Zaman İlerledikçe

1.2K 83 4
                                    

Hayat değişikti.Bir gün karşısındakini güldürürken diğer bir gün ağlatıyordu.Hayatta insanlar gibi karmaşıktı.Duygulara boğulduğunda değişiyordu hayatları.Bir küçük söz bile yeticekken mutlu olmaya sırf korktukları için , o küçücük kelimenin büyük ağırlığını üstlenemedikleri için susuyorlardı.Yarının ne kadar farklı olabileceğinden habersiz...

Camdan sızan ışığın gözüne çarpışıyla uyandı derin uykusundan Kai. İri kahverengi gözlerini elleriyle ovuştururken karşısındaki uyuyan güzeli fark etti.İlk başta şaşırsada 1 haftadır onu izleyemediği için sessiz kaldı.Sehun'un soğuktan bembeyaz olmuş yanaklarını, kırmızı dudaklarını elleriyle keşfetti bir süre.Ardından üstündeki sıcak örtüyü alıp kendi kokusuyla sardı Sehun'u.

Kai Sehun'u izlerken neden burada olduğunu merak etmemişti bile.İçinden sadece bu anın sonsuza kadar sürmesini diledi.

Kai bronz tenini Sehun'un bedeninde gezdirirken fark edebiliyordu.Sehun'un ağladığı şiş gözlerinden belli oluyordu.Onu böylesine üzen şeyin ne olduğunu bilse de elinden bir şey gelmiyordu.Sadece Sehun'un artık mutlu olmasını diliyordu.

Sehun'un süt beyazı teni güneşle birleşelip harika bir manzara yaratıyordu. Kai bu güzelliği izlerken aklına gelen şeyle Sehun'un şiş gözlerine birer minik öpücük kondurup yataktan ayrıldı.

Odasında kulaklık ve telefonunu ararken salonda bıraktığını hatırlayıp aşağıya indi. Rastgele bir şarkı açıp dışarı çıktı.Kısa süre sonra elindeki kutuyu bir kenara bırakarak mutfağa doğru ilerledi.

Yemeklerle işi bittiğinde Kai piknik sepetini aramaya başladı.

Kai'nin küçüklüğünden beri gittiği bir göl vardı.Gölün ona huzur verdiği gibi Sehun'a da huzur vermesini diliyerek bu yemekleri hazırlamıştı.Eğer işe yararsa Sehun bugün gerçekten , içten gülücekti...

Piknik sepetini bulduğunda yavaşça kapları , meyveleri içine yerleştirdi.Sıra tabaklara geldiğinde üst rafta duran desenli tabakları aldı.Sırayla sepetin içine yerleştirirken bir yandan da şarkı sözlerini mırıldanıyordu.

Bir süre sonra müziği duyamamaya başladı.Ne olduğunu anlayamadığı için kulaklıkta bir sorun olduğunu düşündü.Müziği kapatıp kulaklıkları çıkarırken başına giren ağrıyla kendinden geçti.Baş ağrısı sürerken çığlık atmamak için zor tutuyordu kendini.Sonunda bacaklarındaki gücü kaybedip yere yığıldı.Düşmeden önce masaya tutunmak isteyince tabaklardan biri onunla birlikte yere düşüp Kai'nin elinde derin bir kesik oluşturmuştu.

Bu arada Sehun gelen sesle derin uykusundan uyandı.Kai'yi yanında göremeyince gelen ses onu daha fazla korkutmuştu.Hızla yataktan çıkıp merdivenleri indi.Mutfakta Kai'yi görünce hemen yanına koştu.

Kai'nin baş ağrısı çoktan geçmişti ama hala duyamıyordu.Sakinleşmek için yere oturup kafasını bacakları arasına gömmüştü.

Sehun Kai'nin yanına vardığında kanayan elindeki kırık parçasını gördü.

''Kai? Ne oldu? İyi misin?''

Sehun ne kadar çok soru sorduğunun farkında değildi ama Kai onu duymamıştı.Sonradan netleşen sesleri duyduğunda Kai kafasını kaldırıp Sehun'un gözlerinden akan göz yaşlarına baktı.

''Kai lütfen cevap ver. İyisin değil mi?''

''B- ben iyiyim. Sadece tabak bir anda elimden kaydı.''

Sehun Kai'nin cevap vermesiyle derin bir oh çekti.Etraftaki kırıkları ayağıyla ittirdikten sonra Kai'yi kaldırıp acile götürdü.

Eline dikiş atılıp , pansuman yapıldıktan sonra birlikte eve döndüler.Yol boyunca ikiside hiç konuşmamıştı ama çok düşünmüşlerdi.İkisininde aklında bir sürü soru oluşmuştu.Cevabını alamayacakları sorular.

Try Again And SmileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin