Bölüm 3

13 4 0
                                    

Sessiz bir biçimde etrafı izleyerek yanımda oturduktan sonra yavaşça ayağa kalktı ve elini uzatıp, gözlerime baktı.

Tae: Kalk sana buraları gezdireyim.

Gereksiz yere kalbimin hızlandığını hissediyordum. Kalp atışlarım dışardan duyulacak gibiydi ve duymasından endişe ediyordum. Başımla onayladım. Nazik bir şekilde elini tutup, ayağa kalktıktan sonra onunla birlikte ilerlemeye başladım. Gülüşü, bakışları ve ses tonu. Hafızam ve ruhum yapboz gibi fakat çoğu parçası kayıp. Onun en önemli parçalardan biri olduğunu hissediyorum. Onu tanıdığıma ant içebilecek kadar inanıyorum. Ben onun yüz ifadelerini gözlerimi ayırmadan izlerken; tüm hastaneyi gezdirmişti. Bana döndü ve elimize baktı.

Tae: Hâlâ elimi tutuyorsun...

Nasıl yani? Gezmeye başladığımız andan beri elini tutuyordum ve o buna karşı tepkisiz mi kalmıştı? Bir anda yaptığımdan utanmıştım. Onu hatırlamaya çalışırken o kadar dalgındım ki elini bırakmayı bile unutmuştum. Yavaşça elini bıraktım ve gözlerine baktım.

-Benim hatam, özür dilerim.

Tae: Saçmalama kötü bir şey yapmadın ama artık odalarımıza dönmeliyiz.

Başımla onayladım ve ona veda edip, odama ilerlemeye başladım. Veda etmeme rağmen hâlâ yanımda ilerliyordu. Daha fazla dayanamayıp konuştum.

-Odama kendim gidebilirim.

Tae: Seni odana bırakmıyorum ki. Sadece kendi odama gidiyorum.

Güldü ve hafifçe omzuma vurdu. Olduğum yerde kalmıştım çünkü yaptığı hareket gözümün önüne bir sürü anı getirmişti. Koluma hafifçe vuran bir çocuk. Omzuma vurduğu tüm anlar... Yüzünü göremiyorum fakat geçmişime ait anılar olduğuna eminim. Kafam sorular ile dolu iken Tae'nin seslenmesi ile kendime geldim.

Tae: Iyi misin? Doktor çağırayım mı?

-Hayır, hayır ben iyiyim. Odana geç hadi.

Konuşmanın ardından bende odama geçtim ve bedenimi usulca yatağa bıraktım. Tavanı izlerken olanları düşünmeye başladım. Ömrüm boyunca hiç böyle şeyler yaşamadım. Ne bir akıl hastanesine yatırıldım ne de onun gibi sevimli ve mükemmel birine denk geldim... Aynı zamanda onda garip bir yakınlık var. Sanırım buna asla anlam veremeyeceğim. Yol boyunca yüz ifadelerinin yanı sıra bedenine dikkat etmiştim. Kesikler vardı ve bunlar jilet izi değildi. Fazla derin izlerdi... Odama döndüğüm andan itibaren saatler geçti ve ilaçlarımı aldım. Uykum var fakat uyuyamıyorum. Gözlerimi ne zaman kapatsam onun gözlerine denk geliyorum. Gülüşü aklımdan çıkmıyor, çıkaramıyorum. Üstelik odası tam yanımda ve bir şekilde ona ulaşmak istiyorum. Başımın altında duran yastığı uzağa fırlattıktan sonra bir süre yastığa baktım. Içimden geleni yapıp, yerimden kalktım ve yastığımı elime aldım. Etrafı kontrol ederek odamdan çıktım. Bir anda yanı başımda duran Tae'nin odasına girdim. Beni buraya hislerim ve bedenim birlik olup, getirmişti. Yatakta kitap okuyan Taehyung ile göz göze gelmiştim. Yutkunup, kapıyı kapattım.

- Odana bu şekilde girdiğim için özür dilerim... Elimde değil.

Kötü bir tepki bekliyordum fakat o güldü ve yanına çağırdı. Üstündeki desenli pijama ile sabah olduğundan daha sevimli gözüküyordu. Yanına gidip, karşısına oturdum ve ayaklarımı topladım. Ellerimi ona uzattım.

-Lütfen sorgulama ve ellerimi tut.

Gerçekten dediğimi yapıp, ellerimi tutmuştu. Parmaklarımı ellerinin üstünde gezdirdim. Yavaşça gözlerimi kapatıp, düşünmeye başladım. Sadece düşün Jungkook. Onu nereden tanıyorum?.. Resmen tüm anılarım birbirine karışmıştı fakat bir şeyler görüyorum. Onunla ilgili gördüğüm her bir anı çocuklukla ilgiliydi. Aklıma gelen tek bir ihtimal vardı. Kabullenmekten korktuğum için sustum ve gözlerimi açtım.

-Beni tanımıyorsun değil mi Taehyung?

Ellerini çekmeden benimle göz temasında bulundu. Bir süre düşündükten sonra sessizce konuşmaya başladı.

Tae: Travmalarım yüzünden hafızamı kaybettim Kook. Tanıyor olsam bile bilmiyorum, üzgünüm.

-Ne gibi travmalar Tae?..

Boş boğazlık etmiştim. Keşke zamanı geriye alabilseydim. Neden böyle bir soru sorduğumu bile bilmiyorum... Ondan özür dilemek geliyor içimden demeye kalmadan konuşmaya başladı.

Tae: Taciz, tecavüz, şiddet ve daha bir çok travma. Hangisinden başlayayım Jungkook?

Gözleri dolmuştu, gözleri dolmuştu ve benim suçumdu. Keşke duygularımı kaybetmeseydim. Ona karşı tek bir tepki bile veremiyorum. Ağlamak üzere fakat ben tepkisizce onu izlemek zorundayım. Daha fazla saçma sapan şeyler düşünmek yerine kollarımı beline sardım ve onu kendime çektim. Tek elimden gelen buydu; ona sıkı sıkı sarıldım. Hareketsiz kaldı... Umarım onu rahatsız etmemişimdir. Büyük hata etti- Kollarını bedenime sardı ve ağlamaya başladı. Onu böyle gördükçe bu haline içim gidiyor. Onunla birlikte ağlamak istiyorum ama yapamıyorum. Kokusunu içime çektim ve daha sıkı sarıldım. Güvende olduğunu hissetmesini isterdim. Yanımda gerçekten güvende olduğunu bilmesini isterdim. Tanışalı sadece bir kaç saat oldu fakat ona sonsuz hisler besliyorum. Elimde değil sanki onu yıllardır tanıyor gibiyim derken gözümden süzülen bir damla yaşı hissettim. Yavaş yavaş süzüldü ve Taehyung'un boynuna damladı.

Tae: Ağladığım için özür dilerim. Isteyerek olmadı.

Bir şeyler söylüyor ve ben şu an duyamıyorum. Hâlâ gözümden yaş gelmiş olmasının şokunu yaşıyorum. Bir süre sonra kendime geldim ve saçlarından öptüm.

-Sorun değil. Asıl ben özür dilerim Taehyung; benim hatamdı...

Cevap bile vermedi ve kollarımız yorulana dek sarıldık. Onun ağlamaya devam ettiğini sanarken kollarımda uyuya kaldığını farkettim. Yatağın başlığına yaslanıp, kucağıma aldım ve sabaha kadar ona sarılmaya devam ettim. Kemiklerimin ağrısını hissetmeme rağmen elimden geldiğince hareketsiz kalmaya çalışıyordum. Bir süre sonra farkına varmadan bende uyuya kalmışım. Sabah gelen hemşirenin seslenmesi ile gözlerimi araladım. Bu şekilde yakalanmak biraz garipti. Hemşire öylece baka kalmıştı ve Tae hâlâ uyuyordu. Aramızda geçen bakışmanın ardından ilaçları kenara bıraktı ve uyanınca ona hatırlatmamı isteyip, çıktı. O uyanana kadar onu ve geçmişte hayatımda ne şekilde bulduğunu düşünüp, durdum. Bu olanlara anlam veremiyorum. O her kimse de kader bizi bir şekilde denk düşürüyor. Kokusunu iyice içime çektikten sonra onu uyandırmadan boynundan öptüm. Ona temas ederken ve kokusunu alırken yıllardır yaşadığım en huzurlu anları yaşıyorum. Nasıl olur da yıllardır hayatımda bir sürü insan bulunmasına rağmen sadece bir gün geçirdiğim birisi bana bu kadar huzur verebilir? Taehyung uyandı ve bir anda kucağımdan kalktı.

Tae: Ö- özür dilerim. Tüm gece kucağında mı uyudum ben?

-Evet, sorun değil. Garip bir şekilde mutlu hissediyorum.

Tae: Her yerin tutulmuştur...

-Bunu hakettim Tae. Ağlaman benim suçumdu. Hadi şimdi kalk da ilaçlarını iç. Bende odama geçeceğim. Sonra buluşuruz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gerçekliğin sınırında.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin