Giriş-Tanıtım

424 23 21
                                    

Bağırtılar eşliğinde odalarına saklanan iki küçük çocuk bir birilerine sarılarak, ağlıyor, annelerinin bir an önce gelmesini diliyorlardı. Küçük çocuklar, uzun siyah saçları, esmer tenleri ve kahve rengi gözleriyle bir birilerinin tıpa tıp aynısıydılar.

Tek fark çocuklardan tekinin sol göz altının kırmızı olmasıydı. Bu fark, onları ayıran tek şeydi. Tabi bir de karakter farklarını da unutmamak gerekiyor.

Kırmızı gözlü çocuk, yani  Salih biraz daha naif, çabuk kırılan, birazcık da korkak bir çocuktu. Aynı zamanda kalbi de çok genişti. Ondan nefret eden insanları dahi sevebilecek bir çocuktu.

Diğer çocuk, Sadettin ise, cesur, gözü pek, akıllı, bir çocuktu. İkiz olsalar bile, Salih ona her zaman abi diye sesleniyordu. Bu Sadettin’in, Salih’i her şeyden ve herkesten koruduğu için ola bilirdi.

Konumuza geri dönersek, şimdi o cesur çocuk Sadettin bile korkarak, Salih’i sarıyor birazcık olsa da kardeşini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Dışarda, salonda, Kasımın ve Annelerinin çığlık sesleri yükseliyordu.

Artık bıkmıştı annesinin gördüğü eziyetlerden. Neden babası gelip onları almıyordu ki?

Kaç kez görmüştü kahvede otururlarken, abisi Cumali ile, ya da Emmi ve Paşa ile birlikte, ama hiç bir zaman onlara göz ucu ile bakmamıştı.

“Abi, korkuyorum.” Salih’in sesiyle düşüncelerine ara verip ona sarılan kardeşine döndü. Saçlarını okşadı ve sesini duyurmak için kulağına doğru fısıldadı. “Geçecek, merak etme."

Bir gün geçecek kardeşim, bir gün geçecek. Sadece birazcık sabırlı ol. Babamız bizi almaya geldiğinde, Kasımın da canına okuyacak. Her şey çok güzel olacak.

Dolu gözlerini saklayarak saçlarını okşamaya devam etti.

Baba ne olursun çabuk gel, artık dayanamıyorum. Artık koruyamıyorum..

“Babamız neden gelmiyor Sadettin?” Kardeşinin sesiyle yeniden ona döndü.

“Gelecek.”

Dışarıdan gelen yüksek sesle birlikte ikisi de irkilerek doğruldu. Salih titreyen ellerini Sadettin’e uzattı. “Neler oluyor?” diye sordu kekeleyerek.

Sadettin ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi, kapıyı açmadan önce Salih'e dönüp, “Kal burada.” Dedi.

Kapıyı yavaşça açtığında görüş açısına önce bir çift ters dönmüş terlik, ardından yere uzanmış bir beden girdi. Üzerinde de ağlayarak elini tutan bir adet Kasım.

Bir kaç dakika olduğu yerde durdu. Algılayamıyormuş gibiydi. Annesinin cansız bedenine baktı, sonra da Kasıma, en sonda da arkasındaki ağlayarak Annesine doğru koşmaya hazırlanan kardeşine.

“Ne yaptın sen?!” Bu küçük fısıltı o anda duyulmasa bile Kasımın gözlerine bakarak söylediği için, ne söylediğini bir tek o anlamıştı.

Bu sefer bağırdı Sadettin. “Ne yaptın sen?!”

Annesine doğru koştuğunda, yanına Salih de gelmişti. Salih, bağırarak ağlıyor annesini çağırıyordu ama hiç bir cevap anlamadığından daha da ağlayıp bağırmaya devam ediyordu.

“Anne, kalk lütfen.”

Sadettin ayakta put gibi dikilmiş bekleyen Kasımın üzerine yürüyüp bir kaç yumruk atmaya çalıştı küçücük elleriyle. Kasım bu küçük, acıtmayan yumruklarla kendine gelmiş gibi irkildi ve Sadettin’i iterek koşarak dış kapıya ilerledi, kapıyı çarparak kaçtı.

Kaç dakika geçti bilinmez, komşular bu iki çocuğun sesine eve gelip, yerde yatan kadını görünce bağırarak polisi aramaya başladılar.

Kadının çoktan öldüğünün bilincinde olan bir kaç komşu çocukları uzak tutmaya çalışsa da, çocuklar hiç oralı olmamış annelerini bırakmamak için direnmişti.

Bundan sonra gelişen olayları az çok tahmin edersiniz..

Kasım kaçsa hile yakalanmış ve tutuklanmıştı..

Sadece bir günde hayatlarının değişeceğini farkında olmayan bu iki küçük çocuk ise, kaç gün babalarının onları almaya gelmesini bekleseler de, babaları hiç gelmemişti. Ama hala ümit ediyorlardı. Bir gün babalarının onları gelip alacağını biliyorlardı..

Nerden bile bilirlerdi ki, o günün hiç gelmeyecek oluşunu..

<•••>

Yazarken baya heycanlıydım. Açıklama kısmında spoi vermedim sırf bunu okuyup da, sizin de heycanlanmanızı istediğim için.

Yb ne zaman gelir emin değilim. Belki de, diğer kitabımı bitirdikten sonra ata bilirim, çünkü hem yeni evlendiğimden ve de çokta vaktim olmamasından dolayı, diğer iki kitabımı birden idare edemem diye düşünüyorum. Umarım beni anlarsınız. Hepinizi öpüyorum.  İyi okumalar.

Ha bu arada, arada küçük sürprizler yapıp yazarak ata bilirim yb bu kitaba. Ne olacağı belirsiz yani. Tek isteğim beni anlamanız.

Öpüyorum, hoscakalın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çukur || Kırmızı ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin