Sıradan bir güne başlayan Luck her zaman ki gibi yine yok geç uyandı. Eşyalarını hazırlayıp çok küçük yaşta başladığı futbol antrenmanına geç kalmamak için bir an önce yola çıktı. Ama aksilikler peşini bir türlü bırakmıyordu. Yolda giderken bir trafik çevirmesine yakalanması an meselesiydi ve bunun olmaması için bir yandan giderken diğer yandan dualar ediyordu tanrıya.. Ama beklediği gibi de oldu her zaman geçtiği yolda yine bir çevirme. Polislere antrenmanına geç kaldığını anlatarak bu işten kurtulamazdı çünkü ehliyetsiz araba kullanmak ağır bir suçtu. Arabasını sağa çekti ve yavaş bir şekilde aşağıya inip memur beyle konuşmaya başlamıştı. Tuhaf bir şekilde memur Luck'a çok anlayışlı davranıyordu. Bunun nedenini pek anlayamasa da bu duruma itiraz etmek pek mantıklı değildi. Polis sanki hiçbir şey olmamış gibi Luck'ın gitmesine izin vermişti. Sorgusuz bir şekilde arabasına bindi ve geç kalmamak için hızlı bir şekilde kullanıyordu arabasını. Olanlara anlam verememişti ve iyi niyetli bir polise denk geldiğini düşünmüştü ilk başta. Ama gerçekten de böylemi olmuştu? Sadece iyi niyetli bir polis miydi karşısındaki ? Bunları düşünmesine fazla vakit kalmadan nihayet antrenman yaptıkları sahaya gelmişti. Antrenmanın başlamasına da henüz sadece beş dakika vardi üstelik. Takım hocasının yanına gidip ona neden geç kaldığıyla ilgili birkaç bahane uydurdu. Hoca her zamankinden farklı olarak her dediğine inanıyordu genç futbolcunun.Bu gün her şey biraz tuhaf mıydı yoksa herkes iyi tarafından mı kalmıştı yatağın ? İnsanların kendisini sorgulamadan inanması antrenman boyunca kafasını karıştırdı.Sanki bütün dedikleri o an olacakmış gibi hissetmeye başlamıştı. Ve antrenman sonunda bir şey denemeyi düşündü. Bir gün sonra antrenmana gelmek istemediğini söyledi. Buna hocasının pek itirazda bulunmayacağını anladığında saçma bir bahane söyledi. Ama hocası sanki hipnotize olmuş gibi yinede izin verdiğini söyledi. Sonra birden rüyada olabileceğini düşündü Luck. Daha önce böyle bir şey için izin istese fazladan yirmi dakika koşuyla biten bir gün olurdu çünkü. Bu durum artık kafasını bir kat daha fazla karıştırır olmuştu. Ne istese oluyordu.İnsanlarla konuşmak , konuştukları insanları etkiliyordu sanki. Bu durumu en yakın arkadaşı olan Boses'da denemek istedi. Antrenman sonrası hızlı bir şekilde arkadaşının dükkanına doğru yol aldı. Ne duş almıştı ne de güzelce dinlenmişti ama bunları pek umursamıyordu. Arkadaşının dükkanına geldiğinde ondan yapamayacağı bir şey istedi. Ama bu sefer beklediği gibi olmadı. Şaşkınlıkla bunu nasıl istediğini soran arkadaşına başından geçen olayları anlatırken Boses'ında Luck'a anlatacakları vardı...
Sabah kaltığında kendini gereğinden fazla güçlü hissettiğini söyledi Luck'a. Boses arabalarla uğraşmayı seven bir insandı. Bugün yine her zamanki gibi arabayla uğraşırken hafif bir temasla arabayı yerinden oynatabildiğini şaşkın dolu gözlerle anlatıyordu Boses. Aynı derece şaşkınlıkla dinliyordu arkadaşının anlatıklarını ve artık rüyada olduğunu düşünme ihtimali daha ağır basıyordu.. Nasıl olabilirdi ki bütün bu olanlar.. Daha sonra arkadaşına kendi başından geçenleri anlatmak yerine ona göstermeyi tercih etti Luck. Boses'in çalışmış olduğu dükkandan herhangi birisini çağırmasını istedi. İstenildiği gibi herhangi birisini çağırdı Boses. Ve ona yanına çağırdığı elamandan , onun yapamayacağı bir şeyi istemesini istedi. Boses, öyle bir istekte bulundu fakat elaman şaşkınla bunu yapamayacağını söyledi. Luck dikkatli bir şekilde elamana bakıp Boses'ın söylediklerinin aynını elamana tekrar söyledi.. O andan itibaren olanlara ikisi de anlam veremiyordu. Çünkü elaman tek bir kelime etmeden Luck'ın dediklerini yapmaya çalışıyordu. Bu bir etkileme yeteneği miydi ? Öyle olmasa bile öyle görünüyordu. Luck ve Boses bu duruma çok şaşırmışlardı ama böyle bir durumu kime anlatabilirlerdi ki...
İlk akıllarına gelenler yakın arkadaşları olan King ve Deady'i aramak oldu.Onlar gelene kadarda bir kaç güç gösterisi ve etkileme gösterisi daha yaptılar birbirlerine. Daha sonra birbirlerini tokatlayıp uyanıp uyanmadıklarını yani rüyada olup olmadıklarını kontrol ettiler. Birbirlerine son günlerde neler yaptıklarını sordular olaya anlam verebilmek için. Ne olmuştuda böyle yeteneklere sahip olmuşlardı? Yoksa doğuştan var olan ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen birşey miydi bu ? Eğer doğuştan gelen bir yetenekse ailelerinde de olabilme ihtimallerini düşündüler. Sanırım en mantıklısı ailelerine sormaktı. Ama bunu nasıl yapacaklardı ? Ya aileleri onların deli olduklarını düşünürse ? Bir süre bu yetenekleri saklamaya karar vermişlerdi. Kısa bir süre sonra bir kapı sesi geldi. Gelen King'di. Gün içinde olanları ilk önce güzel bir şekilde anlattılar. Ama King yüzünde alaycı bir gülümsemeyle kafalarının güzel olup olmadığını sordu. Soruyu sormasıyla Boses'ın King'i tek elle havaya kaldırması aynı anda oldu. Kendini bir anda havada bulan King olanlara bir anlam veremiyordu. Rüya gördüğünü sananlar kervanına bir yenisi daha eklenmişti. Ve bu olay Luck'un herhangi bir gösteri yapmadan King'i inandırmasını sağlamıştı. Tuhaf ama tuhaf olduğu kadar da gerçek bir olayla karşı karşıya duruyorlardı. Peki ya King? Onun başından herhangi bir olay geçip geçmediğini sordular. Ama malesef King herhangi tuhaf bir olayla karşılaşmamıştı Boses ve Luck hariç. Bunu herkese söylemeyi bile düşünüyordu. Çünkü bu mükemmel sayılabilecek derecede güzel birşeydi.
Az bir zaman sonra telefon çaldı. Bu işlerinin çıktığını bahane ederek gelemeyeceğini söyleyen Deady'di. Üç arkadaş o gece sabaha kadar oturup bu yeteneklerle ne yapacaklarını yada neler yapabileceklerini konuşup durdular.. Bu tür yeteneklerle bir çok kötü ve iyi şeyler yapabileceklerinin farkındaydılar. Ama bu yetenekleri kimseye belli edemezlerdi. Birden akıllarına kendileri gibi insanların olup olmadığı geldi. Varsa onları nasıl bulacaklardı. Çünkü kendileri bile kimseye söylememe kararı almışlardı. Ya diğerleri? Onlarda böyle bir karar aldılarsa ? Kafalarında bir belirsizlik oluştu.. Ve bu belirsizliği bu yeteneklerin neden kendilerine geldiği düşüncesi takip etti.Sanırım en iyisi güzel bir uykuydu. Kısa bir süre sonra üç arkadaş evlerine dağıldılar. Uykunun onlara gelmesini beklediler.Uyuyamadılar.. Sizde böyle bir yetenek olsaydı sizde uyuyamazdınız diye düşünüyorum. Güneşin doğuşunu yataklarında tuhaf ve saçma şeyler düşünerek geçirdiler.. Hayaller kurdular.. Ve bir süre sonra hepsi güzel bir uykuya dalmıştı...
Peki yarın ne olacaktı?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FouR
FantasyLuck , Boses , King ve Deady bir gün anlam veremedikleri özel yeteneklerle gözlerini dünyaya açarlar. Bu yeteneklerle neler yapacaklarını henüz bilememektedirler.. Ya iyilik için... Yada var olan bir kötülüğü yok etmek için.. Şimdilik kimse birşe...