiç olmadığı kadar yıkmıştı.

o, hep böyleydi. hep berbat şeyler söylerdi. babandan alamadığı intikamı senden almaya çalışırdı. yine de dün olanlar çok farklıydı. ağzından çıkan kelimeleri öyle bir nefretle, öyle bir inançla söyledi ki bu sefer sen de inandın. her gün ısrarla inkar ettiğin şeye bugün iliklerine kadar inandığını hissettin.

belki gerçekti, belki gerçek değil. şuan bunun hiçbir önemi yoktu. annen haksız bile çıksa hiç kimse seni bu kötü histen kurtaramazdı.

baban alkolikti. annen onun başlarda böyle olmadığını, işleri kötüye gittikçe her şeyden vazgeçip kendini buna verdiğini söylerdi.

hala annenin çığlıklarını, bağırışlarını kulaklarında duyabiliyordun. çok da küçük değildin o sıralar, olan her şeyin farkındaydın ve hatırlıyordun. annenin; babanın eve sarhoş gelmesinden ne kadar nefret ettiğini, kavgalar çıkardığını, babanın ona vurduğunu.

aklına gelen anılarla gözlerini sıkıca yumup kafanı yastığa gömdün. unutmak istiyordun fakat zihnin senden nefret edermişçesine her anıyı sayfa sayfa önüne seriyordu.

anneni haklı bularak onun yanında olmak istedin. babana bağırıp çağırdın, saçma sapan huylarını bırakmasını istedin ama bırakmadı. sen sadece zarar gördüğünle kaldın.

bir gün annen, onu evin içinde başka bir kadınla gördüğünde sabrı taştı ve hiç görmediğin kadar büyük bir kavgaya şahitlik ettin. o kadar çok eşya kırılmıştı ki...

en sonunda baban evden hızlıca ayrıldı ve o gece onun kaza yaptığını öğrendiniz. 

annen ağlıyordu. bu normaldi, çoğu kişi eşini kaybettiğinde ağlardı. tuhaf olan annenin yüzündeki gülümsemeydi. 

annen mutluluktan ağlıyordu.

onu suçlamadın. onun için sevindin. sonraki günlerde anneni daha iyi gördüğün için artık hayatınızın daha iyi olacağını sanmıştın fakat atladığın bir kısım vardı: sen babanın kızıydın.

annen yüzün ona benzediği, sırf içinde ondan da bir parça olduğu için senden nefret etti. seni bir hata olarak gördü ve zorunda olduğu için baktı. dün de bunu en sert şekilde yüzüne vurup seni parçaladı.

sürekli aşağılardı ama düne kadar hiç aşağılanmış hissetmemiştin.

iki günde yaşadığın iki başarısızlığı da sırtlanarak okula gittin. bugün oikawa'nın maçı vardı ve çok önceden orada bulunacağına söz vermiştin. ki evde otursan bile bu sana bir şey kazandırmazdı ya zaten.

𝙛𝙖𝙡𝙡𝙞𝙣𝙜. | oikawaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin