8

671 63 41
                                    


Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum yazarken biraz içim sıkıldı. Çok dramatik gitti bu bölüm ama bunları bilmeniz gerekiyordu diye düşünüyorum umarım sıkmamışımdır sizi de. İyi okumalar.


"Hiç fark etmedin değil mi Jungkook. Sana olan aşkımı hiç görmek istemedin. Küçükken bile ben hep seninle oynamak isterken sen sürekli Jimin'in peşindeydin. Hep onunla ilgilenirdin. Onun yüzünden bana bakmazdın bile." deyip ağlamaya başaması ayaktaki ikilinin beklemediği bir şeydi. 

Oturduğu yerde iri elleriyle gözyaşlarını silip hıçkırıklarının arasından konuşmaya devam etti.

"Üniversitede bile yan yana olabilmek için onun tercihlerini değiştirmiştin. Yurt müdürüne onunla aynı odada kalmak için yalvarmandan bahsetmiyorum bile. Sizi ayrı odalara verdi diye gelip bana sızlandığında çok sevinmiştim biliyor musun? Onunla kalmayacaktın geceleri. Peki sen Jimin, beni hiç arkadaşın olarak gördün mü? Neden beni bir kere bile merak edip aramadın. Çok yakındık küçükken neden sizden uzaklaşmamı hiç sorgulamadın?" Jungkook da Jimin de duydukları karşısında çok şaşkınlardı. Taehyung'un hareketleri şimdi kafalarında daha da netleşmeye başlamıştı. İçini tamamen dökmek istiyordu ve şimdi yapmazsa bir daha asla yapamazdı. İkisine de kırgınlığını şu an kusmalıydı. Zaten affedecek yer arıyordu. Dediklerine zıt olsa da hala daha onları çok seviyordu. Sürekli akan gözyaşlarını tekrar ve tekrar sildi. Arkasındaki pis duvara sırtını yaslayıp tekrardan Jungkook'a döndü.

"Jimin'i Busan'da görünce ona olan nefretim, sana olan sevgimi tekrardan hatırladım. Seni elde edebilmek istedim. Zaten o sıra kaydımı sizin okula da aldırmıştım bile. Hem belli mi olur belki aynı odaya bile düşebilirdik. Sana tekrardan yakın olma düşüncesi karnımı ağrıtıyordu. Ama Jiminle konuşurken sürekli senden bahsetmesi canımı çok acıttı. Benimle iletişimi kesip onunla hala devam ediyor olman benim için çok yıkıcıydı. Ona fazlasıyla değer veriyordun. Yine kıskandım, canını acıtmak istedim. Onun canını yakarsam senin canını da yakabileceğimi biliyordum. Gerçi onun canını da yakmak istiyordum ya zaten."

"O gün ona bir şey yapamadığım için tekrardan arayı toparlayıp sana yakınlaşabileceğimi düşündüm yine ve yine. Gelip bugün Jimin'e beni affetmesi için yalvarmam da bu yüzdendi. Ama bugün senin Jimin'i olası bir şeye karşı korumak için geldiğini gördükten sonra fark ettim ki ikinizden de gerçekten nefret ediyorum. Beni ona karşı bir tehdit olarak görüyor olman benim için çok kötüydü. İçimde hiçbir sevgi kırıntısı bırakmamışsınız. Bana o kadar değersiz hissettirmişsiniz ki ikiniz de, ben de salak gibi bunu kabullenmişim. Tek arkadaşım sizdiniz ki benim. Bir insana nasıl değer verilir ya da nasıl değerli hissettirilir hiç bilmiyordum ben. Hala daha bilmiyorum. Ailemle sorunlarım olduğunu biliyordunuz zaten.  Aradan iki yıl geçmiş olmasına rağmen ikiniz de bir kere bile arayıp nasıl olduğumu sormadınız bana. Çok kırgınım size ama artık onun bile hiçbir önemi yok."

Jungkook duydukları karşısında ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Jimin ise Taehyung'a karşı çok kötü hissediyordu. Duydukları çoğunlukla üzerine düşünmediği şeylerdi ve Taehyung konuştukça gerçekler yüzüne çarpmıştı. Dediği gibi onun kendilerine verdiği değer çok fazlaydı bunu biliyordu ve bakıldığında Jungkook'da kendisi de yeterince karşılığını verememişti. Ama yine de hiç değer vermiyor değildiler ki. Taehyung sürekli kendisini geri çektiği için onlar da çok yanaşamazlardı ona. Küçük olmalarının yanı sıra Taehyung'un ailesiyle ciddi anlamda sorunları vardı, çoğu zaman yanlarına gelemezdi bile. Birlikte okul saatleri dışında çok bir şey paylaşamazlardı. Jungkook'la yakınlaşmaları çok normaldi çünkü anasınıfından beri birlikte oldukları yetmiyormuş gibi evleri de yan yanaydı, sürekli beraberlerdi. 

Sentimental Bastard - jikook textHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin