İnsan ne garip bir varlık acıya dayana bilen mutsuz olsada mutluymuş gibi hayatına devam eden içindeki ses çığlık atsada onu sustura bilen insan mükemmel bir varlıktı canı yansada etrafına belli etmez bende öyleydim içimde fırtınalar kopardı ama dışım güllük gülistanlıktı yaşadığım onca şeyden sonra hep gülerdim gülmek benim için bir kaçıştı günün başında ne olursa olsun günün sonunda hep gülerek uyurdum bugünde alışmam gereken bir okul ve insanlar vardı hiç gitmek istemiyordum. Eski okulumda kimseyle konuşmaz sadece derslerime odaklanır hep yüksek not alırdım bir gün çok iyi hatırlıyorum 7. Sınıfın yaz tatilinde takdir almıştım o günde bize amcamlar babanemler halamlar gelecekti karnemi kendimle gurur duyarak alıp sevinçle eve gittim abimde karnesi alıp gelmişti o da takdir almıştı ve oturma odasında babamla gülerek bişey konuşuyorlardı bağırarak oturma odasına girdim " yaşasın yinee takdir aldım anne baba abi bakın " diyerek girdim annem bana sarılıp " aferin benim zeki kuşum başarılarının devamını dilerim " babama umutla baktığımda "aman iyi halt etmiş" deyip tekrar abime döndü göğüsünü kabartarak " benim aslan oğlumda takdir almış aferin oğlum gurur duyuyorum seninle" hıh gözüm dolmaya başladı niye niye anlayamıyorum niye bana böyle yapıyordu kimseye bişey demeden odama gittim yatağıma oturdum olsun anka ben seninle çok gurur duyuyorum dedim kendime babam duymazsa duymasın ben kendimle çok gurur duyuyordum amcamlar gelmişti anlaşılan hızla aşağı indim onlarda beni sevmezlerdi ama olsun ben hepsini seviyordum masaya oturmuşlar annemle yengem yemek servisi yapıyorlardı masada boş yer aradı gözlerim ama bulamadım üç tane boş yer vardı orayada annemle yengem oturacaktı diğer boş yerde ise babannemin çantası vardı o tarafa yöneldim çantayı alıp yere koyacakken çanta elimden hızlıca çekildi" ne yaptığını sanıyorsun sen o çanta kaç para haberin var mı senin ha" ne yani bir çanta benden önemlimiydi " sen git mutfakta ye sana burda yer yok" dedi babam bana zaten hiç bir zaman bu evde yer yoktu ki odama doğru koştum yatağıma yatıp ağlamaya başladım aşağıdan gülme sesleri geliyordu onlar güldükçe ağlamam dahada şiddetleniyordu. İşte o günden sonra hiç birini umursamadım saat sabahın 5 inde uyanmıştım içimdeki sıkıntıyla şimdide yerde oturmuş geçmiş anılarımı daha doğrusu kabusumu düşünüyordum komidinin üstünden saate bakmak için telefonumu aldım saat altı buçuğa geliyordu yerimden yavaşça kalktım banyoya girip hızlıca bir duş aldım kakaolu vücut losyonumu her yerime sürdüm çok seviyordum kakao kokusunu saçlarımı kurutup salık bıraktım şeftalili dudak kremimi sürdüm odaya geçip üniformalarımı giydim çantamada bir iki defter atıp odadan çıktım herkez aşağıdaydı sanırım gülme sesleri geliyordu canım sıkılmıştı gülmelerine asansöre bindim benim her sabahım lanetlenmiş gibi kötü olurdu tık sesini duyunca indim asansörden hala bir konu hakkında konuşup gülüyorlardı " hepinize günaydın" diyip doruk'un yanına oturdum hep bir ağızdan günaydın dediler iki kişi hariç portakal kafa ve adar onlarda ters bir şekilde bakıp göz devirdim hiç iştahım yoktu tabağıma bir domates salam ve salatalık koydum onlarıda yemek hiç canım istemiyordu " anka yavrum kızım iyi misin bir şeyin mi var " dedi ahu hanım telaşla " yok ahu hanım iştahım yok sadece " şaşırmış bir yüzle bana bakıyorlardı iç sesim "e haklılar tabi her gün ayı gibi yiyince şaşırmaları normal " sen sus be gereksiz napayım canım istemiyor doruk ve kartal ayaklandılar " hadi anka dorukla seni bırakayım bende üniversiteye geçerim ordan" bende ayaklandım onur bey de işe gidecekti sanırım oda ayağa kalkmıştı ellini cebine atıp para çıkardı elinde iki tane iki yüzlük vardı birini doruğa birini bana uzattı hiç öyle gurur yapıp yok almam demeyecektim çünkü param yoktu " teşekkür ederim onur bey " " aaa anka lafı olmaz kızım benim param senin paran" gülümseyip kartal ve doruğu takip ettim. Hep birlikte arabaya bindik ben arkaya doruk öne binmişti kartal aynadan bana bakıp " hayırdır güzelim bir şeyin mi var neşen yok bugün " bende aynaya bakıp " yeni okul endişesi heralde " kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı. Ahhh iştee maceram başlıyordu okul eve yakındı anlaşılan 15 dakikada gelmiştik arabadan indik " şşt veletler kendinize dikkat edin anka güzelim sende eteğini az aşağı çek fazlada ayağa kalkma " kartalın dediğine gözümü devirdim " abartma istersen kartal hadi canım hadi naş okuluna " göz kırparak hızla gitti.
Dorukla okula yöneldik " hazırmısın yeni okuluna " doruğa baktım " hiç hazır değilim çok rahatsızım " " ozaman sana güzel haber aynı sınıftayız " içim biraz olsun rahatlamıştı " ohh en azindan bir tanıdık olacak rahatladim" doruku takip ederek sınıfına doğru ilerledik. Hadi Bismillah sınıfın kapısından içeri adım attik sanki tüm sınıf bu anı bekliyormuş gibi bize baktı yuh anasını satayım prova falan mı yapmışlar doruk sırasına ilerlemişti bende mal gibi hala kapıda duruyordum felç falan olmuştum heralde ilerleyemiyordum ahhhh siktir hala ilerleyemiyordum doruk'un sesini duymamla ona doğru yürümeye başladım hala bana bakıyorlar fısır fısır konuşuyorlardı hızlıca doruğun yanına oturdum hala bana bakıyorlardi " ne bakıyosunuz oğlum dönsenize önünüze " hepsi bi anda farklı yerlere bakmaya başlamışlardı kızın birisi yada süs köpeği demek daha doğru olur bizim masaya oturup doruğa döndü " dorukcummmmmm bu kız kim " diye sordu doruğa dorokcoommm diyen dudaklarını neyse doruk kıza umursamazca baktı " ikizim anka irem niye sordun " o anda sınıftan ne ikizmi alyaya nolmuş ne ikizi ne oluyor diye sesler geliyordu hocanın sınıfa girmesiyle sesler yükseldi " sessiz olun oturun yerlerinize gençler " herkez yerine geçmişti hoca bana bakıp " yeni öğrenci sensin demek kendini tanıt bakalım " ne ilkokul 1 falan mı burası off ayağa kalktım " anka " dedim hoca bana anlamazca bana baktı " bu kadar mı ankacım " gbt mimi verseydim " bu kadar bilgi yeterli bence hocam kendimden bahsetmekten nefret ederim" diyip oturdum hocada eline kitap alarak derse döndü doruk da dudak altından gülüyordu karnımdan sesler geliyordu benim canavar uyanmıştı anlaşılan ahh tenefüsede çok vardı daha ama çokk acıkmıştım doruğa baktım dersi dinliyordu " doruk ben acıktım " doruk gülerek bana baktı " belli seslerden de bu kadın ölsen dersten çıkarmaz tenefüsü beklesen olmaz mı " kafamı hızla salladım dayanamazdım midem bulanırdı " dayanam doruk yemek yemem lazim" doruk eline telefonunu aldi birşeyler yaptı ama ne yaptığını göremedim ahhh kahretsin midem bulanmaya başlamıştı 10 dakka sonra kapı çaldı nöbetçi öğrenciydi sanırım " iyi dersler hocam doruk ve ankayı müdür çağırıyor" lan ne yaptım okula daha yeni gelmiştim hoca bize bakıp gidin dermiş gibi işaret yaptı bizde ayağa kalkıp dışarı çıktık kız gülümseyerek bana baktı " afiyet olsun anka" diyerek uzaklaştı hemen doruğa döndüm ve sorarcasina baktım
" babama söyledim oda bize yardım etti hadi gidelimde senin canavarı doyuralım " ahhh canım ikizim benim hızla doruğa sarıldım " teşekkür ederim canım ikizim seni seviyorum " dedim doruk biraz afallamıştı sonra oda anlimdan öptü " ne demek güzelim görevimiz " dorukla birlikte kantine indik tıka basa yedikten sonra sınıfa dönmüştük okul günü derslerle geçmişti. Eve geldiğimizde yemek hazırdı yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim elimi yıkayıp aşağı indim babama teşekkür borçluydum evet babama bugünkü jestinden sonra ona baba diyesim gelmişti hızla aşağı indim herkez burdaydı koşarak babama sarıldım "teşekkür ederim baba".....Keyifli okumalar dilerim kuşlarım
🖤💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM Mİ !?
Teen Fictionİki hayat 17 yıl önce hemşirelerin hatasıyla karışıyor anka bebek ve ayla bebek bir hata sonucu karıştırılıyor iki hayat o gün 18 nisan günü mahfoluyor ve yıllar geçiyor bu hata hastane tarafından fark ediliyor sizde anka'nın bu macerasını merak edi...