014

2.8K 284 75
                                    

Felix bina kapısının önünde geldiğinden beri yedi kez doğru konumda olup olmadığına bakmıştı. Her ne kadar çıkar çıkmaz Chan'e yolda olduğunun haberini verse de şu an müsait olmamasından çekiniyordu.

Birinin demir kapıyı açıp dışarı çıkmasıyla panikleyerek hızlıca kendini binadan içeri attı. Dışarı çıkan kız garipsese de üzerinde durmayıp gitmişti.

"En üst kat, en üst kat.." Kendi kendine mırıldanarak merdivenleri tırmandı.

CB97

Kapının üzerindeki yapıştırmayı görünce birkaç saniye düşündü "Chris Bang 97? Evet 97li. Mantıken.."

Kendi kendine mırıldanırken kapıya birkaç kez tıklattı. Felix'e çok uzun gelen bir sürenin ardından tekrar çaldı kapıyı.

"Kusuruma bakmayın banyoday- Felix sen miydin?"

Küçük olan kocaman gülümsemesini sundu "Merhaba!" Gerginliğini saklamaya çalışıyordu bir yandan.

Chan elini ıslak saçından geçirerek kapıyı iyice açtı "Hoş geldin, geç lütfen." Felix'in ses tonu kendisini şaşırtmıştı.

Felix içeri geçerken burnuna çarpan şampuan kokusuyla iki saniye duraksadı.

"Hayır hayır, lavanta olmaz." Bu çocuk bayılmasını falan mı istiyordu? Eğer amacı buysa başaracaktı da.

"Efendim?" Chan kapıyı kapatarak Felix'e dönmüştü.

"Şey.. günaydın!"

Büyük olan gamzelerini göstererek gülümsedi "Günaydın." Elini koridora doğru uzattı "Bu taraftan."

Salon ve mutfağın bir olduğu odaya girer girmez Felix sırt çantasını çıkardı. Odanın sağında bulunan gri L koltuğun karşısında bir televizyon ve kocaman bir bitki vardı. Mutfak adası ise salon ve mutfağı ayırma görevi görüyordu.

Chan mutfak adasının hemen karşısındaki tezgahta bulunan kahve makinesini çalıştırdı "İçersin değil mi?"

"Evet." Gülümseyerek mutfak adasının önündeki bar taburesine benzer sandalyeye oturdu. Chan'in sırtını kesmek işine gelirdi. Hem kim ona beyaz kolsuz bir tişört giyme izni vermişti ki?

"Kolay bulabildin umarım?"

"Evet evet, kolay buldum. Zaten 15 dakika sürdü yürüyerek, yakın oturuyormuşuz."

"Seni nasıl daha önce görmüş olamam." Arkasını dönüp kollarını mutfak adasına yaslamıştı.

"Aynı şeyi ben de düşündüm ama cevap bulamadım. Bir de iki dönemdir aynı okuldayız, orda da rastlamadım hiç. Çok ilginç."

Chan katıldığına dair kafasını sallamıştı. O sırada Felix, önünde duran kaslı kollara bakmamak için savaş verirken çantasından sandviçleri çıkardı "Şimdi ben neyi sevip sevmediğini bilmediğimden birkaç çeşit yaptım."

Dizdiği sandviçlere şaşkınlıkla baktı Chan "Sen mi yaptın bunları? Sabah sabah neden yordun kendini?" O sırada arkasındaki dolaptan tabak çıkarıyordu.

"Yok canım ne yorulması."

Önüne konulan tabaklara çıkardığı sandviçleri dizdi "Sevmediğin bir yiyecek var mı?"

AirDrop | Chanlix✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin