ㆁ2ㆁ

27 5 49
                                    

Çünkü insanlar birer canavar. Hakkını isterken kötüleşenler değil...

Çalışan kadın çok fazla paniğe kapılmıştı. Eunhyuk kadına biraz daha yaklaştı. Kadının arkası dönüktü. Eunhyuk yere eğildi ve bilekliği aldı. Daha sonra gülümseyerek "Pardon bunu düşürdünüz." Dedi. Kadın gizlice derin bir iç çekti. Daha sonra arkasına döndü ve gözlerini yere dikerek elini uzattı, bilekliği alabilmek için.

"Bu arada ne kadar garip bir bileklik bu böyle." Demişti Eunhyuk, çok farklı gelmişti bu ona. "Sakıncası yoksa bir şey sorabilir miyim?" Kadın yavaşça kafasını salladı gözlerini yerden çekmeden.

"Üzerinde bir kaç harf var ama üzeri sanki uzun süre yeşil bir şeyin içinde kalmış gibi. Sanırım yosun gibi." Sakinleşen kadın yeniden panik olmuştu. Sesini biraz değiştirerek, "Bu annemden kalma efendim. Yıllardır kullanıldığı için bu hale geldi." Üzerinde ne yazdığını merak ediyordu Eunhyuk ama yinede gülümseyerek kadına verdi elindeki bilekliği.

Daha sonra grubun diğer üyeleri ona seslendi. "Hadi gelsene! Kutlama yapalım!" Eunhyuk gülerek ona döndü ve gülümsedi. "Geliyorum hyung." Tekrar önüne döndüğünde kadın çoktan odadan çıkmıştı bile. Çok garip gelmişti ona ama yinede fazla beklemeden diğerlerine katıldı.

. . .

Bu gün grubun tatiliydi. Eunhyuk her zaman ki gibi erkenden kalktı. Sabah rutin işlerini hallettikten sonra koşuya çıktı. Evlerinin yakınında küçük bir göl vardı. Onun etrafında koşmak ona iyi geliyordu. Ama artık çıkış yapalı bir haftayı geçmişti. Ve oldukça popüler olmuşlardı bir anda. Siyah kapüşonlu sweatshirt ve siyah şapka taktı. Maske ile de yüzünü iyice gizledi. Dışarıda spontane şekilde görünmelerini menajeri kesinlikle istemiyordu.

Gölün etrafında 2 tur attıktan sonra nasıl olduğunu anlayamadan yere düştü. Bir kadın hemen yardıma geldi. "Bayım, iyi misiniz?" Bu kadın o kadar güzeldi ki, ilk görüşte hayran olmamak elde değildi. Şaşkın şaşkın kadına bakıyordu. Kadın daha sonra dizini tuttuğunu fark etti. "Bayım diziniz kanıyor." Eunhyuk hala bir şey söylemiyordu.

Kadın kalkıp banka oturmasına yardımcı oldu. Çantasından peçete çıkardı ve kanı sildi. "Teşekkür ederim." Demişti hala şaşkın olan Eunhyuk... "Önemli değil bayım." "Bu arada adınız ne?"

"Üzgünüm ama adımı söylememe ne gerek var ki?" Kadın ellerini kaldırıp iki yana salladı. "Hayır, hayır yanlış anlamayın. Sadece daha iyi hitap etmek istedim." Saçını kulağının arkasına aldı ve elini uzattı. "Ben Lee Na-bi. Siz adınızı söylemesenizde olur." Daha sonra samimice gülümsedi ve banktan kalkarak yavaşça uzaklaştı.

Arkasından bakakalmıştı sadece. Sonra kafasını iki yana salladı ve oturduğu yerden kalktı. Eve doğru yürümeye başladı. İçinden menajeri ona dizindeki çizik yüzünden kızmasın diye dualar ediyordu.

-1 ay sonra-

O kadın ile sürekli karşılaşıyordu. Adı da çok hoştu. Na-bi... Anlamı kelebek demekti. Zaten yüzü bir kelebek kadar güzeldi. Ama şunu yeni fark ediyordu. O günki otelde çalışan kadın ile gözleri aynıydı. Ama ikisinin aynı kişi olması saçma gelmişti ve artık bunu hiç düşünmedi.

Yine hafta sonu koşuya çıktığında Na-bi'yi boş boş göldeki yansımasına bakarken buldu.Yanına gitmek istedi ilk adımı attığı an Na-bi arkasını dönerek muhteşem gülüşü ile "merhaba" dedi. Normalde Eunhyuk neden bir anda döndüğünü düşünmesi gerekirken o gülüşü düşünmesine dahi engel olmuştu.sonunda kendine gelerek konuştu Eunhyuk "Merhaba Na-bi." Na-bi onun yanına yaklaşıyorken"nasılsın gizli?" Diye soru yöneltti Eunhyuk'a ne demek istediğini anlamayan Eunhyuk şaşkınlıkla"efendim"demişti.Na-bi gittikçe yaklaşarak cevap vermeye başladı."ahh sanki suç işlemiş gibi heryerin siyah ve gizleniyor gibisin o yüzden dedim isimsiz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 16, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SELJAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin