Not: Anlamsız karakterler, küfürlerin sansürlenmiş hâli.
•
Tam eve dönecekken elime tutuşturulan belge ile sinirim tepeme fırlasa da belli etmedim.
"Evde tamamlarsın." demişti bir de.
"Elbette Bay Kang." dedim gülümseyerek. Bay Kang arkasını döner dönmez kaşlarımı çatarak elimdeki belgeyi çantama koymuş ve homurdanmaya başlamıştım.
"#^$£÷%@_$€÷^@. Seni kertenkele kılıklı şeytan #/@£=^@€$£=*÷^@€$£=. Umarım banyoda götün soğuk fayansa değer seni %+₺!*$,)¥."
Aksilikler peşimi bırakmamıştı. Eve giderken de annem aramış, beni bir güzel azarlamıştı.
"Güzelim adamı kaçırdın. Şu çeneni bir türlü kapalı tutamadın Jihye. Ne diye bu kadar küfür ediyorsun ki? Eve uğra da ağzına acı biber doldurayım senin!"
Evin kapısını açmaya çalışırken, "Of anne." demiştim. "O bok çuvalı yakışıklı olabilir ama kişiliği berbattı. Benim yüzümden değil, Siwoo'nun piçliği yüzünden ayrıldık."
Kapıyı açıp içeri girdiğimde annemin bana çemkirmesi uzun sürmedi. "Sen çok mu harika bir kişiliğe sahipsin?! Biraz huyuna gitseydin şimdi düğün için tarih bakıyor olurdunuz!"
"Hıı aynen. Neyse çok işim var, kapatıyorum." Telefonu kapattığımda annemin çığlığı yarıda kesilmişti.
"@_+£=¥=&×_@£$&÷ erkekler. Hiçbiri bir boka yaramıyor." diye mırıldanıp içeri gittim. Üzerimi değiştirdikten sonra yemek yemiş, sonra da Bay Kang'ın elime verdiği belgeyi çevirmeye başlamıştım.
Zil çalınca sinirle nefes aldım. Huzur içinde yaşamama neden izin vermiyorlardı ki? Bu sefer kim gelmişti?!
Kapıyı açmaya giderken sakinleşmek adına derin bir nefes almıştım. Bu sayede kapıyı açarken sinirim biraz geçmişti.
"Ah, selam Jihye!" dedi üst katımda oturan Bongmi teyze.
Hemen gülümsedim. "Merhaba."
Elindeki küçük tencereyi kucağıma bırakırken, "Çorba yapmıştım, sana da getirdim biraz. Nasılsın?" demişti.
Dökülmediğinden emin olacak şekilde tencereyi tuttum. "Zahmet etmeseydin keşke, çok sağ ol. İyiyim, sen nasılsın?"
Biz ayaküstü sohbet ederken merdivenlerden genç bir adam çıkmış ve bize bakmadan karşı komşumun zilini çalmıştı. Bongmi teyze bana kaş göz yaparak fısıldadı. "Bu kim?"
Dudaklarımı 'Bilmiyorum.' der gibi büzdüğümde karşı komşumun kapısı hafifçe aralanmıştı. Gözlerim büyüdü. Demek cidden sadece işine gelenlere kapıyı açıyordu şu @¥=₺+^!€$&=!
"Pardon çocuğum." dedi Bongmi teyze. Tam içeri girmek üzereyken bize döndü genç adam. Kapı o kadar az açılmıştı ki arkasında biri varsa bile görünmüyordu. Üstelik o küçücük aralıktan göründüğü kadarıyla ev kapkaranlıktı. Işıkları bile açmıyor muydu?
Satanist falan mı acaba?
"Bana mı dediniz?" diye sordu adam.
Bongmi teyze yüzündeki kocaman gülümsemeyle, "Evet çocuğum. Sen kimsin?" dedi.
Adam ensesini kaşırken bana da bir bakış attı. Sanki, 'Ne diyor bu kadın? Kurtar beni.' der gibi bakmıştı.
Tanışıyor muyuz pardon? Niye kurtarayım seni?
"Şey," dedi adam, ben onu umursamayınca. "Arkadaşımı ziyarete geldim."
Bongmi teyze, avını gözüne kestirmişti. Küçük adımlarla ona yaklaşırken, "Adın ne bakayım senin? Kaç yaşındasın?" dedi.