Tek hissettiğim acı, öfke ve kin. Öfkem ve kinim kendimden başkasına değil. Yıllar sonra ilk kez mutlu oldum derken kendimi hastanede buldum. Bundan sonra kimse benden kendimi sevmemi beklemesin... Adeta mutsuz ve umutsuz olmak için yaratılmışım. Bakışlarını hissediyorum, bana endişe ile bakan insanların bakışlarını. Ne diyeceklerini bilemiyorlar. Soğuk ve rahatsız edici hastanede odasında sonu gelmez bir sessizlik var. Teker teker yüzlerine bakıyorum fakat hiçbirini tanımıyorum, tanıyamıyorum. Sonunda bir doktor sessizliğe son verdi ve konuşmaya başladı.
Dr: Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum fakat...
Bir süre cümlesini tamamlamasını bekledim. Bir türlü sonunu getiremediğinde yutkundum. Nasıl olur da insanlara öleceğini bile bir anda söyleyen doktor benim karşımda cümlesinin sonunu getiremez? Neden susuyorlar? Neden bana endişe ile bakıyorlar?.. Daha fazla korkmama izin vermeden tekrar konuşmaya başladı.
Dr: Sizi hastaneye yatırmak zorundayız.
Duyduklarımın ardından hastane yatağında oturur konuma geldim ve elimin altında duran yorganı sıktım. Konuşmaya başladım.
-Nasıl? Ne hastanesinden bahsediyorsun sen?
Dr: Akıl hastanesi... Bugün fazlası ile değişik hareketlerde bulunup, etrafta koşmaya başladınız. Sonrasında engel olmaya çalışan herkese saldırgan hareketler gösterdiniz. Sakinleştirici vermek zorunda kaldık... Hastalığınız son seviyeye geldi ve ilaçlı tedaviye başlamak zorundayız.
Dışarda değildim. Kendimi bir gölün kenarında sanarken; dışarda değildim. Bu nasıl olur? Nasıl olur da suyun soğukluğunu bile hissedebilirken bunların hepsini kendi içimde yaşayabilirim? Böyle bir durumda gözümden yaş bile gelmeyecek kadar duygusuzdum. Evet psikolojik hastalıklarım vardı fakat bu kadarını tahmin dahi edemezdim. Doktorun gözlerine bakarak konuşmaya başladım.
-Yalan söylüyorsun. Hepiniz yalan söylüyorsunuz. BEN HISSETTIM, YILLAR SONRA HISSETTIM VE ŞIMDI BANA HEPSININ BEYNIMDE YAŞANDIĞINI MI IMA EDIYORSUN?..
Sinirlenmiştim ve haklıydım da. Beni kandırmaya çalışıyorlar. Beni hastaneye kaldırmak için bana yalan söylüyorlar. Buna nasıl inanabilirim?
Dr: Lütfen sakin olun. Size tekrar sakinleştirici vermek zorunda kalacağız.
En son bağırarak bir şeyleri fırlattığımı hatırlıyorum. Gözlerimi araladım ve bir süre tavana baktım. Elimi kaldırmak için bile gücüm yok. Yavaşça başımı çevirip, gözlerimi odada gezdirdim. Bomboş bir oda... Sadece zorunlu ihtiyaçlara göre şeyler var. Nerede olduğumu tahmin etmek çok da zor değil... Beynimde duyduğum acı ile yatakta oturur konuma geldim. Elimi saçlarımda gezdirip yutkundum. Boğazım kurumuştu. Büyük ihtimalle bana hakim olamadılar ve ben ses tellerim yıpranana kadar bağırdım. En son bana acıyor gibi bakıyorlardı. Aptal insanların bana acımasına izin veremem. Evet, gelmemek için elimden geleni yaptığım yerdeyim. Yine hiçbir şeyi beceremedim. Boş boş düşünmeye devam ederken elinde ilaçlar ile bir hemşire geldi.
-Içmeyeceğim. Ben deli değilim...
Hemşire: Bu deliler için değil. Burada sadece deliler ve şizofrenler yok. Sizin hastalığınız farklı.
Dedikleri yeterince ikna ediciydi. Çünkü kapım kilitli değildi. Bu istediğimde çıkıp, hastanede gezebileceğim anlamına gelir. Elinden ilaçları aldım ve bir süre avcumda duran haplara baktım. Bir zamanlar kullandığım ağır depresyon hapının benzerleri ve bir kaç hap çeşidi daha. Suyu da aldıktan sonra hapların hepsini bir anda ağzıma atıp, su yardımı ile yuttum.
-Odadan çıkabilirim değil mi?
Hemşire: Belirli saate kadar çıkabilirsiniz.
Odadan çıktı ve ardından öylece baka kaldım. Gücüm yavaş yavaş yerine gelmeye başlamıştı. Yataktan kalkıp, hastanede ilerlemeye başladım. Bazı kişiler değişik hareketlere sahip olsa da düşündüğüm kadar korkunç bir yer değil. Arada dengemi kaybedip, duvarlardan destek alıyorum. Zor da olsa bir süre sonra bahçeye çıktım ve bulduğum boş banka oturdum. Ağlamak istiyorum, göz yaşım tükenene dek ağlamak... Yapamıyorum ağlamayı bile beceremiyorum. Tekrardan düşüncelerim arasında gezinirken duyduğum ses ile gerçekliğe geri döndüm. Gözlerimi karşımda dikelip, bana bakan bedende gezdirdim. Normal birine benziyor ve mükemmel yüz hatlarına sahip-
X: Oturabilir miyim? En güvenilir gözüken sizsiniz...
Dediklerinin ardından gözümü etrafta gezdirdim. Haklıydı, herkes bir değişik geliyordu. Kenara kaydım ve ona oturması için yer açtım.
-Oturabilirsin.
Oturdu, arkasına yaslandı. Ben ise öylece ona bakıyordum. Onda ilgimi çeken ve tanıdık gelen bir şeyler var... O etrafı izlerken, gözlerimi keskin yüz hatlarında gezdirmeye başladım. Doğal fakat mükemmel denilebilecek bir buruna ve çeneye sahip. Ilgimi çekme sebebi mükemmele yakın yüz hatları olabilir mi? Fakat sadece ilgimi çekmiyor. Tanıdık geliyor. Kendi kendime düşüncelere dalmışken çekingen bir şekilde bana doğru döndü. Gözlerime baktı.
X: Burada yeni misin?
Başlangıç için fazla klasik bir soruydu. Aynı filmlerde ve kitaplardaki gibi yanıma oturup, bana bu soruyu sormuştu. Içimden gülmek geldi ama yapamadım. Duygularımı kaybedeli yıllar oldu... Bende gözlerine baktım ve başımla sorduğu soruyu onayladım.
-Evet, yeniyim fakat buraya ait olduğumu düşünmüyorum...
X: Bende buraya ait değilim. Hatta direkt dünyaya ait değilim.
Neyi ima ediyordu? Uzaylı olduğunu ya da geçmişten geldiğini düşünen bir şizofren miydi yoksa? Ben düşünmeye devam ederken konuşmaya devam etti.
X: Hayır, şizofren değilim. Sadece yaşamak istemiyorum. Böylesine aptalca bir dünyada ve aptal insanların arasında nefes almaya devam etmek istemiyorum.
Bir anda aklımı okuduğunu düşünmüştüm. Söylediği şeyler benim düşünce tarzımdan farksızdı... Gözlerimi ister istemez bedeninde gezdirdim. Kolunda derin yaralar vardı. Anladığım kadarıyla gelme sebebi intihara meyilli olmaktı. Elimi uzattım ve tebessüm etmeye çalıştım. Beklemeden o da elini uzattı ve elimi tuttu.
X: Ben Taehyung fakat Tae diyebilirsin.
-Jungkook, Kook diyebilirsin. Tanıştığımıza memnun oldum Tae.
Sadece yüz hatları ve bedeni değil, ismi de tanıdık. Bu kadar erken saçma sapan bir düşüncede bulunmak istemiyorum. Içimden bir ses onu tanıdığımı söylüyor. Çok uzun zaman önceden tanıdığımı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçekliğin sınırında.
General FictionNereden bilebilirdim sana böylesine farklı bir yerde yıllar sonra denk geleceğimi? Kader bizi bir şekilde birleştiriyor Taehyung...