Garip İnsanlar Topluluğu

441 31 3
                                    

Aaaaa!!! Ne iğrenç bir gün. Sabah kalkar kalkmaz insanın kuzenlerinin gelicek olduğunu öğrenmek hayatımda öğrenmek isticeğim en son şey.
- Hey Astrid baksana aslında bu gün çoook hastayım acaba diyorum şu aile görüşmesi saçmalığını sonraya mı ertelesek?

Neden bana öyle bakıyor anlamadım...

-Hıçkıdık yok artık onlar senin kuzenlerin neden böyle yapıyorsun?
- Geçen sene geldiklerinde neler olduğunu biliyorsun.
Geçen sene demişken gerçekten bir rezaletti. Ridez adasından Berk adasına bir haftada minnacık bir tekne ile gelmişlerdi. Teklerinin içinden üç tane sakar ve devasa adamlar inmişti sadece bir kaç ay görüşmemiştik ve onlar bu zaman içerisinde beş misli kadar büyümeyi başarmışlardı . Hala o minik tekne onları nasıl taşıdı orasını çözemedim ya. Zebbani Ürkani ve Aftari olmak üzere üç man kafa  herkesle tanıştıktan sonra kutlama için büyük hana gittiler ve sanki kendi mallarıymış gibi her şeyi yediler. Ne  iyi insanlar ama :)) Berk halkı onlardan pek hoşlanmasada babam için saygı gösterdiler fakat bu üç man kafa saygı gördükçe iyice yoldan çıktılar ve kontrol edilemez oldular. İki gün içinde burayı birbirine kattılar. Ejderhalarla bile dövüştüler. Hatta bir keresinde Zebbani benden Dişsizi kaçırmayı bile düşündü neyse ki Astrid onu suç üstünde görüp bana haber vermiştide bütün arkadaşlarla yakalamaya çalışmıştık. Canım ya :) bu yıl da yine aynı şeyleri yaşamak is-te-mi-yoruuuum.
Kalktım ve kıyafetlerimi giyindim ne giyindiğim umurumda bile değil eminim onlarında umurunda olmayacak. Bu yüzden rahat, yavaş ve uyuşuk bir şekilde kahvaltıya indim. Bu her ne kadar Astrid'i kızdırsa da benim morelim yerlebirdi. O yüzden ne dediğini umursamıyordum. Dışarı çıktığımda herkesin uzaktaki büyük geminin gelişini izlediğini gördüm aa!! bir dakika.. büyük? İçindende oldukça aklı başında, muhteşem görünüşlü vikingler indi. Ama bunlar biraz fazlaydılar, sanırım bir ordu kadar. Ve bizim üç kafadar...
Döndüm ve Geğirik'e gördüğüm şeyin doğru olup olmadığını sordum. Herkes şaşırmış ve birbirine bakıyordu. Bir kaç adım geri gittiler ve onlara yol açtılar.
"Halkım" diye bir kelime yükseldi kalabalığın ortasından. Aah!! Biliyordum geri gelecekti ama böylemi kuzenlerimi kendine köle ederek mi. Şaşkınlığımı gizleyemiyordum malesef.

"Drago" dedim bir anda kendimi tutamayarak. Bakışlarını bana yavaşça çevirdi ve bana doğru sakince yürüdü. Benden almak istediği intikam kokusunu burdan duyabiliyordum ama şuan duyduğum tek şey o değil.
"Hıçkıdııık!!" Diye bağırdı duymaktan korktuğum ses. Elinde savaş baltasını tutuyordu, onlarla savaşacaktı belli ki. Ne yapıyo bu kız aklınımı kaçırmış!. O an yapmak istediğim tek şey Astride doğru ölümüne koşmaktı tabi Drago beni kolumdan yakalamasaydı. Havadan birkaç zırhlı ejderha geldi ve evin önünden ruhumu , Astrid'i, alıp hızlı bir şekilde kayboldular ufukta. Bir an kendimi tutamadım ve "Astriiid" diye avazım çıktığı kadar bağırdım gözyaşlarımla birlikte. Neden bu adam bana acı vermekten vazgeçmiyor anlamıyorum önce babamı aldı şimdi de Astridi. Ama onu ne pahasına olursa olsun geri alıcam. Ben bunları düşünürken o sadece ukala bir şekilde bana acıyarak gülüyordu. Kolumu bıraktığında bir kaç adım sendeleyerek düşmemi engelledim. Bütün orduyu ve kuzenlerimi alarak gemisiyle uzaklaştı. Arkasından gidip onu mahvedip haddini bildirmek istiyordum fakat Geğirik buna engel oldu. Anladığım kadarıyla herkes onlardan korkuyordu ama ben ondan hem Astrid'i hem de babamın intikamını alacağım. Gidişinden de anladığım kadarıyla o da bu işi burda bitirmeyecek. İyi bitirmesin çünkü bu sefer ki alacağı hasar bir önceki gibi olmayacak.
 

Her Şeye RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin