Monokrom

Barbie'ninki Gibi "Mükemmel Sarışın Saçlar"

Yine ılık bir eylül sabahına uyanmıştım. Birileri
uyanık mı diye bakmaya inerken annemi odasında gördüm ve yanına gittim. "Ne istiyorsun yine?" "Nereye hazırlanıyorsun?" "Çaya gideceğim ben gelene kadar sakın bir aptallık yapayım deme." "Tamam anne sen nasıl istersen." yüzümdeki kırık tebessümle aşağıya indim. Babam yine her zamanki gibi evde değildi. Zaten ne zaman eve uğramıştı ki? Sessizce masaya ilerledim. Bir iki parça bayat ekmek ve biraz reçel vardı. Onları yemek istememe rağmen aç kalmamak için yedim. Yemeğimi bitirdikten sonra annem bana ev işlerini yapmamı tembihleyip çıktı. Sanırım öğlen vaktiydi. Bir İtalyan seyyar satıcısı tezgahında çeşit çeşit şeyler satıyordu. Gidip bakmakta fayda var diye düşünüp adamın tezgahına gittim. Meğersem adam İtalya'dan ailesini buraya getireceği için para kazanmaya çalışıyormuş. Ben de adama destek olmak istedim ve tam o anda saç boyasını gördüm. Ah, bir barbie bebek gibi mükemmel ve sarışın olmak için neylerimi vermezdim?! Evdeki biriktirdiğim tüm paramı ,yaklaşık elli sent, adama verdim. Adam iyi kalpli olduğundan mıdır yoksa paraya ihtiyacı olduğundan mıdır boya yetmiş beş sent olmasına rağmen bana elli sente verdi. Eve gidip boyayı poşetten çıkartıp paketin üstündeki talimatları okumaya başladım. Boya paketinin içinden çıkan karışımı bir kaseye koyup karıştırdıktan sonra "İlk önce saçlarımın ucuna deneyeyim geçmezse çıkartırım" diye düşünüp saçımın ucuna boyayı eski boya fırçalarımdan biriyle sürdükten sonra yıkadım ve aynaya baktım. Bakar bakmaz neye uğradığımı şaşırmıştım. Saçım mükemmel bir sarı değil de iğrenç bir yeşil olmuştu! Yıkarsam geçeceğini düşündüm ama geçmedi. Tek çare annemi beklemekti.
"Abby bu saçının hali ne?! Ben sana ben yokken bir aptallık yapma dememiş miydim?" elimden yere suçlu suçlu bakmaktan başka bir şey gelmiyordu. "Gel bakalım saçını yıkamayı deneyelim." Bir hafta boyunca saçım her gün yıkandı ama boya çıkmadı en istemediğim şeyi yapmak zorundaydık güzelim kahverengi saçlarımı kestik. Annem bana bunun Tanrı'nın cezası olduğunu söylüyor ama bence bu onun nankör düşüncelerinin hatasıydı.