1.BÖLÜM(ASANSÖR)

40 2 0
                                    

Baba omzu diye bir yer var. İliklerine kadar huzur hissettiğin. Bazen bulunamaz o huzur, ama bulmak için beklemeye değer...

1.BÖLÜM(ASANSÖR)

"Nerede bu telefon Allah aşkına". Şu an ne mi yapıyorum, kilitli odamın içinde her yeri darma duman etmiş telefonumu arıyorum. Ben Kumru. Sadece Kumru... Bir soyadım yok, ya da ben istemiyorum. Annem... Daha babam ölmeden ikinci evliliğini yapan annem. Her gün kavga ettiğim odalarda beni kilitli tutan annem. Babam nerede mi? Şu an hastanede, bitkisel hayatta. Neden? Anne demeye bin şahit isteyen, o "baba" demem "gereken" şahıs yüzünden. Babam ise; her şeyden çok sevdiğim, hayata bağlanma sebebim, ilk ve tek aşkım.. Telefonumu bulabilsem görmeye gideceğim babamı. O güzel yüzünü. O en sevdiğim görmeye doyamadığım yüzünü. "Ahann buldum seni". Telefonumu bulmanın sevinciyle camı açıp atladım aşağıya ki zaten ilk kattayız. Hayatımın toplam 19 yılının 4 yılını camdan atlayarak geçirdim zaten. Bu yüzden çok sıkıntı etmiyorum. Kapıda duran bisikletimi alıp hastanenin yolunu tuttum. Giderken bir yandan da babama neler desem diye düşünüyordum. İlerlerken tam solumda bir menekşe dükkanı gördüm. Menekşe... Babamın en sevdiği çiçektir menekşe. Hemen dükkanın önüne bisikleti bırakıp bir demet menekşe aldım ve hastaneye vardım. Bisikleti kapının önüne kilitleyip içeri doğru adım attım. Hastaneler, galiba travma sebebim. Hiç sevmem hastaneleri. Ama babam için gelirim tabi ki. Konuşurken asansörün önüne geldim ve 5 rakamına bastım. Oda:32. Odaya varınca açtım kapıyı, ve o yüzle karşılaştım. Yatıyordu.. Bembeyaz, solgun, sararmış yüzüyle yatıyordu ama hala çok yakışıklı gözüküyordu. Yanına gittim dolmuş gözlerimle, tuttum soğuk ellerini. Sonra kendi kendime üşümüş babam diye gülüp üstünü örtmeye çalıştım titreyen ellerimle ve dolu gözlerimle. Tam o an gözümden bir yaş aktı. Oturdum koltuğa. Tuttum sımsıkı ellerini bırakmak istemiyor gibi. Konuşmaya başladım susmak istemiyorcasına.

"Babam, canım babam. Sensiz bu hayat bir hiç gibi baba. Gelsen sen, neşelendirsen beni. Kahvaltı etsek eskisi gibi. Sen olmasaydın bir dakika düşünmez gelirdim yanına. Ama sen, sen varsın baba. Sana ihtiyacım var hiç olmadığı kadar lütfen gel.." Sanki bir damla yaş aktı gözünden. Güçlendirdi beni. Duyuyordu biliyordum. Duysun her şeyi; beni, acılarımı, özlemimi, sevgimi, duysun bütün dünyayı. Sonra kendi kendime söylendim, Kumru kendine gel kızım diye. Kendine gel.. Gelmezsen güçlü olamazsın. Ve sen Kumru, sen dünyanın en güçlü kızısın.. Babama baktım bir daha. Sonra sıkıca tuttuğum elinden çektim ellerimi.
"Babam ben su alıp geliyorum bekle beni geleceğim hemen." Odadan çıkıp asansöre yöneldim. Doluydu galiba üç erkek vardı. Ben tam geri dönerken esmer, aralarındaki en yakışıklı çocuk  "gel yer var." diye seslendi bana. Çekine çekine girdim aralarına.

"Oğlum Zafer Amcaya söyle de şu asansöre bir ayna yaptırsın Allah aşkına bebeksi yüzümü göremiyorum burada."

"Efe senin şu egonu ne yapacağız acaba. Abi adam kendini Tyler Posey falan sanıyor şu hale bak." diyerek dalga geçti diğer çocuk.

"Efe, Rüzgar susun artık abi vır vır beynimi siktiniz lütfen ya." arkamı döndüğümde bana seslenen çocuğun olduğunu gördüm. Yakından bakınca daha da yakışıklı gözüküyor cidden. Ama ama ama bir insan bir cümlenin içinde hem küfür edip hem de nasıl rica edebilir Allah aşkına. Böyle düşünmeye devam ederken bir an asansörün ışıkları söndü ve durdu. Ben n'oldu diye şaşırırken asansör bu seferde hızlanmaya başladı.

"Neler oluyor bir şey yapın babama gitmem lazım n'olur." diye bağırdım.

"Sakin ol nefes al, ver. Asansör düşüyor galiba, sakin olun ve başınızı koruyun hiçbir şey olmayacak söz veriyorum size. Senide babana götüreceğim tekrardan söz." İnanılmaz derecede güveniyordum bu çocuğa. Bir şey çekiyordu kendine nedensizce. Ama söz verdiği gibi tutabilecek miydi. Gidebilecek miydim babama. Belki evet, belki hayır...
----------------------------------------------------------
Selam canımın içleri. Farklı bir kurguyla karşınızdayım bu sefer. Bu karakterlere karşı öyle bir yakınlık besliyorum ki içimde. Gerçekten Efe olsun Rüzgar olsun Onur ve Kumru olsun. Hepsi içimden gelenler hepsi bana yakın olanlar. Kumru'nun hikayesi gerçekten çok acı.. Babasına dediği şeylerde gerçekten gözlerim doldu ve ağlayacaktım yani ksnzlwmzlwmzlwmd. Ama bir o kadarda Efe favorim cidden o egosu beni öldürüyor sşzmelsmspemdp. Bu karakterleri oluştururken sadece şunu istedim, bize umut olsunlar... Hiçbir şeyden vazgeçmeyelim. Hep ayakta duralım hiçbir şey bizi yıkamasın. Kumru, Efe, Rüzgar, Onur size birer umut olsun canlarım. Sizleri seviyoruum. Unutmayın yıldızları aydınlatan, ay'ı aydınlatan aslında güneştir.. Sizlerde benim güneşlerimsiniz<3

ASANSÖRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin