Av ve Avcı(Düzenlendi)

15.4K 547 162
                                    

        Medya_Dawson&Narcissa

        Medya_Dawson&Narcissa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


        _Dawson_


Kan kaplı bedenimi sokağın karanlık köşesine zar zor getirmeyi başardım. Lanet olası piç kuruları asla adil dövüşmeyi beceremedikleri için bu denli fazla yara almıştım. Gerçi sayıca üstün olmaları pek bir şey fark ettirmiyordu. Sonuçta yine hep kaybeden taraf olmaya devam ediyorlardı. Gecenin karanlığı onların cesetlerini olduğu gibi benim yaralı bedenimi de gizlediğinden şimdilik insanlara görünme korkum yoktu. Her adımda bedenim gerilirken yaraların acısını iliklerime kadar hissediyordum. Çoğu yara kapanmaya başlamış olsa da acilen kana ihtiyacım vardı ve bu eksikliği bir an önce gidermem gerekiyordu. Yoksa bir sonraki adım kendimi kan arzusu içinde kaybetmeye giderdi ve bu pek tercihim değildi. Ben beynimin kendi isteklerime göre hareket etmesinden memnundum.

 Açlık ise her zaman geri planda kalmalıydı, kalmak zorundaydı. Kan açlığının sonuçlarına tanık olmuştum, berbat bir şeydi. Kırmızı görmüş boğa gibi oradan oraya saldırmak, işin kötü yanı sadece birkaç saatlik bir bilinç kapanmasından bahsetmiyorum. Genel olarak bir vampir kendini kaybettiğinde haftalarca kendine gelemezdi. Birçoğunun sonu da avcıların ellerinde oluyordu. Avcılar... Benim için bir diğer belaydı, bu geceki piç kuruları ise ırkımdan olan düşmanlardı. Garip ikilem aklıma geldiğinde sırıtmama engel olamazken yaralar kendini yeniden belli etti. Yüzüm yeniden buruşurken gölgelerin arasında adımlar atmaya devam ediyordum. Bir yandan da açlığımı nasıl bastıracağımı planlıyordum. 

Saat geçti ve bu saatte genel olarak barlar avlanmak için en iyi mekanlar arasında ilk sıradaydı.  Zaten bende o yerleri her zaman açık büfe olarak görürdüm. Bana kucak dansı yapan bir pilicin narin boynuna dişlerimi geçirdiğimde benim için eğlencenin başladığı an olurdu. Onun hem kanının hem de bedeninin sonuna kadar tadını çıkartırdım.  Şu anda da olması muhtemel şeyler bundan farklı olmayacaktı. Sadece bu kez durumun aciliyeti vardı, hepsi bu... 

Sonunda bar kapısına yaklaştığımda bir köşeden bara girmek için sıra bekleyen insanları seyrettim. Bu mesafeden bile damarların da dolaşan o eşsiz tadın kokusunu alıyordum. Dişlerim sivrileşirken başımı sağa sola çevirdim. Kan arzum zihnimin önüne geçmeye çalışıyordu. 

"Sakin ol şampiyon!"

Kendime verdiğim bu komutla birlikte sıra bekleyen dişilerin üzerinde bakışlarımı gezdirmeye başladım. Erkeklere bakmıyordum çünkü kan emmenin o baştan çıkarıcı sonucunda bir erkeği becermenin düşüncesi bile berbattı. Benim menümü kadınlar oluşturuyordu ve onların narin bedenleri... Tercihleri başka olan vampirler olabilirdi ama ben dişiler den gayet memnundum.

Arayışım sürerken bir sarışın dikkatimi çekti, grubundan ayrı elinde telefonu ile uğraşıyordu. Hassas kulaklarımın duyduğuna göre henüz gelmeyen sevgilisi ile ufak bir atışma içindeydi. Ben ise içimden merak etme güzelim o sevgilinin sana yaşatacaklarının kat ve kat iyisini sana vereceğim diyerek gülümsedim.  Normalde insanların aralarına karışırdım ama üstüm başım diğer insanlarında dikkatini çekerdi ve şu an dikkat çekmeye gönüllü değildim. Telefonu ile uğraşan kız diğerlerinden biraz daha uzaklaştığında telefona daha yüksek sesle bağırmaya başladı. İşler sanırım fazlaca berbattı ve bu kızın mutlu edilmeye ihtiyacı vardı. Benim ise fazla miktarda kana... Dakikalar sonra ise istediklerimizi alacağımızı bilmem yüzümde sinsi bir ifadenin oluşmasına sebep oldu. İfademi korurken ise olabildiğince hızlı bir şekilde kızın yanına ilerledim.  Arkasından sessizce yaklaştığım kızın belini kavrayarak kendime çektim, aynı anda da bir elimle ağzını kapattım.  Kız korku ile elindeki telefonu düşürürken, ellerimin arasında korkudan titremeye başladı. Kulağına nefesimi üflerken, ürkek kalp atışlarını dinleyerek konuşmaya başladım.

Safkan Laneti (I.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin