037

1.6K 134 47
                                    

"Nasıl yani sınıfta mı kaldın sen?"

"Hayır." Minho yüzünü bıkkınlıkla sıvazlayarak sabrını test eden Changbin'e baktı "Sınıfta falan kalmadım."

"Ee o zaman neden ikimizde ikinci sınıfı bitiriyoruz?" Sinsi sırıtışıyla ellerini göğsüne bağlayıp arkasına yaslandı. Gayet de biliyordu sebebini ancak Minho'yu sinirlendirmeye bayılıyordu.

"Changbin seni-" Oturduğu yerde öne atılıp tutmaya çalıştı dövmeli olanı. Sesini istemsizce yükselttiği için masadaki diğerlerinin de dikkatini çekmişti.

Chan her gün şahit olduğu atışmalarına göz devirdi. Kolunun altındaki sevgilisi ona soru soran gözlerle baksa da 'Boşver sen onları' bakışı atarak elindeki telefona geri döndü. Felix dudak büzerek yuvarlak çardaktaki küçük tartışmayı dinlemeye devam etti.

"Benden nefret ediyor bu tavşan." Çekiştirildiği belli olan tişörtünü düzeltirken söyleniyordu.

"Günaydın." Minho kısık bakışlarını üzerinde gezdirdi. O sırada Jisung başını, Minho'nun bacaklarına koyarak uzanıyordu. Dizlerini kırıp kendine çekti ve bakışlarını telefonundan çekti.

"Dersini mi verememiştin?" Merakla gözlerini kırpıştırarak alttan sevgilisine baktı.

"Hayır.." Tek kolunu, sırtını yasladığı çardağın yarım duvarına koydu "Yetenek sınavına girdiğim ilk sene elendim."

"Ne?" Hyunjin duyduğuyla gözlerini açtı "Seni mi elediler?"

"Eksik görmüşler." Ellerini iki yana açıp abartılı bir mimik yaptı. Birkaç kişi gülerken kucağında yatan Jisung'un saçlarına geçirdi parmaklarını.

"Jeongin'in çıkmasına on beş dakika kaldı." Felix kolundaki saati düzeltirken söylemişti. Aslında şan bölümü okumak için tüm sene eğitim almıştı ancak onun yanında olurda yetenek sınavını geçemezse normal sınav puanıyla başka bir bölüm yazacaktı. Şu an üniversite sınavına girmiş, büyükleri bahçede onu bekliyordu.

Etraftaki ebevynlerin aksine gayet rahatlardı. Aralarında gülüşüp kendi hallerinde Jeongin'i bekliyorlardı.

"Ben de bu sınava girmiştim." Chan, gri rengi neredeyse akmış sevgilisine çevirdi bakışlarını.

"Seni almayacaklardı da beni mi alacaklardı o çizimlerle." Saçlarını karıştırarak göğsüne daha çok çekti Felix'i

Küçük olan burukça gülümseyerek oynadığı parmaklarına döndü "Yok ondan değil.. Babam istemiyordu resim okumamı."

Chan nefes şeklinde sinir dolu bir gülüş vererek telefonunu masaya koydu "Benim de müzik okumama engel olmuştu."

"Sahi mi?" Felix sevgilisine döndü yattığı yerden.

"Evet zaten bu yüzden şu an mezun değilim. Bir sene başka bölümde okudum o adamın zoruyla." Başını sağa sola sallayarak yüzünü buruşturdu "Bir ticaret şirketinde yönetici pozisyonundaydı. Başımın etini yerdi her gün, benim yanıma geleceksin de iyi bir iş insanı olacaksın da bilmem ne."

Her gününe lanet okuduğu yıllarını hatırlamıştı. Lise ikinin sonlarında ne okumak istediğine adı gibi emindi. Okulun müzik grubundaydı, derslerden arta kalan zamanlarında kendince besteler yapıyordu, birkaç enstrüman çalmayı öğrenmek için çok çaba sarf ediyor ve bundan keyif alıyordu. Ancak babası bunların hiçbirini görmüyordu.

Chan ne zaman yeni bir parça çalmayı öğrense babasına dinletirdi ilk. Onun tarafından başarılı görülmeyi kendine amaç edinmişti çünkü. Bir kez olsun kendisine gurur dolu gözlerle bakmasını ve tebrik etmesini istemişti. Ne yazık ki aldığı tepkiler bunlardan çok çok farklı olmuştu.

AirDrop | Chanlix✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin