255 42 35
                                    


17.08.21

Mark bu gün bir hafta üzerine tekrardan o kafeye gidecekti. Montunu üzerine çekip kafeye doğru yola koyuldu.

Anahtarı kapının üzerinde bıraktığı için Haechan onun tekrar Kore'ye geldiğini biliyordu. Aklına geldikçe bu durum onu deli ediyordu. Onu görmeye gelmişti. Haechan onu görsün diye değil.

Aslında o kafeye tekrardan gitmek bile büyük bir hataydı. Ama kendisini durduramadı. Milyonlarca kez Haechan ile geçtiği sokaktan ikinci kez tek başına geçip apartmanın önüne geldi. Ama kapısına bile bakmadan direkt olarak kafeye girdi ve kahvesini alıp oturdu.

Bir süre sonra karşısındaki masa çekilmişti ve karşına tanıdık bir sima oturmuştu.

"Selam"

Tipine dikkatli bir şekilde baktığında o gün Haechan ile beraber olan kişi olduğunu fark etti.

Sakin kalmaya çalışarak kahvesinden bir yudum aldı ve cevapladı.

"Selam?"

"Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyordum. Sende az çok şuanda bulunduğun durumun farkındasındır. Haechan'ın evin-

"Bizim," diye kesti Mark karşısındaki kahverengi saçlı çocuğun sözünü keserek. "Haechan ve benim yani bizim evimiz." Dediğinden dolayı pişman olmuştu. Hem suçlu hem güçlü göründüğünü hissetmişti. Ama kendisini tutamamıştı. Her ne kadar ondan iğrensede onu hayatından çıkartmak çok zordu.

Kaşını kaldırıp soracasına baktı karşısındaki yüz.

"Haechan'a böyle konuşmayacağım hakkında yemin etmiştim ama sen bunu hak gerçekten ediyorsun," dedi sinirden gülerken.
Derin bir nefes aldı kahverengi saçlı çocuk. Ona doğru eğilip kısık sesiyle şunları söyledi: "koskoca iki siktiğimin senesi boyunca neredeydin?" Biraz bekledi ve kendisini tutamayıp sinirden gülerken tekrardan söylendi "iki koca siktiğimin senesi?" Sağ elinin işaret ve orta parmağıyla ikiyi betimlerken sinirlerine hakim olmakta zorlandığı her halinden belliydi.

Mark'ın gözleri kocaman açılmıştı. Hem karşısındaki kişi küfür ediyor hemde bu tarz konuşuyor olması onların arasında arkadaşlıktan fazlası olmadığını gösteriyordu. Sakinliği korurken kahvesinden bir yudum aldı. Ve sorduğu soruyu büyük bir sakinlikle cevapladı.

"Kanada."

Kısa süreli bir bakışmadan sonra Sungchan sinirle gülüp konuşmaya başladı.

"Benimle dalga mı geçiyorsun? Haechan'ın durumundan haberin olmadı mı hiç? Onu nasıl yüz üstü bıraktığın hakkında hiç bir fikrin yok mu? Çok bencil bir insansın sen," masanın üzerine doğru eğilip ona doğru fısıldadı "Sen tanrının en zalim kulusun.

Mark şok olmuş bir biçimde karşısındakine bakarken ağzından tek bir kelime çıkmıyordu. Geçirdiği küçük şoku atlattıktan sonra kendisini tutamayıp hızlı hızlı konuşmaya başlamıştı.

"Senin, onun benden ne kadar önemli bir bilgi sakladığı hakkında bir fikrin var mı acaba?" Diye söylendi Mark sakin kalmaya çalışarak.

"2 sene boyunca benim ne halde olduğum hakkında bir fikrin var mı? Ne kadar zorluk çektiğimin?" Karşısındaki kişi gülmüştü bunu söylediğinde. Dahada sinirlenen Mark asla söylememesi gereken cümleyi söylemişti. "Haechan'ın iğrenç geç-"

Lafını tamamlamadan dudağının kenarına inen yumruk ile kendisini yerde bulan Mark, acıyla yüzünü buruşturup diklenmeye çalıştı. Tam karşısındaki kişi üstüne oturup yüzüne yumruk yağdıracaktı ki Mark'ın iki senedir duymadığı ses kulaklarına değip geçti.

'愚か者だけ' Only Fools, MarkHyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin