Son Dans.

155 11 1
                                    

Son Dans

Bazen hayatımızın dönüm noktalarının nerede, kiminle ve ne zaman olacağını bilemeyiz. Bu bir kafede olabilir, en yakın arkadaşınızla birlikteyken olabilir hatta yerinizde oturup, bu satırları okurken bile olabilir.

Benimkisi ise bir partide olmuştu.

Gitmeyi hiç istemediğim, adeta zorlanarak götürüldüğüm partide hayatım yeniden yazılmaya başlamıştı.

"O partiye gitmeyeceğimi biliyorsun İlayda."

"Neden ama? Biraz moralin düzelir belki? Ha, olmaz mı?"

Yüzümü buruşturdum ve başımı iki yana salladım. O partiye gitmeye niyetim yoktu. Boş boş duracağım partide canımın sıkılacağı apaçık ortadaydı.

"Selim'le küsüz. O da büyük ihtimalle partide olacak. Gitmek istemiyorum."

İlayda gözlerini devirdi.

"Sırf Selim yüzünden bu yılın en müthiş partisini mi kaçıracaksın? Ufuk Dağlı düzenliyor bu partiyi! Ufuk. Dağlı." dedi son kelimelerine vurgu yaparak.

'Ufuk Dağlı' , 'Dağlı Ufuk' bu ne ya? Hep adını duyduğum ve artık adını duydukça kustuğum çocuğun neresini seviyorlardı ki? Evet, yakışıklıydı. Evet, karizmatikti. Evet, yemyeşil gözleri vardı. Ve evet, karşı konulmaz bir gülümsemesi ve gamzeleri olmasına karşın bence ego yığınıydı.

"Ufuk mu? Hah, işte o zaman asla gelmem." diyerek tepkimi ortaya koydum. 

"Neden? Neden bu çocuğa karşı bu kadar ön yargılısın?"

İçimden sabır diledim ve derin bir nefes alarak 'Ufuk fanı' İlayda'ya döndüm. Neyini sevip sempati duyuyordu bu çocuğun? Arkadaş olmalarına inanamıyordum! 

"Ön yargılı falan değilim. Ben gördüklerimi söylüyorum. Ufuk'la aynı okulda, aynı sınıftayız. Gayet iyi tanıyorum. Ama çocuk resmen ego yığını İlayda! Nasıl göremezsin? Sinir oluyorum ona işte.. Zorla mı sevdireceksin?"

"Gerekiyorsa evet." 

Sinirlerim iyice gerilmeye başlayınca dikkatimi dağıtmak için gözlerimi açık olan televizyona diktim. En sevdiğim dizilerden birisi vardı ama o bile şu an ilgi çekici gelmiyordu. 

İlayda'yı ters köşe etmeyi amaçlayarak "Sen neden Selim'i sevmiyorsun? Neden ona karşı ön yargılısın?" diye pat diye sordum.

"Ah, hadi ama! Ufuk ego yığınıysa Selim ondan daha fazla ego yığınıdır."

Duraladım. İlayda doğruları söylüyor olabilir. Evet, Selim bazen 'burnu havada' olabiliyordu. Tamam, bazen değil, çoğu zaman. Kendine fazla güveniyor olduğu da bir gerçekti ama bana karşı oldukça sevgi doluydu. 

"Sadece bazen kibirlenebiliyor. Ama beni seviyor. Bende onu seviyorum. Bu bize yeter." dedim ve tartışmaya son noktayı koydum.

"Yine de o partiye birlikte gideceğiz." diye homurdandı.

Kendi açımdan son noktayı koymuş olsam bile İlayda açısından son noktayı koymamış olduğum gayet açıktı.



Son DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin