Her akşamın yorgunluğu geçmek bilmezken, her sabah birikmişçesine bedeninde toplanıyordu fiziksel birçok ağrı.
Yavaşça gözlerini araladı Jooheon. Görüşü saniye saniye bulanıklaşırken, uykusundan sıyrılabilmek adına gözlerini ovaladı.
".. Kihyun?"
Yatağında, en uç kısımda kendi yorganına sarılmış, sırtını dönmüştü büyük olana. Derin bir nefes vererek ağır hareketlerle yerinden doğruldu Jooheon, Kihyun'u uyandırmamak istercesine. Dengesiz adımları her saniye sağlamlaştığında, üzerindeki tişörtten kurtulmak adına kıpırdandı.
"Jooheon..."
"Hm?" Arkasını dönerek baktı uyanan gence. "Uyandırdım mı?" Bahçeden gelen gülüşme sesleri bile daha netti onun esnemesinden. Olduğu yerde gerindikten sonra gözlerini aralayarak baktı Jooheon'a.
"Bahçedeki gürültü yüzünden uyandım.." Yeniden önüne döndü büyük olan. Hızlı birkaç saniyenin ardından tişörtünden kurtularak lonca üniformasını giyinmeye başladı. "Yanında uyuduğum için üzgünüm.. Sadece..."
"Üzgün olmanı gerektirecek bir durum yok."
"Ama biliyorsun işte.." Elinin altındaki yorganı çekiştirirken, gözlerini kaçırdı Kihyun. Yeni açılan bilinci ve karmaşık düşünceleri cümlelerini bozarken, buna rağmen açıklamaya çalıştı kendini. "Son zamanlarda bunu sık sık yapmaya başladım."
"Farkındayım. Zaten aynı odayı paylaştığımız için yanımda uyumanda bir sakınca yok."
"..."
".. Yine kabus gördün, değil mi?"
"Belki.."
"Bana anlatmak ister misin? Bu sayede rahatlayabilirsin."
"... Üzgünüm. Belki başka zaman.."
Pelerinini düzelttikten sonra parmaklarını saçlarına daldırdı genç lider. Yatağından kalkan genci göz ucu ile takip ettikten sonra anlamıştı bunun basit bir konudan çok daha fazlası olduğunu. Bir insanın defalarca kez aynı kabusu görerek uykusuz kalmasının sıradan hiçbir yanı yoktu.
Özellikle de o kişi Kihyun iken.
(...)
Dev eğitim arenasının orta noktasında bekleyen adamı fark ettiğinde adımlarını hızlandırdı Changkyun, Spriggan ve Sylph üyeleri kendisini beklerken.
"Ben Profesör Shin." dedi adam. Tahminen 40'lı yaşlarındaydı. Buna rağmen oldukça dinç ve iyi görünüyordu. Parmaklarındaki renkli taşlar, boynundaki kolyesine yeterince uyum sağlıyordu. Tarzı? Birçok yetişkinden bin kat daha iyiydi. "Eğitimlerinizde size yardımcı olacak, göreviniz boyunca size rehberlik edeceğim." Spriggan'ın önüne geçti Changkyun profesör konuşmaya devam ederken. Göz ucuyla baktı lider olana. Gözlerine gelen saçları ile eş zamanlı olarak hafifçe savrulan pelerininin hışırtısı nazikçe doluştu kulağına. Gözleri bir kılıcın en uç noktası kadar keskin, dudakları her an nefret dolu kelimeler kusmamak adına sıkıca kapalıydı. "Bu yüzden birlikte çalışmanız her şeyden önemli."
"Üzgünüz profesör," dedi Hyungwon soğuk bir tonda. "ancak başka bir loncaya katılmayı ne biz, ne de liderimiz Changkyun kabul edecektir. Böyle bir durumda da Sylph Lideri Jooheon'un bize önderlik etmesine gerek kalmayacak."
"İnan bana şu küçük yerine Jooheon'un liderliğini gördüğünde ona eğitim için yalvaracaksın." Mırıldandı genç elf kız, diğer herkes kendisini duymasına rağmen tepkisizce profesöre bakarken.
"Profesör Shin."
"Söyle Changkyun."
"Hyungwon'un da dediği gibi görev boyunca başka bir loncaya katılmak gibi bir düşüncemiz yok. İki ayrı lonca ve tek bir lider olarak devam edebiliriz. Ancak.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knights of the Blood [⋈] JooKyun - 2won
FanficEski bir elf efsanesi Arvandor tapınaklarında bulunan yaratıkların uykusunun bir gün son bulacağını söyler. Daima kendini düşünen insanoğlu bu duruma kulak asmadığında, genç lonca üyeleri kendi savaşlarını başlatmak için hazırlanır.